Cumhuriyet’ten Elif Özge Yalçın’ın haberine göre, Ege’deki üreticilerden sonra Çukurova’da da pamuk üretiminde sorunlar büyüyor. Topraktan hasada, işlemeden tekstile dek tüm zincirin çürüme noktasına geldiğini belirten çiftçiler, “Artık pamuk ekmek, zarar etmek” diyor. Bu nedenle üretimden çekildiklerini söyleyenlerin arttığı bölgede çırçır fabrikalarının neredeyse tamamı satılık. İplik tesisleri de birer birer kapanıyor ya da taşınıyor.
Üreticiler maliyet sorununa, bir de alıcı bulamamanın eklendiğini vurguluyor.
Uzun yıllar pamukta güçlü bir üretici olan Türkiye’de üretim her yıl azalırken pamuk ithalatı da artıyor. “Çukurova’da pamuk üretimi bitme noktasına geldi” diyen Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, 1990, 1995 yılları arasında ovada 2 milyon 850 bin dekar pamuk ekildiğini, bugün ise alanın 180-190 bin dekar civarına gerilediğini anlatıyor. Hükümeti göreve davet eden Tayakısı’ya göre atılması gereken adımlar şöyle:
“Ürün desteklemeleri ve temel destek programlarındaki tutarlar reel maliyetlere göre revize edilmeli. Ürün destek ödemeleri ekim-dikim öncesi belirlenmeli. Takip eden yılın dördüncü beşinci ayına kadar bekletilmemeli.”
MISIR’LA REKABET ZOR
Önceki dönemde AKP Karataş ilçe başkanlığı da yapmış olan çiftçi Menderes Kırık, “Çiftçi seneye pamuk ekmeyecek” diyor. 2024’te zarar etmeye başladıklarını, girdi fiyatlarının yüzde 50 artmasına karşılık tarladan satış fiyatının yüzde 10 arttığını belirten Kırık şöyle devam ediyor:
“Bir kilo pamuk üretmenin maliyeti 30 TL. Çukobirlik 30 TL’den aldığını söylüyor ama nakliye ve stopaj bedelleri ve aynı zamanda randıman üzerinden kesinti yaptığı için fiyat 27 TL oluyor. Çukobirlik ödemeyi 2 ay sonra yapıyor bu yüzden çiftçiler peşin para 24 TL’den serbest piyasadaki tüccara satıyor. Dekar başına 3 bin TL zarar.”
Çiftçi Uğur Samen, sorunun maliyet-satış dengesizliğinden kaynaklı yüzde 25 zarardan ibaret olmadığının altını çiziyor ve anlatıyor:
“Üstüne toprak sahibi olmayan üreticinin kira bedelini, satışa kadarki sürede TL’nin değer kaybını ekleyin. Amortisman da kimsenin aklına gelmiyor ama bir traktör en az 2 milyon lira, ekipman masrafı da cabası. Ayrıca en az 8 kez ilaçlama yapmalısınız, çiftçinin buna da gücü yetmeyince rekolte düşüyor.”
Türkiye’nin giderek ithalata daha fazla yönelmesinin de yerli üreticiyi çaresiz bıraktığını belirten Samen, yerli üretimin devam edebilmesinin üretim planlamasına da bağlı olduğunu söylüyor. Rekabet gücünün korunması için destek gerektiğine işaret eden Samen, bugünkü koşullarda ise Mısır’daki pamukla rekabet etmenin imkânsız olduğuna dikkat çekiyor. Şunları ekliyor:
“Son tarım sayımına göre çiftçi yaş ortalaması 59. Gençler toprakta tutunacak dal görmüyor. Üretenlerse şehirde barınamayacakları düşüncesiyle devam ediyor. Burada en azından işçiliğim bana kalır.”




