Tekirdağ Çerkezköy’de 4 yaşındaki bir çocuğun 33 yaşındaki öz dayısı tarafından istismara uğradığına ilişkin şikayet üzerine başlatılan soruşturmada “kovuşturmaya yer yok” kararı çıkarılmıştı.
Çocuğun tutarlı beyanları, yaşına göre çok fazla cinsel bilgiye sahip olduğu, pedagog eşliğinde istismarı çizdiği resimler ile ifade ettiği sabit olmasına rağmen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı “yeterli somut delil bulunmadığına” hükmederek dosyayı kapattı.
İstismarın kamuoyuna yansıması ile birlikte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harekete geçti. Mağdur avukatından dosyaya ilişkin belgeleri talep eden Bakanlık, hukuk biriminin incelemesinin ardından dosyanın kapatılmasına itiraz etti.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre; bakanlığın mahkemeye sunduğu dilekçede, “6284 sayılı Yasa kapsamında işlenen suçlara soruşturma ve kovuşturma aşamasında takip hakkımızın hem bahse konu kanun hem de kamu yararı gereğince zorunlu olmasından ötürü, usul ve yasaya aykırı kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etme zorunluluğumuz doğmuştur” ifadeleri yer aldı.
Bakanlık itiraz dilekçesinde aile içinde işlenen “cinsel suçlarda kamera kaydı, tanık beyanı gibi somut deliller ile ispat olanaklarının kısıtlı olduğuna” dikkat çekerek düzenlenen adli değerlendirme raporunda "genel geçer ifadeler olduğunu, maddi gerçeğin ortaya çıkarılamadığını" vurguladı.
İddianame düzenlenmesi için yeterli şüphenin bulunduğunu belirten Bakanlık, şüpheli hakkında kamu davası açılmasını talep etti.
NE OLMUŞTU?
Tekirdağ Çerkezköy’de Baba Ö.A 4 yaşındaki kızının dikkat çeken davranışları nedeniyle çocuk psikoloğuna başvurdu. Psikolog çocuğunun istismar edilmiş olabileceğe yönünde kuvvetli şüphe olduğunu raporla belirtti. Babanın şikayetçi olması üzerine açılan soruşturmada çocuğun tutarlı beyanları ve uzman raporlarıyla istismarın yaşandığı kayıt altına alındı. Mağdur çocuğun anlatımına göre 33 yaşındaki öz dayısı Y.D kendisini istismar etti.
Baba Ö.A., 18 Temmuz 2024 tarihinde şikayetçi oldu. Mahkeme çocuğun tutarlı beyanlarına ve uzmanlar tarafından hazırlanan raporlara rağmen “yeterli somut delil bulunmadığına” hükmederek takipsizlik kararı verdi. Avukatlar emsal Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını işaret ederek mahkemenin vermiş olduğu kararın üstün çocuk yararını ihlal ettiğini belirtti.