Gezi davasında tutuklu bulunan menajer Ayşe Barım hakkında aylardır dile getirilen “cezaevinde kalamaz” uyarılarına rağmen resmi makamlar sessizliğini korurken, Adli Tıp Kurumu (ATK) nihayet sevk kararı verdi. Barım, tam teşekküllü bir hastaneye gönderilecek. Ancak bu, tutukluluğuna dair kesin bir karar değil—tedavi sonrası sağlık durumu yeniden değerlendirilecek.

İmamoğlu'ndan Komisyon'a destek: Tam yol ileri!
İmamoğlu'ndan Komisyon'a destek: Tam yol ileri!
İçeriği Görüntüle

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım’ın sağlık durumu hakkında 11 Temmuz'da ATK’dan rapor talep etti. Aynı gün muayeneye çağrılan Barım, 16 Temmuz'da yeniden değerlendirmeye alındı. ATK 11. İhtisas Kurulu, raporunu ancak 23 Temmuz'da tamamladı. Karar net: Kalp, damar, sinir sistemi, mide-bağırsak ve psikiyatri alanlarında ciddi tetkikler gerekiyor. Sevk edileceği hastane, ancak üniversite ya da tam donanımlı bir araştırma hastanesi olabilir.

ATK'nın verdiği mütalaaya göre, kilo kaybı ve kardiyak riskler başta olmak üzere Barım’ın durumuna dair kapsamlı tıbbi süreç tamamlandıktan sonra yeni bir değerlendirme yapılacak. Cezaevinde kalmasının uygun olup olmadığına dair asıl karar, bu ikinci aşamanın sonunda verilecek.

Barım’ın uzun süredir devam eden sağlık sorunlarına rağmen bugüne kadar sevk edilmemiş olması, tutuklu yargılama sisteminin insan haklarıyla bağını bir kez daha sorgulatıyor. Kilo kaybı, kalp sorunları ve psikiyatrik destek ihtiyacı olan bir tutuklunun bu kadar bekletilmesi, “sağlık hakkı”nın tutukluluk haliyle nasıl çatıştığını ortaya koyuyor.

Ceza infaz sistemi içerisinde bir tutuklunun hayati sağlık sorunları yaşamasına rağmen ancak aylar sonra hastaneye gönderilmesi, hem hukuk hem vicdan açısından düşündürücü. Şimdi gözler, Barım’ın hastane süreci tamamlandıktan sonra gelecek yeni ATK raporunda.