Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı üçüncü çeyrek verileri, çalışma hayatındaki "kayıt dışı" gerçeğini ve bunun ekonomiye faturasını bir kez daha gözler önüne serdi. Çalışma çağındaki 66,5 milyon kişinin yarısının bile istihdamda olmadığı Türkiye'de, çalışanların önemli bir bölümü sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında kalıyor.
HER 4 ÇALIŞANDAN BİRİ SİGORTASIZ
Dünya Gazetesi'nden Naki Bakır'ın aktardığına göre, toplam 33 milyon 69 bin kişilik istihdam ordusunun 8 milyon 910 bini kayıt dışı, yani sigortasız çalışıyor. Bu rakam, toplam istihdamın yüzde 26,9'una denk geliyor.
Kayıt dışılıkta cinsiyet ve sektör dağılımı ise dikkat çekici:
- Erkeklerde yüzde 23,9 olan kayıt dışı çalışma oranı, kadınlarda yüzde 33,1’e yükseliyor.
- Tarım dışı sektörlerde kayıt dışılık yüzde 16,9 seviyesindeyken, tarım sektöründe bu oran yüzde 83,3’e fırlıyor.
- "Ücretsiz aile işçisi" olarak tanımlanan grupta kayıt dışılık oranı yüzde 88,1 ile zirve yapıyor.
SGK İÇİN "1 TRİLYONLUK" KAYIP
Kayıt dışı istihdamın SGK bütçesi üzerindeki etkisi hesaplandığında ortaya çıkan tablo ise çarpıcı.
Mevcut asgari ücret (Brüt 26.005 TL) baz alındığında, bir çalışan için SGK'ya ödenmesi gereken aylık toplam prim (işçi ve işveren payları dahil) 8 bin 516 TL seviyesinde. Bu, çalışan başına yıllık 102 bin 201 TL'lik bir prim geliri anlamına geliyor.
Eğer 8,9 milyon kayıt dışı çalışan sisteme asgari ücret üzerinden dahil edilebilseydi:
Aylık İlave Gelir: 75,9 milyar TL,
Yıllık İlave Gelir: 910,6 milyar TL olacaktı.
Bu rakam, SGK’nın 2025 yılı için hedeflediği 3 trilyon 752 milyar liralık toplam prim gelir hedefinin dörtte birine tekabül ediyor.
AÇIĞI KAPATMAYA YETECEK POTANSİYEL
SGK'nın 2025 yılı bütçe hedeflerinde 322,8 milyar TL açık öngörülmüştü. Yılın ilk sekiz ayında açık 74,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Kayıt dışı istihdamın oluşturduğu yıllık 911 milyar TL'lik teorik gelir kaybı, kurumun finansman açığını fazlasıyla kapatabilecek bir potansiyeli barındırıyor.
Uzmanlar, özellikle 3,2 milyon kişiyle en büyük grubu oluşturan ücretli ve yevmiyelilerin kayıt altına alınmasının bile kuruma yıllık 322 milyar TL kazandıracağını, bunun da sistemin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığını vurguluyor.