Heybeliada Ruhban Okulu, son dönemde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki en dikkat çekici diplomatik gündemlerden biri haline gelmiş durumda. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği yeni görüşmede, okulun yeniden faaliyete geçirilmesi ve azınlık hakları konuları öncelikli başlıklar arasında yer aldı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Washington’daki temasları, bu meseleyi Amerikan tarafı açısından daha da önemli hale getiriyor. Ruhban Okulu’nun açılması tartışması, yalnızca sembolik bir değer taşımakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin dini özgürlükler konusunda vereceği mesaj açısından da öne çıkıyor.

HEYBELİADA RUHBAN OKULU NEDİR?

Heybeliada Ruhban Okulu, din adamı yetiştirmek amacıyla, 1844 yılında Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı olarak, Yüksek Ortodoks Teoloji adıyla açıldı. Hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti döneminde okul, bağlı metropolitlikler ve kiliselerin din adamı ihtiyacını karşıladı.

Okulun durumu, 1922 ve 1923 yılları arasındaki Lozan Barış görüşmelerinde önemli bir tartışma maddesi oldu. 1971'de özel öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yasal düzenlemenin ardından okul kapatıldı. Kapatıldığında dört yıl lise ve üç yıl teoloji eğitimi veriyordu.

HEYBELİADA RUHBAN OKULU NEDEN ÖNEMLİ?

Ruhban Okulu, ABD ve özellikle Trump yönetimi için önemli görülüyor çünkü dini özgürlükler konusunda Türkiye’nin attığı adımların bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Washington, okulun yeniden açılmasını hem azınlık haklarının korunması hem de Fener Rum Patrikhanesi’nin geleceği açısından kritik kabul ediyor. Ayrıca ABD, dünyadaki dini özgürlüklerin savunucusu rolünü öne çıkarırken bu konuyu Türkiye ile ilişkilerde sembolik bir test dosyası olarak değerlendiriyor. Trump döneminde de Fener Rum Patriği Bartholomeos’un temasları sayesinde bu mesele, iki ülke arasındaki diplomatik gündemin üst sıralarında yer alıyor. Akıbeti yıllarca tartışılan okul, özellikle 1990'lardan itibaren Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik çabaları sürecinde sık sık gündeme geldi.

RUHBAN OKULU YENİDEN AÇILACAK MI?

Mayıs ayında Ekümenik Patrik I.Bartholomeos, Heybeliada Ruhban Okulu’nun, 2026 yılının Eylül ayında yeni öğrencilerini ağırlayabileceğine ilişkin iyimserliğini dile getirmişti. Yunanistan’da birtakım ziyaretlerde bulunan Patrik Bartholomeos, Eliza Goulandiris Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi’nde onuruna verilen davette yaptığı konuşmada, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması hususuna değinmişti.

Kathimerini gazetesinden yer alan habere göre, Patrik Bartholomeos, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeşil ışık yakmasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmelerin devam ettiğini ve okulun yeniden açılmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.

Erdoğan, Trump görüşmesini değerlendirdi
Erdoğan, Trump görüşmesini değerlendirdi
İçeriği Görüntüle

1971’de eğitime kapatılan okulun özellikle 1990’lardan sonra açılması için birçok temasta bulunulmuş, birçok söz verilmiş ancak okul kapalı kalmaya devam etmişti.

NASIL BİR STATÜYLE AÇILABİLİR?

Eğer okul açılacaksa nasıl bir statüyle açılabileceği konusu da yıllardır tartışılıyor. Konuyla ilgili BBC Türkçe'nin görüştüğü avukat Kezban Hatemi, gönderdiği yazılı açıklamada, öncelikle okulun açılması önünde hiçbir hukuki engelin olmadığını savunmuştu.

Ruhban okulunun 1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun bazı maddelerinin 1971'de iptal edilmesinin ardından kapatıldığını belirten Hatemi, bununla birlikte okulun bu kanuna göre kurulmuş olmadığını, 1844 yılında bir azınlık meslek okulu olarak açıldığını, bu yüzden kapatılmasının dayanaksız olduğunu belirtiyor.

Hatemi, açıklamasında "Ruhban Okulu'nun 1971 yılına kadar faaliyet gösterdiği statü ve sistemin bugünkü sistem ile uyumu açısından bariz farklılıklar gösterdiği için bakanlıkla yapılan görüşmelerde teoloji eğitiminin statüsü açısından henüz mutabakata varılamadığını" aktarıyor. Avukat Hatemi'ye göre müzakerelerde tartışılan farklı seçenekler arasında "eski okulun açılması, yeniden müracaat, teoloji meslek yüksekokulu ve bir üniversite yapılanması" bulunuyor.

"Rum Patrikhanesinin bu konudaki temel isteği 1971'de kapatılmış olan Ruhban Okulu'nun eski statüsü ile aynen açılmasıdır" diyen Hatemi ekliyor: "Bundan kastedilen statü Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 'özel okul' statüsüdür. Okulun yönetimi Rum Patrikhanesi'nde, denetimi Milli Eğitim Bakanlığı'ndadır."

AÇILMASINI ELEŞTİRENLER NE DİYOR?

Okulun açılması konusu Türkiye'de geçmişten bu yana siyasi tartışmalara neden olurken, günümüzde de bazı siyasi kesimler, okulun açılması çabalarını eleştiriyor.

Bu çevrelerin eleştirilerinde, okulun açılmasının "Avrupa Birliği ve ABD'nin bir dayatması olduğu" iddiaları öne çıkıyor. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ da Ağustos 2024'te yaptığı bir açıklamada, okulun açılması çabalarını eleştirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "İstanbul'un ortasında ikinci bir Vatikan kurulması sürecini başlatmış oluyor" demişti.

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Cihat Yaycı da okulun açılmasını sık sık eleştirerek "tamamen özerk statü kazanma çabaları bunlar" ifadelerini kullanmıştı.

Eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili, Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Metiner ise Kasım 2024'te paylaştığı bir sosyal medya mesajında, "Yunanistan'daki Müslüman Türk kardeşlerimizin Lozan'da kabul edilen hak ve özgürlükleri aynısıyla sağlanmadığı sürece Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması yanlış olur" demişti.