Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak görevden alınması ile başlayan operasyonlarda tutuklananlar sistematik baskı ve işkencelere maruz kalıyor. Ekrem İmamoğlu aleyhine itirafçı yapılabilmek için tutuklananlara uygulananlar, işkenceye dönüyor. Nezarethanede yemek verilmeden günlerce tutulmak ve cezaevlerinde tek kişilik hücrelere atılma gibi uygulamalarla tutuklular üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılıyor. Son olarak aralarında Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün tek sıra dizilerek görüntülerinin servis edilmesi bu kişilere karşı suçluymuş algısı oluşturmak istendiğini ortaya koydu.

BirGün'den Kayhan Ayhan'ın haberine göre; avukatlarından habersiz Silivri’den Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Medya A.Ş eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, uğradığı kötü muameleyi “Afyon işkencesi” başlığıyla kaleme aldı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrı yaptı.

Atayman, “‘Bir parça ekmekle, 7,5 saat bileklerim kelepçeli hâlde, bir metrekarelik zırhlı bir kabinin içinde Afyon’a sevk edildim. Bileklerim kelepçeden mor. Yerde yatıyorum... Tutuklular devletimize emanettir’ diyordunuz; böyle mi sahip çıkılıyor? Bu fiziki ve psikolojik şiddete, bu işkenceye son verin” ifadelerini kullandı.

AÇIK BİR CEZALANDIRMA

“Herhangi bir suçum olmadığı için adaletin tecelli edeceği inancıyla serbest kalmayı sükûnetle beklerken Afyon’a sevk ile en somut halini alan fiziki ve psikolojik şiddet, yaşanan süreci paylaşmayı gerekli kıldı” ifadelerini kullanan Atayman, şunları kaydetti:

“72 gün hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutuldum. Sonra bir parça ekmekle, 7,5 saat bileklerim kelepçeli hâlde, bir metrekarelik zırhlı bir kabinin içinde Afyon’a sevk edildim. Bileklerim kelepçeden mor. Burada yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. Haftada sadece bir kez, 10 dakikalık görüşme hakkım var. Bu bir yargılama değil, bu açık bir cezalandırmadır… MASAK kaydım yok, HTS kaydım yok, şüpheli mal varlığım yok. 20 aylık genel müdürlük dönemine dair tüm belgeler yargıda; tek bir yasadışı, mevzuat dışı hizmetim yok. Aksi yönde bir soru da sorulmadı. Benden istenen nedir, hangi gerekçeyle bu muameleye maruz kaldığımı anlamıyorum. Görev yaptığım süre içinde makam aracını mütevazı bir araç ile değişerek kurum menfaatini gözettim. Genel müdürlük kartvizitimi dahi çalıştığım kuruma masraf olmasın diye kırtasiyede bastırdım. Bu mu suçum? Afyonkarahisar’a ulaşım en hızlı 6 saat sürüyor, en yakın havalimanı 60 kilometre uzaklıkta. Ailem yaşlı insanlar… Güvenlik ve sağlık haklarım ihlal ediliyor, ziyaret ve savunma hakkım fiilen engelleniyor; kişilik haklarım ve masumiyet karinesi çiğneniyor. Bu sevk ile yalnızlaştırılarak sosyal bağlarımdan koparılıyorum. Bulunduğum koşulları hak edecek hiçbir davranışım olmadı. Bugüne dek devlete ve millete zarar verecek tek bir eylemim olmadı.”

HER ŞEYİNİ KENDİSİ YAPAR

Atayman ailesi de yaşananların açık bir cezalandırmaya dönüştüğünü ve hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiğini dile getirerek “Elif, ortada suçlama olmaksızın hücre, koğuş ve cezaevi değişikliğiyle oradan oraya savruluyor. Bu ceza değilse nedir? Uygulamalar ne hukukidir ne vicdanidir. Biz sadece adalet istiyoruz. Elif’i serbest bırakın, tutuksuz yargılayın” diyerek bakanlığa çağrı yaptı.

Atayman’ın meslek hayatı boyunca tüm görevlerinde şeffaf, etik, hukuka ve idari mevzuata titizlikle uyarak hizmet sunduğunu vurgulayan ailesi, Medya A.Ş’deki görevi sırasında gösterdiği az rastlanır yönetici hassasiyetlerinin, kendileri için Atayman’ın suçsuzluğunun en değerli kanıtı ve aile olarak vicdani iç huzurlarının kaynağı olduğunu belirtti.

Aile, “Elif bir iletişim profesyoneli olarak haberden reklama, yayıncılıktan sinemaya uzanan geniş bir yelpazede deneyime sahip. Aynı zamanda Basın Konseyi’nde tüm iletişim faaliyetlerinin meslek ilkelerine ve ahlakına uygun yürütülmesi için fikir üretiyor, emek veriyor. Genel Müdürlük kartvizitini dahi çalıştığı kuruma masraf olmasın diyerek kırtasiyede bastıran bir insandan, bir anneden suçlu çıkmaz” diyerek tepkisini ortaya koydu.

Atayman’ın avukatı Faik Eren Kaptan sevk kararına itiraz edeceklerin belirtti.

SUÇ DUYURUSU

Kaptan BirGün’e yaptığı açıklamada, "Hukuksuz bir işlem olduğu için sorumlular hakkında suç duyurusunda da bulunacağız. Çünkü bu ceza güvenlik tedbirleri kanununa aykırı. Bir sevkin olması için çeşitli şartları kanun sınırlıyor. Hiçbir şart nakil yönünden geçerli olmamasına rağmen böyle bir sevk yapıldı" dedi.

Cezaevlerinde bulunanların neredeyse yarıya yakınının yerde yatırıldığını da belirten Kaptan, "Benim müvekkilim Silivri’de hep ranzada, yatakta yattı. Çünkü orada yer var. Fakat nakil yapıldığı yerde, yatak yak yerde yatıyor. Demek ki Afyon’daki cezaevi kapasite açısından yetersiz. Bunları düşününce de bu nakilin hiçbir mantığı yok" diye konuştu.

TECRİT UYGULAMASI

Gazeteci Erk Acarer'in sosyal medya hesaplarına erişim engeli
Gazeteci Erk Acarer'in sosyal medya hesaplarına erişim engeli
İçeriği Görüntüle

Afyon’a sevk ile birlikte Atayman’ın hem kendisiyle hem de ailesiyle görüşemediğini de vurgulayan Kaptan, "Müvekkilimle görüşmek için başvuru yaptım. Uzaklaşması çok büyük engel. Annesi, babası yaşları ileri. İstanbul’da çalışan oğlu var. Buradan gittiğinizde iki gününüzü ayırmanız lazım. Bu insan haklarına uymuyor, bir tür tecrit yaratıyor" ifadelerini kullandı.