CHP İstanbul İl Yönetiminin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Verilen karar bir tedbir kararı. Kurultay delegesinin başvurusu üzerine verilen bir karar ve yargılama süreci bu. Bir taraftan ceza soruşturması, ceza davaları, bir taraftan da Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Siyasi Partiler Kanunu ve Dernekler Kanunu'na atıfla yapılan davalar var. Tabii her iki dava birbirini etkileyebilecek düzeyde'' dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TRT Haber’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Mahkemenin CHP İl yönetiminn tedbiren görevden uzuklaştırılmnasına yönelik kararı sorulan Tunç, şunları söyledi:
''Siyasi partilerimizin böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını bir siyasetçi olarak hiçbirimiz istemeyiz. Her şey kanuna, Anayasa'ya, Siyasi Partiler Kanunu'na göre yürüsün isteriz. Bütün temennimiz, bütün partiler açısından böyledir.
Tabii devam etmekte olan bir yargılama süreci var. Şu anda dava bitmiş değil. Hem Ankara’da Genel Merkez Kurultayı ile ilgili hem de İstanbul’da İstanbul İl Kongresi ile ilgili yürüyen süreç var. Verilen karar bir tedbir kararı. Kurultay delegesinin başvurusu üzerine verilen bir karar ve yargılama süreci bu. Bir taraftan ceza soruşturması, ceza davaları, bir taraftan da Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Siyasi Partiler Kanunu ve Dernekler Kanunu'na atıfla yapılan davalar var. Tabii her iki dava birbirini etkileyebilecek düzeyde.
"Eğer bir hukuki sakatlık var ise, o zaman bu delege seçimlerinin ötelenmesi gerektiği kanaatinde mahkeme"
İstanbul İl Kongresi ile ilgili olarak dün açıklanan karar, henüz tabii dava devam ediyor. Burada davanın esasıyla ilgili olarak kimin haklı, kimin haksız, bu konuda değerlendirmeyi yapacak olan elbette ki yargı makamıdır. Sonuçta kararı mahkeme verecektir ve bu mahkemenin kararı da itiraza, istinafa ve temyize tabi olacaktır. Bu süreçler şu anda devam ediyor.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dühn vermiş olduğu kararda, 38. İstanbul İl Kongresi'nde seçilen il yönetiminin, il yönetim kurulu üyelerinin, il disiplin kurulu üyelerinin görevden tedbiren el çektirilmesi ve 39. kurultayla ilgili olarak devam eden seçim süreçlerinin İstanbul bakımından durdurulması, sadece İstanbul bakımından. Çünkü 39. Kurultayla ilgili karar alındı biliyorsunuz CHP Genel Merkezi tarafından ve delege seçimleri şu anda devam ediyor. Eğer bir hukuki sakatlık var ise, o zaman bu delege seçimlerinin ötelenmesi gerektiği kanaatinde mahkeme. O nedenle o açıdan bir tedbir kararı var."
"BU SORUŞTURMALAR ADLİ SORUŞTURMALAR"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in''“Mahkeme kararını tanımıyoruz' açıklamasını değerlendiren Tunç, şunları kaydetti:
"Mahkeme kararını tanımıyoruz demesi çok talihsiz ve uygun olmayan bir açıklama. Demokratik hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Mahkeme kararı eleştirilebilr, kararın yanlış olduğu söylenebilir ama o yagı kararına uyulması hukuk devletinin gereğidir. Herkes kendi hakkını kendi aramaya kalkarsa orada devlet düzeni olmaz. Buradaki tepki haksız bir tepki. CHP Genel Başkanı’nın ifadeleri sürekli yargı mensuplarını tehdit eden, hakaret eden şeklinde. Burada yargı süreçlerini sükunetle, sabırla beklemek ve hak arama süreçlerini de sonna kadar kullanmak gerek. Adalet Bakanı olarak bize yargıya müdahale etmemizi ister bir tavrı var. ‘Cumhuriyet savcıları, hakimler böyle yapıyor. Adalet Bakanı olarak siz buna müdahale edin’ şeklinde. Böyle bir durum söz konusu olabilir mi? Kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir ülkedeyiz. Biz Cumhuriyet savcılarına, hakimlerimize bu soruşturmayı durdurun diyemeyiz. Bu soruşturmalar adli soruşturmalar. Oysa bu soruşturmalar sanki siyasi gibi bir algı yaratmaya çalışıyor."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in ''Yüzyılın en büyük yolsuzluk davası. Bizde sadece tanık beyanı ile ilgili tutuklu kimse yok'' şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Tunç, ''Tutuklama sebepleri bellidir. Bu sebeplerden birisi varsa hakim kararıyla tutuklamalar gerçekleştirilebilir. ‘Siz neden tutukladınız?’ derseniz bu kararlardan yola çıkarak yargı mensuplarımızın takdir yetkisini farklı şekillerde yorumlayarak hakaret edip tehdit ederseniz bu olmaz. İtiraz mekanizması var, itiraz edilir ve itiraz mekanizması bunu denetler'' diye konuştu.
"BU KOMİSYON BİR KANUN YAPMA KOMİSYONU DEĞİL"
'''Terörsüz Türkiye' sürecine yönelik bundan sonra hangi somut adımlar atılacak'' sorusuna Tunç, şöyle yanıt verdi:
''Bu aşamaya kolay gelinmedi. Son 1 yılda evet hızlandı ve ‘Terörsüz Türkiye’ olarak adlandırıldı. Bu son 1 yıllık aşamaya gelinceye kadar da geçmişte 41 yıllık bir mücadele var. Bu komisyon bir kanun yapma komisyonu değil. Bu süreci değerlendiren, sürecin kalıcı olmasını, bir daha bu ülkede terörün hortlamaması için istişare eden bir komisyon. Adalet Bakanlığı olarak da bizler görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Bu görüşmeler ışığında yapılması gereken hususlar oldu, kalıcı hale getirecek bir takım adımlar da atıldı. Bazı kanuni düzenlemeler de yapıldı. 10 . Yargı Paketi’nde hasta tutuklulara ilişkin düzenlemeler yapıldı. Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler hakkında birçok yasal düzlemde ilerleme oldu. Uygulama ile ilgili olarak da gerek cezaevleri görüşmeleri, nakiller, idare ve gözlem kurullarının alacağı kararlar, iyi hal değerlendirmeleri hep bu atmosfere, gelişen duruma göre değerlendirildi. Bundan sonra yapılması gereken ne olabilir? Elbette yasal düzenleme Meclis’in takdirinde. 11. Yargı Paketi ile ilgili taslak çalışmamız var.''
"EKİM AYINDA MECLİSE SUNACAĞIZ"
18 yaş altı suça sürüklenen çocukların işledikleri suçlara dair yasal düzenlemenin ayrıntılarını da anlatan Tunç, şunları söyledi:
''Çocuk Adalet Merkezleri oluşturuyoruz artık. Bursa’da ve Erzurum’da Çocuk Adalet Merkezimizi açtık. Çocukları yetişkinlerin yargılandığı mahkemelerden, adliyelerden farklı ortamlarda bu hem suça sürüklenen çocuk bakımından önemli hem de suç mağduru çocuk bakımından önemli. Bizde 12 yaşın altındaki çocuklarda suçun cezası yok. Onlara özgü tedbirler uygulanır. 12-15 yaş arasındaki bir çocuk eğer suç işlemişse ve suçun idrakinde ise suçu yarı oranda indirilir yetişkinlere göre. 15-18 yaş aralığında ise burada diğer cezalar 3’te 1 oranında indirilir. Alternatiflerimizi, ülke uygulamalarını hazırladık. En uygunu hangisi olabilir konusunda değerlendirmelerimizi de yaparak milletvekillerimizin takdirine hazır hale getirdik. Ekim ayında Meclis açılınca sunacağız."