Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün duyurduğu 2025 ikinci çeyrek rakamlarına göre ekonomi yıllık bazda yüzde 4,8 büyüdü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek büyüme rakamlarıyla ilgili “Dünya Bankası sınıflamasına göre 2025 yılında yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz arttı” dedi.
BloombergHT’nin haberine göre Citigroup ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar, Türkiye’nin büyüme verileri odaklı raporda şunlar söyledi:
“Temmuz-ağustos döneminde imalat PMI’sında gözlenen belirgin düşüş ve işgücü piyasası dinamiklerinde (özellikle istihdam yaratmada) devam eden zayıflık, ekonomik faaliyette öngörülen düşüşün habercisi niteliğinde.”
PMI (Purchasing Managers Index) inşaat ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren satın alma müdürlerinin mal ve hizmet satın alma eğilimlerini gösteren endeks.
Citi ekonomistleri büyüme rakamlarının şaşırtıcı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Verilere daha yakından baktığımızda, ikinci çeyrekte faaliyet hızındaki şaşırtıcı hızlanmanın sürdürülebilirliği konusunda temkinli kalmamız gerektiğini görüyoruz.”
Türkiye ekonomisinde talep açısından bir canlanma görülmesinin ‘olası olmadığını’ belirten banka yetkilileri bunun nedenini ‘özel tüketimde devam eden normalleşme ve yüksek reel tüketici kredi faiz oranları’ olarak açıkladı.
Ayrıca rapora göre uzmanlar, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı sektörlerin ‘Avrupa ve ABD’de yavaşlayan büyümeye karşı özellikle savunmasız’ göründüğünü ifade etti.
VOA’nın aktardığına göre resesyonun teknik tanımı, bir ülkenin ekonomisinin üst üste iki çeyrek boyunca daralması. Yani ekonomik büyüme değil küçülme.
Merkez bankalarının faiz arttırışı ve yüksek enflasyon, tüketicileri ve işletmeleri zorlar. Toplam üretim azalır. Şirketlerde işten çıkarmalar başlar. Bu da harcamaların daha da azalmasına neden olur.
Ayrıca ekonomistlere göre 10 yıllık hazine tahvilinin getirisi 3 aylık bono gibi kısa vadeli bir hazine tahvilinin getirisinin altına inerse resesyon beklentisi de artar.
