'Seçil Erzan' vakası denilen olay bakın ne çıktı
'Seçil Erzan' vakası denilen olay bakın ne çıktı
İçeriği Görüntüle

Deneyimli gazeteci Zafer Arapkirli, son köşe yazısında medya dünyasında son günlerde gündeme gelen ciddi iddiaları masaya yatırdı. Arapkirli, iktidara yakın medya organları tarafından dillendirilen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bazı bağımsız gazetecilere "el altından" maddi destek sağladığı yönündeki söylentilere sert yanıt verdi.

Gazetecilik meslek ilkelerini ön plana çıkaran Arapkirli, “Bu tür iddialar, belgelerle kanıtlanmadıkça yalnızca birer dedikodudan ibarettir” dedi. İddiaların ciddi olduğunu ve ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurgulayan Arapkirli, “Kamu kaynaklarından beslenen siyasetçi ne kadar yüz kızartıcı bir örnekse, aynı şey gazeteci için de geçerlidir” ifadelerini kullandı.

'İDDİANIZ VARSA BELGENİZİ ORTAYA KOYUN'

Arapkirli yazısında, sadece muhalif medya organlarına değil, iktidar destekli medya yapılanmasına da dikkat çekti. Özellikle kamu bankaları ve Varlık Fonu'na bağlı şirketler aracılığıyla iktidara yakın medya kuruluşlarına aktarılan milyarlarca liralık reklam ve ilan harcamalarının da kamuoyu önünde şeffaf şekilde açıklanması gerektiğini belirtti.

“Gerçekten kimin kamu kaynağıyla beslendiğini, hangi medya organının ne kadar ilan aldığını, kimlerin hangi ihalelere girdiğini, kimin hangi evde oturduğunu tek tek bilelim” diyen Arapkirli, medya dünyasında şeffaflık çağrısında bulundu.

'GAZETECİLER DE MAL BİLDİRİMİ YAPSIN'

Yazısında daha radikal bir öneriye de yer veren Arapkirli, tıpkı siyasetçiler gibi gazetecilerin de düzenli olarak mal varlığı beyanında bulunmasını ve bu bilgilerin kamuoyuna açık hale getirilmesini istedi. Bu şekilde kamu güveninin yeniden tesis edilebileceğini savundu.

“Gazetecilik, kamu adına yapılan bir denetim mesleğidir. Dolayısıyla kendisi de kamuya karşı şeffaf olmalıdır” diyen Arapkirli, meslek ahlakının yeniden tartışmaya açılması gerektiğini söyledi.

'VAR MISINIZ?'

Yazısını çarpıcı bir çağrıyla sonlandıran Arapkirli, yalnızca dedikodularla değil, belgelerle konuşulması gerektiğini vurgulayarak hem medya dünyasına hem siyaset kurumuna hesap verebilirlik çağrısı yaptı.

“Kimin elinde belge varsa, hemen şimdi ortaya koysun. Gölge etmesin kimse. Gerçek bir yüzleşme istiyorsak, bu yüzleşmeden kimse muaf tutulmamalı.”