İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu sabah gerçekleştirilen yeni operasyon dalgasıyla CHP'li 3 büyükşehir belediye başkanının da aralarında olduğu 18 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Ümit Özdağ, CHP'yi ziyaret edecek
Ümit Özdağ, CHP'yi ziyaret edecek
İçeriği Görüntüle

Suç örgütü lideri olarak tanımlanan Aziz İhsan Aktaş'ın 'etkin pişmanlık' ifadesi ile Adana Büyükşehir Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alınırken, bir başka bir soruşturmadan da Antalya Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek gözaltına alındı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yeni operasyon dalgası üzerine gelen tepkilere X hesabı üzerinden yaptığı bir açıklamayla yanıt verdi.

"Kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde yargının buna kayıtsız kalması düşünülemez" diyerek operasyona sahip çıkan Tunç, "Hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir. Kamu görevi yürütenler dahil herkes, yargı denetimine tabidir" dedi.

Tunç "Hukuka saygısı olan herkesin yapması gereken; yargının vereceği kararı beklemek, hukuki sürece saygı göstermek ve adil yargılamaya gölge düşürecek tutumlardan kaçınmaktır" ifadelerini kullandı.

"KİMSE HUKUK KARŞISINDA LAYÜSEL DEĞİLDİR"

Tunç'un sözleri şöyle:

Antalya, Manavgat, Adana ve Adıyaman belediye başkanları hakkında rüşvet ve irtikap iddialarına ilişkin, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca başlatılan adli soruşturmalar, hukukun gerekleri doğrultusunda ve tamamen yasal sınırlar içinde sürdürülmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca; "Bir suç işlendiği izlenimini veren bir durum ortaya çıktığında, Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve kamu davası açılıp açılmayacağına karar vermek üzere derhal soruşturmaya başlamakla yükümlüdür."

Kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde yargının buna kayıtsız kalması düşünülemez. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca ortaya konulan deliller ve iddialar karşısında, şüpheli konumdaki şahısların savunma hakları güvence altındadır.

Hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir. Kamu görevi yürütenler dahil herkes, yargı denetimine tabidir. Soruşturma safhasında yürütülen adli işlemleri “siyasi”, “taraflı” ya da “kasıtlı” göstermek; doğrudan yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına zarar veren, yargıyı yıpratma amacı taşıyan sorumsuz ithamlardır.

"PEŞİN HÜKÜMLER SORUŞTURMAYI ETKİLEMEYE YÖNELİKTİR"

Dosyaların içeriğini bilmeden yapılan “ortada suç yoktur” ya da “kesin suç işlenmiştir” şeklindeki peşin hükümler, soruşturmayı etkilemeye yönelik beyanlar niteliğindedir.

Özellikle bazı çevrelerce yargı mensuplarını hedef alan kara propagandalar; adli süreçlere ve hukuk güvenliğine zarar vermektedir.

"SORUŞTURMALARI CUMHURBAŞKANIYLA İLİŞKİLENDİRME CÜRETİ GÖSTERENLER ANAYASAL DÜZENE SALDIRIYOR"

Adli soruşturmaları saygısız ve hadsiz bir üslupla Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirme cüreti göstererek mesnetsiz ve seviyesiz ithamlarda bulunanlar, aslında doğrudan yargıya, hukuka ve anayasal düzene saldırmaktadır.

"KİMSE HÜKÜM VERME HADSİZLİĞİNDE BULUNAMAZ"

Soruşturmayı yürüten bağımsız adli makamlara yönelik hakaret ve tehdit içeren açıklamalar; açıkça yargıya baskı kurma, adaletin tecellisini engelleme ve kamuoyunu yanıltma teşebbüsüdür.

Bu tür saldırgan ve sorumsuz söylemler, asla kabul edilemez. Yargı süreci devam ederken, hiç kimse kendisini hakim-savcı yerine koyarak hüküm verme hadsizliğinde bulunamaz.

Hukuka saygısı olan herkesin yapması gereken; yargının vereceği kararı beklemek, hukuki sürece saygı göstermek ve adil yargılamaya gölge düşürecek tutumlardan kaçınmaktır."