Hatay'da bir babanın reşit olmayan kızını sosyal medyada canlı yayında dans ettirip izleyicilerden "hediye" adı altında para toplaması büyük tepki çekti. Canlı yayın sırasında çocuğa yönelik taciz içerikli mesajlar yazılırken, babanın uyarılara rağmen yayını sürdürüp küfürler etmesi infiale yol açtı. Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuğu devlet korumasına aldı, baba ise gözaltına alındı. Hürriyet yazarı Fulya Soybaş, yaşanan olayı köşesine taşıyarak bunun yalnızca bireysel bir ahlaksızlık değil, toplumdaki değer erozyonunun göstergesi olduğuna dikkat çekti.
Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan, avukat Süreyya Kardelen Yarlı ve psikolog Irmak Kerimoğlu ile konuşan Soybaş, olayın hukuki ve toplumsal boyutlarını irdeledi.
Soybaş, uzman görüşlerini köşesinden şöyle aktardı:
"ÇOCUK İSTİSMARI DEYİNCE İLLA BİR CİNSEL TACİZ/İSTİSMAR OLMASI GEREKMİYOR"
"Bir babanın küçük kızını canlı yayında oynatıp, üstüne bir de bunu 'normal' diyerek savunmasını, 'Toplumsal değerlerdeki erozyonunun çarpıcı bir örneği' olarak yorumluyor Sosyolog, Prof. Dr. Barış Erdoğan ve diyor ki:
'Çünkü bu 'normal' sadece bir adamın cüreti değil, bir kitlenin, toplumun değerlerinden kopuşunun, norm erozyonunun bir ifadesi. Doğru, bireysel ahlaksızlar artıyor. Ama asıl mesele daha derin. Yoksulluk, ataerkil kontrol, algoritmik ödüllendirme ve yasalardaki boşluklar birleştiğinde, çocuk ailelerinin ya da başkalarının para, güç ya da görünürlük uğruna tükettiği bir 'içerik' haline geliyor.' 'Aşırı fakirlik kadar aşırı zenginlik de aynı sonucu doğuruyor. Toplumun ahlak terazisini bozuyor.'
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi, avukat Süreyya Kardelen Yarlı, babanın kızını sosyal medyada oynatıp, para toplamasının hukuken çocuk istismarı olduğunu söylüyor:
'Çocuk istismarı deyince illa bir cinsel taciz/istismar olması gerekmiyor. Babanın reşit olmayan kızını (ki kızın kendi rızası olması sonucu değiştirmez) çocuk için oluşabilecek tehlikeleri hesaplamadan bu şekilde ortaya atması, bunun üzerinden para kazanması, insanlar eleştirdiği ve yaptığının yanlış olduğunu söylediklerinde küfürle karşılık vermesi, bunun 'normal' olduğunu savunması, ebeveynlik sorumluluğunda olmadığı ve çocuğu psikolojik olarak istismar ettiğini göstermektedir.'
Her gün başka bir rezalet! Peki tek çare TikTok'un kapatılması mı? Psikolog Irmak Kerimoğlu, 'Hayır değil' diyor ve ekliyor:
'Bu noktaya maalesef bir günde gelmedik. Tek bir platformun kapatılmasını istemek ya da sadece bir vaka, bir baba üzerinden konuşmak maalesef bu sorunu çözmez.'"