Güncel

11. Yargı Paketi'yle deprem sanıkları erken tahliye olabilir…

TBMM Adalet Komisyonu’na sunulan 11. Yargı Paketi, 31 Temmuz 2023 öncesi işlenen suçlarda infaz indirimini öngörmesi nedeniyle depremzede ailelerin tepkisini çekti. İsias Otel ve Ezgi Apartmanı davalarının müdahilleri, düzenlemenin deprem sorumlularını da kapsayacağını belirterek, 'Bu bir örtülü aftır, deprem suçları kapsam dışı bırakılmalı' çağrısında bulundu.

AKP tarafından hazırlanan ve kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen kanun teklifi, yarın Adalet Komisyonu’nda görüşülecek. Türk Ceza Kanunu (TCK) ve bazı kanunlarda değişiklik öngören teklif, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlardan hüküm giyenlere yeni infaz indirimleri getiriyor. Bu tarih aralığı, 6 Şubat depremlerinde işlenen suçları da kapsadığı için depremzede ailelerin tepkisine neden oldu.

"BU BİR AF NİTELİĞİNDEDİR KABUL EDİLEMEZ"

Depremde yıkılan ve KKTC’li öğrenciler ile tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişiye mezar olan Grand İsias Otel’de çocuklarını kaybeden ailelerin kurduğu Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği, pakete ilişkin, "İsias bir cinayettir, adalet indirime sığmaz" başlıklı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, İnfaz Yasası’ndaki değişikliğin deprem suçlularını koruyan bir af niteliğinde olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

"11. Yargı Paketi kapsamında İnfaz Yasası'nda değişiklik öngören tasarının 27. maddesi, deprem davalarında infaz indiriminin uygulanmasının önünü açmaktadır. Bu düzenleme, deprem suçlularını koruyan bir af niteliğindedir ve kesinlikle kabul edilemez. İsias bir cinayettir. 35 canımızı toprağa gömen Grand İsias Otel'in yıkımı bilimsel raporlarla sabit şekilde sorumluluk ihlallerinin ve kural dışı uygulamalar zincirinin sonucudur. Bu nedenle tüm sorumluların en ağır şekilde, olası kastla yargılanması gerekmektedir."

"GELECEKTEKİ İHMALLERE KAPI ARALANIR"

Dernek açıklamasında, kitlesel ölümlerin yaşandığı davalarda infaz koşullarının hafifletilmesinin adalet duygusunu yok edeceği belirtildi. Aileler, tavırlarının net olduğunu şu sözlerle ifade etti:

"Deprem gibi kitlesel kayıpların yaşandığı davalarda infaz koşullarının hafifletilmesi toplum vicdanını yaralar, adalet duygusunu yok eder, benzer sorumsuzluklara gelecekte kapı aralar. Bu nedenle tavrımız kesin ve değiştirilemezdir: Deprem suçları, her türlü af ve infaz indirimi düzenlemesinden tamamen hariç tutulmalıdır. Devletin en temel görevi adaleti sağlamaktır. Biz aileler olarak, çocuklarımızı toprağa veren anneler-babalar olarak, adalet yerini bulmadan bu mücadelenin durmayacağını açıkça ifade ediyoruz. Şampiyon Meleklerimize sözümüzdür: Adalet sağlanana dek bu davanın peşini bırakmayacağız."

"DEPREM BÖLGESİ MİLLETVEKİLLERİNİN İMZASI VAR"

Kahramanmaraş’ta yıkılan Ezgi Apartmanı davasının müşteki avukatlarından Ömer Gödeoğlu ise yaptığı değerlendirmede, düzenlemenin "örtülü af" olduğunu savundu. Gödeoğlu, teklifin altında deprem bölgesinden milletvekillerinin imzasının bulunmasını şaşkınlıkla karşıladıklarını belirterek şunları söyledi:

"11. Yargı Paketi ile yapılacak değişiklik her ne kadar genel ya da özel af niteliği taşımasa da bir nevi örtülü af teşkil etmektedir. Pakette geçen 27. maddedeki değişiklik önerisi 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerde en az 53 bin 737 insanın ölümüne, on binlerce insanın yaralanmasına ve milyonlarca insanın manevi olarak etkilenmesine sebep olan deprem sanıklarını da kapsayacağını büyük bir şaşkınlık içinde öğrenmiş bulunmaktayız. Bu değişiklik kabul edilemez. Bu tekliflerin altında deprem bölgesinden de birçok milletvekilinin imzasının bulunmasını ise anlamlandıramıyoruz."

"CEZANIN 10'DA 1'İNİ YATIP ÇIKACAKLAR"

Avukat Gödeoğlu, "Kovid yasası" olarak bilinen 5275 sayılı Yasa'nın geçici maddelerinde yapılacak değişikliğin teknik sonuçlarını ise şöyle açıkladı:

"Buna göre 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde suç işlemiş olan sanıkların daha erken denetimli serbestlik ile serbest kalmasının önü açılmaktadır. Daha önce yapılan düzenlemeler ile zaten verilen cezanın 'yatarı' dörtte üçten yarıya düşürülmüşken, sanıklar aldıkları cezanın sadece onda birini kapalı ceza infazda geçirecekken şimdi bir de cezasının bitimine 1 yıl kala yerine 3 yıl kala denetimli serbestlik ile serbest kalacaklardır. Yani bir deprem sanığının infazda 3 yıl cezası kala kapalıda ise açığa, açıkta ise dışarıya çıkmasının önü açılmaktadır."

"KATİLLERİ ÖDÜLLENDİRMEYİN"

Asrın felaketinde verilen "herkes hak ettiği cezayı alacak" sözünü hatırlatan Gödeoğlu, değişikliğin depremzedelerin katillerini ödüllendirmek anlamına geleceğini ifade etti. Gödeoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu durum hiçbir vicdana sığmamaktadır. Neticeten acilen ve ivedilikle bu yanlıştan dönülerek ya deprem sanıklarını bu düzenlemeden hariç bırakmalarını ya da suç tarihi olarak 6 Şubat 2023 tarihi öncesi veya sonrası olarak değiştirmelerini bekliyoruz. Toplum vicdanı bunu emretmektedir."