Güncel

Van'da Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin soruşturmaya dair paylaşımların erişime engellenmesi protesto edildi!

Kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümüyle ilgili eylem 12. gününde sürüyor. Rojin'e ilişkin soruşturma dosyasına dair paylaşımlara erişim engeli getirilmesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsünde belediye eş başkanları, baro başkanı ve gazeteciler tarafından protesto edildi.

Van'da 27 Eylül'de kaybolan ve arama çalışmalarının 18. gününde cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümüyle ilgili paylaşımlara erişim engeli getirilmesine karşı protesto düzenlendi.

Rojin'in şüpheli ölümüne ilişkin sıra arkadaşları, 12 gündür üniversite kampüsü içerisinde nöbet tutuyor.

Şüpheli ölüme ilişkin sorular yanıtsız bırakılırken dava dosyası ve soruşturmaya ilişkin bazı sosyal medya paylaşımları hakkında erişim engeli kararı alındı. Gazeteciler ise soruşturma ile sansür maruz bırakıldı; ifade vermeye çağrıldı.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Wan Şubeleri ve İnsan Hakları ve Medya Derneği (İHAMED) üyeleri, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ve soruşturma dosyasına dair paylaşımlara erişim engeli getirilmesini protesto etti.

MKG üyesi Özlem Yacan, şunları söyledi:

"Rojin'in sıra arkadaşları 12 gündür güvenli bir kampüste eğitim görebilmek ve akıllardaki sorulara cevap alabilmek için rektör Hamdullah Şevli'yi açıklama yapmaya davet ediyor. Ancak Rektor Şevli bir yıldır süren suskunluğunu ısrarla devam ettiriyor. Bizler de basın emekçileri olarak protestoları yerinde takip etmek, öğrencilerin güvenlik kaygılarını gündeme getirebilmek ve halkın haber alma hakkı ilkesi kapsamında görevimizi yapmaya devam ediyoruz. Ancak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Hamdullah Şevli asli görevini yapıp kampüsü daha güvenli bir bilim yuvası haline getirmek yerine gazetecilerin kampüse girişlerini engelliyor.

Dahası Rojin ile ilgili haberler yayınlayan gazetecilerin ve gazetelerin sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirilmesi için adeta talimatlar yağdırıyor. Biz gazeteciler olarak dilimizin döndüğü, kalemimizin yazdığı, nefesimizin yettiği kadar hakikati söylemeye, yazmaya ve sorgulamaya devam edeceğiz. Bizler toplumun sesi olarak Rojin'le ilgili gerçekler ortaya çıkarılıncaya kadar yazmaya, araştırmaya, sorgulamaya devam edeceğiz."

"BİZ ROJİN'İN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, şunları söyledi:

"Baba Nizamettin Kabaiş'le birlikte bir hukuk mücadelesi verdik. Bu hukuk mücadelesini hala da Van Barosu olarak devam ettiriyoruz. Elbette bu mücadelede bizler yalnız bırakılmadık. Basın vardı yanımızda. Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin öğrencileri vardı. Kadınlar vardı, çocuklar vardı. Kentin tamamı vardı, Vanlılar vardı. Dolayısıyla bu hukuk mücadelesini yürüten halkımızla birlikte Rojin'in sesine ses olmaya çalıştı. Fakat hukuksuz bir şekilde bizlerin, sizlerin, basının sesi kısılmaya çalışıldı. İşte bu noktada da bizler hayır diyoruz. Sesimiz kısılamaz. Biz Rojin'in sesi olmaya devam edeceğiz. Biz adalet ve hakikat talebimizi haykırmaya ve hukuksuzlukların karşısında durmaya devam edeceğiz ve şunun çok iyi bilinmesini istiyoruz; bizlerin ifade özgürlüğünün yine haber alma hakkımızın teminatı olan basında keyfi uygulamalarla susturulamaz."

"KİM GÜVENEREK TESLİM EDEBİLİR?"

Yerlerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Neslihan Şedal ise şunları söyledi:

"Bugün katledilen, kaybettirilen Rojin Kabaiş'in meselesini hiçbir zaman kişisel bir mesele olarak ele almadık. Bunun politik ve ideolojik bir şekilde erkek zihniyetinin organize bir şekilde kaybettirildiğini, katlettirildiğini ve hakikati karartmaya çalıştığını hep ifade ettik. İlk günden bugüne kadar bunun aslında bir intihar değil, intihar süsü verilen bir cinayet olduğunu ve kızlarının organize bir şekilde katledildiğini, hakikatlerin organize bir şekilde ortadan kaldırılmak istendiğini söylediler. Şimdi bizlerde bir kez daha buradan ifade edelim. Burası bir üniversite. Üniversiteler özerktir. Toplumlar aydınlıkça yaşayabilmesi için adaletli, özgür, güvenli bir şekilde, demokratik bir şekilde yaşayabilmesi için bilim merkezleridir üniversiteler. Ancak burada kadınlar katlediliyorsa, kadınları katledenler korunuyorsa, hakikatler karartılıyorsa, kaldı ki hakikatin peşinden gidenler susturuluyorsa, tehdit ediliyorsa, bunu aydınlatmak isteyen basın alanı eğer ambargoyla karşı karşıya kalıyorsa, artık burası bir üniversite olmaktan çıkmıştır.

Kim güvenerek öğrencilerini buraya getirip teslim edebilir? Hangi kadın gelip burada özgürce okul okuyabileceğini ifade edebilir? Bu sebeple hiçbirimizin rahatlıkla uyuyamayacağı, gözlerini yumamayacağı, toplumun tüm yaşam alanlarının biz kadınlar için özgür olamayacağı bir yerde elbette ki toplumsal refleks bu zihniyeti teşhir etmeye devam edecektir. Ancak bizler, Rojin için adalet arayanlar sokakları terk etmeyeceğiz. Hakikatler aydınlığa çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz ve toplumsal refleksi güçlendirmeye devam edeceğiz."

Yerlerine kayyum atanan DEM Partili Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan ise şunları söyledi:

"Günlerdir burada şüpheli bir şekilde katledilen Rojin Kabaiş'in hakkını, hukukunu aramak, korumak adına büyük bir özveriyle büyük bir dayanışmayla, büyük bir emekle Rojin için adalet diye haykıran üniversite gençlerini de emeklerinden dolayı kutluyoruz. Ahlaken ve vicdanen bu şüpheli ölümün aydınlatılması için en fazla çabayı sarf etmesi gereken üniversite rektörü yönetimi ve bu buradaki mülki amirlik olmalıydı. Fakat ilk günden itibaren bu olayın aydınlatılması bir tarafa üstünün örtülmesi ve bu ölümün bu şüpheli ölümün karanlıkta bırakılması için özenle bir çabanın ortaya konduğunu biliyoruz.

Bu şüpheli ölümün ortaya çıkması için çaba gösteren basın emekçilerini, gazetecilerin, sosyal medya hesaplarını neden kapatıyorsunuz? Toplumun gözü ve kulağı olan gazetecilerin sesini neden kısıyorsunuz? Sizin çekindiğiniz nedir? Sizin kapatmak istediğiniz nedir? Son dönemlerde bir cezasızlık politikasının ülkeye hakim olduğunu hepimiz görüyoruz. Birçok kadın cinayeti bu cezasızlık zırhıyla kapatıldı. Biz sonuna kadar Rojin Kabaiş'in faillerinin yargı önünde hesap verene kadar bu mücadelenin bir parçası olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."