Ekonomi

Türkiye'de kontrollü fakirleşme operasyonu: Döviz açığı artıyor, kamu tasarruf etmiyor, kirazın tanesi 15 lira!

Ekonomist Bayram Başaran enflasyonu düşürmeye yönelik ciddi bir adım atılmadığını vurgulayarak “Kamu kesimi tasarruf etmiyor. Enflasyonun düşmesi için gereken adımlar belli ama uygulanmıyor” dedi

Ekonomist Bayram Başaran, yaptığı açıklamasında şu ana kadar enflasyonu düşürmeye yönelik ciddi bir adım atılmadığına dikkat çekti.

“Kamu kesimi tasarruf etmiyor. Enflasyonun düşmesi için gereken adımlar belli ama uygulanmıyor. Faizle ya da kurla oynayarak enflasyon düşmez” diyen Başaran faiz ve kurlarla kısa vadeli avantajlar elde edilebileceğini ancak uzun vadede bunlarla da sonuç alınamayacağını vurguladı.

Başaran şöyle konuştu:

Bu durum insanları giderek fakirleştiriyor. Kontrollü bir fakirleştirme operasyonu gibi görünüyor. Çünkü bu kadar uzun süren bir kriz dünya tarihinde pek yoktur. Türkiye’de ise krizler en fazla 6 ay sürerdi. Ama şimdi açlık sınırı ve yoksulluk sınırı düzenli olarak artıyor. Yoksulluk sınırı 85 bin liraya dayandı. Yani 85 bin TL'nin biraz üzerindeyseniz "az yoksul", altındaysanız "yoksul" sayılıyorsunuz. Bu artışın devam etmesi de kaçınılmaz görünüyor.

Marketlerde kirazın kilosu 950 TL olmuş. Tanesi 15 liraya geliyor. Böyle bir ortamda enflasyonun düşmesini beklemek gerçekçi değil. Herkes gerçeği görmezden geliyor. Siyaseten hiçbir şey yapılmıyor. Enflasyonla mücadele edilmiyor. Herkes devletten bir şey bekler hale geldi. Ancak şu an yapılanlar enflasyonu düşürmüyor. Tam tersi, insanları devlete bağımlı hale getiren bir sistem kuruluyor.

DÖVİZ AÇIĞIMIZ ÇOK FAZLA

Dış ticaret açığı da mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre %2,7 arttı. İthalat artıyor çünkü içeride üretim düşüyor. Üretim olmayınca tüketim malları ithalatı artıyor ve dövize olan ihtiyaç büyüyor.

Turizm gelirleri düşük kalacağı için döviz açığı daha da artacak. Amerikan doları tüm dünyada değer kaybederken Türkiye’de değer kazanıyor. Çünkü bizde dövize olan ihtiyaç ve döviz açığı çok fazla. Üretim düşüyor, finansman bulunamıyor, maliyetler artıyor. Yanlış faiz ve kur politikaları bu durumu körüklüyor.

Dünyada sıcak çatışmalar azalmış gibi görünse de siyasal gerginlikler artıyor. Amerika’nın yönetimine olan güven her geçen yıl azalıyor. Bu nedenle Amerikan dolarının değer kaybedeceği beklentisi son 20 yılın en yüksek seviyesine çıkmış durumda. Uluslararası yatırımcılar, doların daha fazla değer kaybedeceğini öngörüyor. Bu durum, altın, euro, yuan ve İsviçre frangı gibi para birimlerinin değer kazanacağı anlamına geliyor. Özellikle altına yönelim artıyor. Doların değer kaybetmesi hızlanacak gibi görünüyor. Doların değer kaybı Türkiye açısından borçlar nedeniyle olumlu olabilir. Ancak faiz artışı olmayacağı için bu avantajın doğru kullanılması gerekir. Umarım bu fırsat iyi değerlendirilir.