CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Resmi Gazete'de 14 Temmuz 2025 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren turizm sektöründe kesintisiz çalışma süresini 6 günden 10 güne çıkaran düzenlemeye ilişkin partisinin genel merkezinde açıklama yaptı.

Çeşitli iş kollarının yaşadığı sorunların kamuoyu ile paylaşıldığı CHP Genel Merkezi'nde kurulan Emek Kürsüsü'nde konuşan Taşcıer'e; TÜRK-İŞ’e bağlı TOLEYİS Sendikası, Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası, İstanbul Gastronomi Aşçılar Derneği, Gastronomi Şefleri Federasyonu, Türkiye Barmenler Topluluğu ve Türkiye Gastronomi Medyası üyeleri eşlik etti.

Düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını belirten Taşcıer, şunları kaydetti:

"Bugün 15 Ağustos. 8. dönem toplu kamu çalışanları sözleşmesinin hükümet tarafından teklif sunulması gereken bir gün. Ancak anlaşılan o ki, kamu emekçisine 7 ay her gün ölümü gösterip sonunda sıtmaya razı edenler şimdi de devlet memurlarını direkt açlıktan öldürmeye hazırlanıyor. Böyle ciddiyetsizlik, böyle insafsızlık, böyle pervasızlık hiçbir dönemde görülmedi. Ama 'yaparsa AK Parti yapar' diyerek caka satmayı marifet sayanlar zalimliğin de hakkını veriyorlar. O yüzden diyoruz ki, bugün Türkiye'de sefaleti dayatanlar ile adaleti arayanlarla arasında büyük bir mücadele var. Bir tarafta emeğin, özgürlüğün, eşitliğin tarafında duranlar var. Diğer tarafta gelir adaletini, sosyal güvenliği, güvenli çalışmayı ortadan kaldıran, insan onuruna yaraşır bir yaşamı yok edenler var. Bu nedenle emeğin sesini gür bir biçimde duyurmak, farklı iş kollarında yaşanan yapısal sorunları kamuoyuna taşımak ve hak temelli bir emek siyasetini ortak akılla büyütmek, iktidarın suni gündemlerini boşa çıkartmak için Emek Kürsüsü'nü hayata geçiriyoruz.

Emekçilerin sözünü siyasetin ve hayatın merkezine taşıma sorumluluğundayız. Çünkü demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir. Emekçinin sofrasındaki ekmek, çalışma koşulları, iş güvenliği, işçi sağlığı, ücret ve adaleti ve sendikal haklar da en az seçim sandığı kadar da önemlidir. Emek Kürsüsü'nün temel hedefi dayanışma kanallarını güçlendirmek, emeğin hakkını koruyacak demokratik mekanizmaları hayata geçirmek olacaktır. Emeği, siyasetin yüksek kürsülerinden değil hayatın tam içinden konuşmak için buradayız. Bugün turizm çalışanları emekçileriyle birlikteyiz. TÜRK-İŞ’e bağlı TOLEYİS Sendikası, Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası, İstanbul Gastronomi Aşçılar Derneği, Gastronomi Şefleri Federasyonu, Türkiye Barmenler Topluluğu, Türkiye Gastronomi Medyası üyeleri ile yaklaşık 1,5 milyon çalışanın sesi olmak için buradalar. Aktaracakları sorun ülke yönetimine hakim olan keyfiliğin ve kurarsızlığın somut kanıtı olacak.

"Bu düzenleme dinlenme hakkına yönelmiş açık bir siyasal gasptır"

Çünkü Anayasa'nın 50. maddesi 'dinlenmek çalışanın hakkıdır' der. Yedi günlük zaman diliminde kesintisiz en az 24 saat dinlenme işçinin kanuni hakkıdır. Oysa 14 Temmuz 2025'te Resmi Gazete'de yayınlanan değişiklik ile konaklama tesislerinde çalışan turizm emekçilerinin hafta tatili fiilen yok edildi. Haftada 6 gün çalışmadan sonra kazanılan 24 saatlik kesintisiz dinlenme hakkı yazılı rıza bahanesiyle 4 güne kadar ertelebilir hale geldi. Aslında pratikte mesaisiz 10 gün çalışma anlamına gelen bu düzenleme dinlenme hakkına yönelmiş açık bir siyasal gasptır. İtirazımız da bu gasbadır. Dinlenme hakkı patronun lütfu değil çalışma yaşamının ayrılmaz bir parçası ve hakkıdır.

"AK Parti, turizm emekçisinin gerçekliğini görmezden geliyor"

Uzayan mesai aralıklarında dikkat azalır, iş kazaları artar, yazın strese maruz kalan emekçiler görünmez ve sessiz tehlikeyle karşı karşıya kalır. Turizmin marka değeri yorgun ve sağlığı bozulan emekçinin omuzundan sürdürülemez. Kaliteli hizmet ancak dinlenmiş bir emekle mümkündür. Ne var ki AK Parti, turizm emekçisinin gerçekliğini görmezden geliyor. Zaten emekçilerin büyük çoğunluğu sezonluk, vardiyalı, düşük ücretli çalışıyor. Taşeron zinciri ile güvencesiz çalıştırılıyor. Böylesi emek yoğun, iş kazası yüksek işlerde dinlenme hayati zorunluluktur.

Kocaeli'de orman yangını! yoğun duman Bursa'ya ulaştı...
Kocaeli'de orman yangını! yoğun duman Bursa'ya ulaştı...
İçeriği Görüntüle

Dünya nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz? Avrupa'da fiili haftalık çalışma süresi 36 saate geriledi. Bazı ülkelerde 32 ve 35 saat bandı tartışılıyor. AKP ise esneklik adı altında hukuksuzluğu pazarlamanın derdinde. Aslında AKP iktidarı bir asır önce tarihe gömülen kölelik düzenini yeniden inşa ediyor. Tek adam rejimi, turizm sektörü üzerinde modern köleliğin yolunu yaptığını görüyoruz."

"Kölelik düzenini asla kabul etmiyoruz"

Taşcıer'den sonra konuşan TOLEYİS Sendikası Ankara Şube Sekreteri Bedrettin Gün ise konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Öncelikle bu kölelik yasası çıkmadan yaptığımız çağrılara karşılık veren ve bugün turizm emekçilerinden yana olup bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sayın Gamze Taşçıer'e teşekkür ederiz. TOLEYİS Sendikası olarak belirtmek isteriz ki, bu turizm sektörüne 10 gün kesintisiz, izinsiz çalışma dayatması insan onuruna, Anayasa'ya ve uluslararası çalışma standartlarına aykırıdır. Ve biz Hz. Ömer döneminde kaldırılan 1425 yıl sonra tekrar hortlatılan bu kölelik düzenini asla kabul etmiyoruz. Sektörde yetkili tek sendika olarak Bu yasa çıkmadan önce gerek yazılı, görsel basın, gerekse sosyal medyada yürüttüğümüz kamuoyu bilgilendirmelerinin yanında tüm siyasi partilere çağrımızı yaptık. Bu çağrıya Cumhuriyet Halk Partisi tarafından cevap verildi ve yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'nde süreç başlıyor."

"Kartalkaya yangınındaki durumun tekrarlanması demek olur"

Gün'den sonra söz alan Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası adına konuşan Zafer Cengiz, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "On gün çalışma bizler için ölüm demek. Hem meslektaşımız hem vekinimiz belirtti. On gün çalışma içerisindeki durum, Kartalkaya yangınındaki durumun tekrarlanması demek olur. 10 gün çalışan bir aşçı 10. gün içerisinde mutlaka dikkatini yitirecektir" ifadelerini kullandı.

"Hiç yatmadan 3 gün işe gittiğimi biliyorum"

Cengiz'den sonra konuşan bir turizm emekçisi kadın da "Çocuğumu geçindirebilmek için 3 mesai çalıştığımı biliyorum. Hiç yatmadan 3 gün işe gittiğimi biliyorum. Biz 8 saat ücretli çalışıyoruz ama geri kalan 12 saat de ücretsiz çalışıyoruz. Bizim evde çocuğumuza bakma yükümlülüğümüz var. Kaynanamıza bakma yükümlülüğümüz var. Babamıza, annemize yaşlıysa bakma yükümlülüğümüz var" diye konuştu.

"Evine geç gittiği için çocuklarına nasıl bakacak?"

Bir başka turizm emekçisi kadın ise "Engelli çocuğu olan anne, bakıma muhtaç olduğu için bakmak zorunda. Evine geç gittiği için çocuklarına nasıl bakacak" dedi.

Tekrar söz alan Taşcıer, şu ifadeleri kullandı:

"Turizm emekçilerine buradan bir çağrı yapalım. Hiç şüpheniz olmasın kölelik düzeni olan bu düzenlemeyi biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Anayasa Mahkemesi'nden geri döneceğinden hiçbir endişemiz yok. Çünkü grevi yasaklayan değil, güvence altına alan, sendikal mücadeleyi bastıran değil, genişleten, çalışma süresini uzatmayı esneklik olarak pazarlanmayan, insanca çalışma, onurlu yaşam düzeni sunan bir Türkiye'nin mümkün olduğuna inanıyoruz. Ve bu düzende de Cumhuriyet Halk Partisi olarak hep birlikte daha adil, daha eşitlikçi, daha demokratik bir çalışma hayatını hep birlikte inşa edeceğiz"