Gazeteci Nuray Babacan’ın Nefes köşesinde aktardığı bilgilere göre, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hakkında tartışmalar yeniden gündeme geldi. Babacan, bazı hukukçu siyasetçilerin YSK’nın kendi yasasından doğan yetkileri gerektiği gibi kullanmadığını ve bunun siyasi planlamalarda merkezî bir rol oynamasına yol açtığını öne sürdüğünü yazdı.
HUKUKÇU SİYASETÇİLERDEN YSK ELEŞTİRİSİ
Kulislerde aktarılan değerlendirmelere göre, hukukçu siyasetçiler YSK’nın görev alanını netleştirmemesi nedeniyle diğer mahkemelerin yetki alanına girdiğini iddia ediyor. Eleştirilerde öne çıkan bazı noktalar şunlar:
Seçim yargısı güçlendirilmeli: YSK, sahte oy ve seçim iptali gibi konularda daha kararlı ve net kararlar almalı.
Ürkek tutum eleştirisi: Kurumun, görevlerini “aman başımız ağrımasın” anlayışıyla yürüttüğü ve elindeki gücü yeterince kullanamadığı iddia ediliyor.
Seçim sonrası itirazlarda belirleyici olmalı: YSK’nın, seçim ve parti kongreleriyle ilgili itirazları daha güçlü bir şekilde karara bağlaması gerektiği vurgulanıyor.
Hukukçular ayrıca, ceza davaları hariç diğer mahkemelerin siyasi partilerle ilgili karar süreçlerine müdahil olmaması gerektiğini belirtiyor.
SARAY’DAN YSK’YA İDDİA EDİLEN TELEFON BASKISI
Babacan’ın aktardığı iddiaya göre, YSK’nın bazı CHP lehine verdiği kararlar iktidar çevrelerinde rahatsızlık yaratmış ve Saray’dan AKP’ye telefonla temas sağlanmış. YSK’ya yönelik iddia edilen çağrıda, “Bu nasıl karar?” sorusunun iletildiği öne sürülüyor.
Ancak bazı YSK üyelerinin, siyasi baskılara karşı net bir duruş sergilediği ve iktidar çevrelerine şu yanıtı verdiği kulislerde aktarıldı:
"Bir başka partinin kongresinin yapılmasını önlemek siyasi bir araç olamaz. Yarış bunun üzerinden yapılamaz."
BABACAN’DAN KULİS YORUMU
Babacan, kulis bilgilerini aktardıktan sonra dikkat çeken bir değerlendirme yaptı:
"İktidar, CHP tüzel kişiliği ve CHP’li belediyeler üzerinde plan yapıp partinin tüm enerjisini buna aktarmasını istiyor. Böylece memleketin gerçek sorunları görünmez hale geliyor. Ancak CHP, bu tuzağı fark etmiş gibi görünüyor ve 'iktidara yürüyor' sloganıyla yeni bir yol deniyor."





