Yılmaz Özdil, köşe yazısında kamuoyuna yansıyan skandalların tesadüf olmadığını vurguladı. Özdil’e göre, dini söylemin siyaset ve güçle iç içe geçtiği ortamda ahlaki çöküşlerin yaşanması kaçınılmaz hale geliyor. Son dönemde gündeme gelen uyuşturucu, fuhuş, kara para ve lüks yaşam iddiaları da aynı zincirin halkaları olarak değerlendirildi.

“DİNDAR NESİL” HEDEFİ SORGULANDI

Özdil, uzun yıllardır dillendirilen “dindar nesil” hedefinin geldiği noktayı eleştirdi. Dini hassasiyetler üzerinden öne çıkarılan bazı figürlerin ağır iddialarla anılmasının, söylemin içinin boşaldığını gösterdiğini belirtti. Yazara göre maneviyat vurgusunun yerini iktidar tutkusu ve maddi gösteriş aldı.

İKTİDARIN DÖNÜŞÜMÜNE DİKKAT

Özdil, iktidarın ilk yıllarında verilen tasarruf, mütevazılık ve israfa karşı duruş mesajları ile günümüzdeki tabloyu karşılaştırdı. Bu değişimin yalnızca siyasal değil, toplumsal bir dönüşüm olduğunu savunan Özdil, skandalların sistemin doğal sonucu olarak ortaya çıktığını kaydetti.

Mahkemeden yeni karar: Papara geri döndü
Mahkemeden yeni karar: Papara geri döndü
İçeriği Görüntüle

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’E ATIF

Mehmet Akif Ersoy olayı sonrası kaleme alınan yazıda, merhum ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ün yıllar önce yaptığı uyarılara dikkat çekildi. Dinin çıkar, güç ve baskı aracı haline gelmesinin toplumda derin yaralar açtığı ifade edildi.

“DİN YAŞANMIYOR, DİNCİLİK YAPILIYOR”

Özdil, yazısını din yaşamak ile dincilik yapmak arasındaki fark üzerinden sonlandırdı. Mehmet Akif Ersoy dosyasının gündeme getirdiği tartışmaların, bu ayrımı bir kez daha görünür kıldığını vurguladı.