TBMM'de her hafta Salı günleri gerçekleştirilen MHP Grup Toplantısı, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin çarpıcı açıklamaları nedeniyle son haftalarda oldukça ses getiriyor.
Yeni çözüm sürecinin de Başlatıcısı olan Bahçeli, grup toplantılarında Terörsüz Türkiye süreci başta olmak üzere gündeme ilişkin AKP'ye gönderme içeren pek çok mesaj dile getiriyor.
Son olarak süreç komisyonunun Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı'ya gitmesi krizine ilişkin açıklama yapan Bahçeli, "Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulmayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek? Şayet Meclis’te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum; alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem" dedi.
Bahçeli'nin bu açıklamaları siyaset gündeminde şok etkisi yarattı.
Her hafta Salı gününe bomba gibi düşen açıklamalar AKP'de de büyük panik yaratmış durumda.
Nefes gazetesi yazarı Nuray Babacan'da AKP kulislerinde gözlemlediği bu durumu bugünkü köşesine taşıdı.
Babacan Şu ifadelere yer verdi:
Ankara’da siyaset koridorlarında yeterince zaman geçirirseniz, algıyla-gerçeği, yalanla-doğruyu, planla-plansızlığı ayırt edebilirsiniz. Anlatılan her konu, memleket sorunlarına, siyasetçi psikolojisine dair fikir verir. Örneğin, son bir yıldan beri AKP’lilerin SALI SENDROMU yaşadığı gerçeği gibi.
Cumhur İttifakının küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir süreden beri grup toplantısında verdiği ‘imalı’ mesajlar, AKP’lilerin korkulu rüyası oldu. Bazıları ‘pek sübliminal’ olan bu mesajların kime yönelik olduğu, altında ne yattığı, bir hafta boyunca konuşuluyor.
Bu mesajların ‘dost uyarısını’ aştığını düşünenler az değil. ‘Kesinlikle önümüzdeki döneme ilişkin mesaj içeriyor” diye endişe duyanlar var. Son, ‘üç maymun oynayanlar’, ‘İBB davası TRT’den yayınlansın...’ mesajlarının adresinin AKP olması gibi... Kesin olan bir şey var ki; salı günleri AKP’lileri çok geriyor!
MAFYA YURT DIŞINA KAÇABİLMEK İÇİN 'PARTİ' KURUYOR
Babacan yazısının devamında, kurulan bir partide genel başkan seçimine yapılan itiraz sonucu ortaya çıkan dikkat çekici bilgileri de aktardı. Söz konusu seçimde oy kullananların partili olmaması gerekçesiyle itiraz yapılmış ve başlatılan soruşturmada, partinin siyasetle ilgisi olmadığı, kurucularının çete ve mafya bağlantılı kişiler olduğu ortaya çıktı.
Türkiye'de siyasi parti sayısının 170'e dayandığına dikkat çeken Babacan, bu kişilerin amacının, dava sürecine bağlı olarak Türkiye'den kaçarken “siyasi parti genel başkanı” sıfatını kullanıp “baskı görüyoruz” diyerek siyasi sığınma hakkı elde etmesi olduğunu belirtti.
"Mafya mensuplarının yeni merakının, naylon parti kurup yurtdışında siyasi sığınma hakkı kazanmak olduğu anlaşılmış…" diyen Babacan, organize suç yapılanmaları için yeni bir yöntem oluştuğunu ifade etti.
Yazının ilgili bölümünde şu ifadeler yer aldı:
Türkiye’de siyasi parti sayısının 170’e çıktığı bilen var mı? Son seçimde merak edenler 150 olduğunu öğrenmişti. Çoğu seçime katılmaya hak kazanamayan bu partilerin neden kurulduğu konusunda ilginç yeni bilgiler var.
Tabela partilerinin, kartvizitle iş takip etmek, hatta genel merkezlerinde kumar oynatmak gibi amaçlarla kurulduğu anlatılır. Ancak yeni durum pek bilinmiyor ve memleketteki çürümeyle örtüşüyor:
“Kurulan yeni bir partide tartışma çıkıyor ve ‘genel başkan seçimine katılanlar partili değil’ diye itiraz başvurusu yapılıyor. Soruşturma aşamasında, söz konusu partinin siyasetle ilgisinin olmadığı, çete ve mafya davalarına konu olan isimler tarafından kurulduğu, dava sonucuna bağlı olarak ülke dışına kaçarken ‘siyasi parti genel başkanı’ sıfatıyla ‘Türkiye’de baskı görüyoruz’ diyerek siyasi sığınma hakkı elde etme amacı taşıdıkları ortaya çıkıyor.
Mafya mensuplarının yeni merakının, naylon parti kurup yurtdışında siyasi sığınma hakkı kazanmak olduğu anlaşılmış…
Yazının tamamı için tıklayınız...