Bir haber günümüzde kabul gördüğü haliyle, bir gazete, TV veya bir internet haber sitesinde mi yayımlandığında haber olur yoksa “haber nereden gelirse gelsin haberdir” diyebilir miyiz?
Bir haber radyo yayını ya da bir telefon görüşmesinde ya da bir kitapla aktarılabilir mi?
Kadim Roma ve Çin’deki devlet habercileri dünyanın en eski gazetecileri sayılabilir mi?
Aslında elimizdeki soruları ilerlemek için daha net olarak sadeleştirebiliriz:
- Dünyanın en eski gazetesi hangisidir?
- Bilinen en eski gazeteci kimdir?
Gazeteciliğin arketipsel ilk örneğini aramak yazı dizimizin bu üçüncü bölümünün boyutlarını zorlayabileceği için arketipler alanını -daha sonra dönmek üzere- şimdilik pas geçiyoruz. Hermes’in bir “haberci arketipi" olduğunu not olarak düşmekle yetinelim.
Konuyu kısmen “sınırlamak” için, “bugün bildiğimiz anlamıyla gazeteciliğe en yakın örnek nedir?” diye soruyu daha özel bir biçimde soralım:
"ANILMAYA DEĞER HİKAYELER”
Günümüz gazeteciliğine benzeyen tarihteki en yakın örnek, 1605’te Strasbourg’da yayımlanan “Relation aller Fürnemmen und gedenckwürdigen Historien” olarak kabul ediliyor.
“Tüm seçkin ve anılmaya değer hikayelerin anlatımı.”
400 küsur yıl öncesinden söz ediyoruz…
İngiliz basım tarihçisi Stanley Morison, Johann Carolus’un bu eserini bir gazete değil de “haber kitabı” olarak değerlendirmek gerektiğini savunuyor.
Stanley Morison’un görüşlerinin aksine, Johann Carolus’un yayımladığı bu eserin, “haftalık gazete” yakıştırmasına gayet uygun göründüğünü savunan görüşler de var.
* * *
Bir diğer örnek ise İtalyan Gazzetta di Mantova…
1664 yılından günümüze kadar aynı isimle yayın yapan gazete, “yayın yapan dünyanın en eski gazetesi” olarak niteleniyor.
Benzer örnek çok…
* * *
Bir önceki yazıya "Hint Machiavelli" olarak bilinen Çanakya’nın bir tespitiyle başlamıştık:
"Düşman tarafından tahriklere kolayca kapılabilecek insanlar şunlardır:
Kızgınlar, hırslılar, korkmuşlar ve kibirliler."
Kautilya, düşman saflarından tahriklere kolayca kapılabilecek bu dört kesim için de ayrı ayrı formüller önerir. Her potansiyel hain tipi için, hırsları alevlendirmek ya da şehveti istismar etmek gibi onun karakterine en uygun yöntemle yaklaşılmasını tavsiye eder...
Kautilya örneğin kızgın olanlara yaklaşım için şu senaryoyu önerir:
"Bunlar, o sırada iktidarda olan kendi kralları deli bir fille mukayese edilerek kışkırtılacaktır. 'Tıpkı sarhoş birinin sürdüğü deli bir filin önüne çıkan her şeyi ayaklarının altında çiğneyip geçmesi gibi senin kralın da kentteki ve kırdaki insanları yok etmeye başladı. Onu kontrol etmenin yolu, karşısına ona rakip bir fil çıkarmaktır. Bizim kralımıza katılarak ona olan kızgınlığını göster."
* * *
Kautilya, Herodot ya da İbn Battuta, haber vermeleri bakımından aynı zamanda birer gazeteci sayılabilir mi? Kimi eserlerin insanlar ve toplumların ruhsal derinliklerinden haber vermesi bir tür “habercilik” olarak kabul edilmez mi?
İlk başta sorduğumuz soruyu genişleterek şöyle de sorabiliriz:
Kadim devletlerin “habercileri” dünyanın en eski gazetecileri sayılabilir mi?
Elçiler, seyyahlar, yazıcılar ya da dervişler…
Bunlardan kimileri günümüzdeki muhabirlere, kimi de editörlere benzetilebilir. "Seyyah” diye bildiklerimiz, dünyanın en eski muhabirleri olabilir.
* * *
Çanakya, MÖ 4. yüzyılda Hindistan’da yaşadı…
Max Weber, Çanakya’nın Arthashastra isimli eseri için, “Onunla kıyaslandığında Machiavelli'nin Prens'i zararsızdır" yorumunu yapıyor…
Max Weber’in dahi fazla bulduğu türden bir “makyavelizmden” söz ediyoruz yani.
* * *
Entrika meraklıları ve bile isteye fitne çıkarmak isteyenler için bir “hazine” niteliğinde olan kitap, 2018 yılında Türkçe yayımlandı.
Kitabın yayımcısı Kırmızı Kedi, kitabın tanıtım metninde şunları yazıyor:
“Kautilya, MÖ 340-293 yıllarında, danışmanlık ve başbakanlık yaptığı ilk Maurya İmparatoru Çandragupta’nın iktidara yükselişinin mimarı olmuş bir devlet adamıdır. Derin felsefe, siyaset ve iktisat bilgisiyle kaleme aldığı Arthaşastra ise devlet yönetimi alanında bugüne dek yazılmış en kapsamlı eserlerden biridir.
Hükümdarın vazifelerinden devlet görevlilerinin maaşlarına, isyanlardan savaşlara, mülkiyet kanunundan ceza sistemine, devletin ve toplumun yapısı ve işleyişiyle ilgili hemen her konuya değinen devasa bir çalışma.”
Arthaşastra’da bir insana ya da bir ulusa tuzak kurmanın incelikleri tüm detaylarıyla anlatıyor.
Gazetecilik ya da herhangi bir kamu görevini kamuya karşı silaha çevirmek nereye kadar kabul edilebilir bir fiildir? Bunun üzerinde düşünmek için dahi olsa incelemeye değer bir eser.
MÖ 4. yüzyıldan kalma ve hala kullanımda olan yöntemler…
Arketiplerle devam edeceğiz.
Sinan Acıoğlu
babaocagi.com