MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugünkü grup toplantısında siyaset sahnesini hareketlendiren açıklamalar yaptı.
Gazetelerin ve televizyonların haber merkezleri manşet üstüne manşet atarken Bahçeli önce CHP lideri Özgür Özel’in çağrısına destek verip İBB davasının TRT’den ve tüm televizyonlardan canlı yayınlanmasını istedi. Daha sonra ise İmralı’ya komisyon gitmeli mi gitmemeli mi tartışmasına nokta koyup gerekirse kendisi üç arkadaşıyla İmralı’ya gideceğini söyledi.
Manşetler peş peşe gelirken gözden kaçan ayrıntılar oldu.
MHP lideri Bahçeli, bugünkü grup toplantısında ekonomiye ilişkin de mesajlar verdi. Bahçeli’nin ekonomiye farklı bakış sunulması gerektiği tezi üzerinden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e dersler verdiği yorumları yapıldı.
MHP lideri Bahçeli’nin ekonomiye ilişkin açıklamaları şöyle:
“Ekonomi rakam, oran, yüzde, matematik, grafikten çok daha öte bir alandır, böyle de olmalıdır. Keynes’in dediği gibi, sorun yeni fikirlerde değil, içinde yetiştiğimiz zihinlerimizin her köşesine tutunmuş eski fikirlerdir. Modası geçmiş ekonomik düşünceler miras aldığımız kör noktalardır. Bize kendi çıkarlarımızı düşünen, birbirinden yalıtılmış, sürekli hesaplar yapan, zevkleri sabit ve doğa üzerinde egemen kişiler olduğumuzu kabullendirmek istediler. Görünmez el metaforuyla sömürünün çarkını çevirdiler.
Piyasayı eşrefi mahlukat olan insanın önüne geçirdiler.
0’inci yüzyıl ekonomisinin yakasına rasyonel insan portresi astılar. Oysaki her insanın rasyonel olması, her sakallının dede olması kadar saçma bir beklentiydi. Aslında hepimiz aynı şeylerden konuşuyoruz, fakat konuştuğumuz şeyin ne olduğu konusunda hala anlaşabilmiş değiliz. Alışıldık düşünce ve ifade kalıplarından kaçma mücadelesi veriyoruz, fakat henüz tam bir sonuç almış sayılamayız. Eski teorik şemaları yıkan yeni keşifler yapmadıkça, daha adil, daha insani, daha vicdani, daha hakkaniyetli, daha eşitlikçi, daha paylaşımcı bir dünyaya ve küresel ekonomiye ulaşmamız sadece entelektüel bir sızlanma olarak kalacaktır.
Bugünkü şartlarda dünya nüfusunun yüzde 20’si açlıkla ve yetersiz beslenmeyle yüz yüzedir. Açlık ve mutlak yoksulluğun hiç yenilmeyen veya israf edilmiş yiyeceklerin yüzde 10’uyla tamamen ortadan kaldırılması yapılan araştırmalarla ortadadır.
Ne ekonomi eski ekonomidir, ne de dünya eski dünyadır. Çok yediğinden obez olan çocukların olduğu dünya ile hiç yemediğinden eti kemiğine yapışmış çocukların olduğu dünya korkunç bir çelişkidir, böylesi bir düzen Allah’ın nizamı olarak da görülemeyecektir. Ekonomide yeni bir hikayeye, milli ve manevi değerlerimizle temerküz etmiş yepyeni bir zihniyet devrimine ertelenemez ihtiyacın olduğunu görmeliyiz. Hem büyümeyi, hem sosyal gelişmeyi, hem de sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlamak zorundayız. Önümüze dikilen bentleri birlikte aşmalıyız. Kronik ve konjoktürel hastalıkları kalıcı olarak tedavi etmeliyiz.
Türkiye ekonomisi toparlanma ve düze çıkma aşamasındadır. Enflasyon düşecek, hayat pahalılığı bitecek, kişi başına düşen gelir insanca yaşamaya dayanak olacaktır. Ezcümle fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makro ekonomik istikrar Allah’ın izniyle sağlanacaktır. Fakat bu amaca ulaşabilmek için yolsuzluk bataklığını kurutmak da mutlak bir zorunluluktur.”