İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinin yazarı Atilla Yayla, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, görevden alınan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan 'çirkin' davası için, "Bana kalırsa ortada dava konusu olması gereken bir hakaret yok. İmamoğlu’nun kullandığı 'çirkin' kelimesi ne hakaret ne de aşağılama teşkil eder." dedi.
Yayla, " İki kişi arasında bir diyalog yaşanmış ve her iki taraf da kendi bakışını ifade etmiş. Birisi bir diğerine “çirkin” derse ve onun “çirkin siyaset” yaptığını söylerse yapılması gereken o kişinin diğerine “asıl çirkin sensin”, “çirkin olan senin yaptığın siyaset” demesi ve yoluna devam etmesidir. Başka bir deyişle, olayın orada sonlanmasıdır." ifadesini kullandı.
"ŞİKAYET REDDEDİLMELİYDİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI"
Yayla şunları kaydetti:
Ancak, bu vakada taraflardan biri yargı nezdinde şikâyetçi olmuş. Bu durumda olması gereken savcılık tarafından karşılıklı sözlerin ifade özgürlüğüne girdiğinin söylenmesi ve şikâyetin reddedilmesiydi. Bunu yapmayıp şikâyeti bir dava konusu hâline getirmek ve üstelik siyasi yasakla sonuçlanabilecek bir ceza talep etmek ifade özgürlüğüne aykırıdır. Ayrıca, bu tür vakaların artmasına davetiye çıkarmaktır. Bu tür gereksiz davaların sonucu ise ifade özgürlüğü alanının boş yere daralması, insanlar arasında diyaloğun ve karşılıklı atışmaların önlenmesi ve yargı makamlarının meşguliyetinin lüzumsuz yere artmasıdır.
Bırakalım insanlar sert de olsa birbirlerini eleştirebilsinler ve eleştirilere cevap verebilsinler. Uzun vadede, bu, hem ifade özgürlüğünün korunması hem de sağlıklı bir demokratik toplumsal hayatın oluşabilmesi açısından çok önemli.