Güncel

TSK’dan ihraç edilen teğmenlerin komutanı: Ben atılayım çocuklar dönsün

Teğmenlerin kılıç çatıp Subay Andı’nı okuyarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmasına engel olmadığı suçlamasıyla TSK’dan ihraç edilen, dönemin Okul Komutan Vekili Albay Alper Topsakal’ın duruşmada verdiği ifade ortaya çıktı.

Kara Harp Okulu'nun 30 Ağustos 2024'teki mezuniyet töreninden sonra kılıç çatarak, subay yemini eden ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen teğmenler gündemdeki yerini koruyor.

Gazeteci Müyesser Yıldız, TSK’dan ihraç edilen dönemin Okul Komutan Vekili Albay Alper Topsakal’ın 21 Ekim'de yargılandığı davayı takip ettiğini ve duruşmada olanları paylaşmak için kararın çıkmasını beklediğini vurguladı.

Yıldız'ın paylaştığı Topsakal’ın savunmasındaki "Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine ve Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık eğer itibarı sarsıyorsa; ben atılayım, çocuklar dönsün… " ifadeleri gündem oldu.

"Darısı, teğmenlerimize ve Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu’na…" diyen Yıldız, duruşmayı cümle cümle şöyle anlattı:

"Alper Topsakal ve avukatı Cengiz Demirtaş ile MSB avukatlarının katıldığı duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı, TSK’dan ihraçtan sonra Alper Komutanın Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmaya başlamasına atıfla, 'Basından duyduk, işinizden memnun musunuz' diye sordu.

Alper Komutan, 'Askerliğe dönmek istiyorum. Bana yapılan haksızlığın giderilmesi için. Ömrünü vatana adamış, sonunda üniforması çıkarılmış olarak buradayım. O yoğun görevlerim sırasında ailemi ihmal ettim, babamın cenazesine dahi katılamadım' karşılığını verdi.

Devamında yine Başkan, 'Doğu’daydınız değil mi? Nerelisiniz' sorularını yöneltti.

Alper Komutan da, bir insanın kendisini anlatmasının çiğlik olduğunu ifade edip, '10 yıla yakın ailemden ayrı kaldım. İnsanlara ölme emri verdim… Çalışıp çalışmadığımı sordunuz. Aileme bakmak zorundayım. Hiçbir birikimim yok' demekle yetindi.

Mahkeme Başkanı’nın, 'Şöyle yapalım, suç isnadı eyleme gelelim' sözlerinin ardından Alper Komutan, savunmasına şöyle başladı:

'2024’te Hakkari Dağ Komando Tugayı’ndan Öğrenci Alay Komutan vekilliğine atandım. Okul Komutanı terfi etmişti. Biz de öğrencilerle Menteş’e kampa gidecektik. Okulun çoğu personeli terfi etmiş veya emekli olmuştu. Bana, ‘Töreni sen yapacaksın.’ dendi'

Araya giren Başkan, bunu kimin söylediğini sordu. Alper Komutan şunları anlattı:

'Okul Komutanı. Aileler geliyor, devlet erkânı var. Tören güzel geçsin; tek derdimiz buydu. Komutan, ‘Yürümeyi bilmeyenleri gerekirse törenden çıkart.’ dedi. Ben, ‘Yürütürüm.’ dedim. Törene 14 gün vardı ve sadece töreni icra etmeye çalıştım. Nitekim Okul Komutanı, Milli Savunma Bakanı beğenmiş.'

'DÖNERSEM YENİDEN HAKKARİ’Yİ GİTMEK İSTİYORUM'

Duruşma şu soru ve cevaplarla devam etti:

Başkan: Kastettiğiniz kılıç çatma töreni değil, değil mi? Ebru Teğmen; ondan haberiniz oldu mu?

Alper Komutan: Tabur komutanına törende okumak istediklerini söylemişler. İzin verilmedi, emre uydular. Zaten emre itaatsizlikten atılmadılar, disiplinsizlikten atıldılar. 29 Ağustos gecesi de okumuşlar. Harp Okulu’nda gelenektir, biz de yaptık. Kılıç çatılır, marşlar söylenir.

Başkan: Basında geçtiği kadarıyla ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sözü geçmiş. Törenlerde de oluyor muydu?

Alper Komutan: Tabii ki.

Başkan: Size şifai olarak söylediler mi?

Alper Komutan: Hayır.

Başkan: ‘Talep var, bunu yapabilirler’ diye düşünmediniz mi?

Alper Komutan: İki kez dekana gitmişler.

Başkan: Kaldırılan metni okumak istemek de disiplinsizlik değil mi?

Alper Komutan: Hayır. ‘Biz bunu törenden sonra yapmak istiyoruz.’ deselerdi yine izin vermezdik. ‘7 defa başvuruldu.’ deniyor; 7 defa bana başvurulmuş olsa, ‘Bunu yapacaklar’ diye düşünürdüm. 29 Ağustos’ta okumuşlar; disiplinsizlikse, buna işlem yaptılar mı? Geçmiş yıllarda hiçbir işlem yapılmamış, benim öngörmem bekleniyor. Dekan biliyor. Tören iyi geçti. Okul Komutanı teşekkür etti. Ertesi gün video patladı. Eğer medya paylaşımına göre karar verilecekse vermeyelim. Disiplin soruşturması neden ertesi gün değil 6 Eylül’de başlatıldı? Sadece beni atın. Bu çocuklar genç. Bizim çocuklarımız. Yaptıkları hata benimdir. Üniformam üzerimden çıkarıldı, silahıma ve kimliğime el konuldu. Her şeye rağmen devlet kurumlarına kırgınlığım yok. Dönersem yeniden Hakkari’ye, Irak kuzeyine gitmek istiyorum. Döneyim veya dönmeyeyim, son nefesime kadar ülkem için çalışacağım.

'BİRİLERİ EBRU’YU YÖNLENDİRMİŞ OLABİLİR Mİ?'

Başkan: Teğmenleri birebir tanıyor musunuz?

Alper Komutan: Sadece Ebru’yu tanıyorum; o da okul birincisi olduğu için.

Başkan: Ebru nasıl bir kızdı? Disiplinsizlik yapacak birisi miydi? Birileri yönlendirmiş olabilir mi?

Alper Komutan: Hayır.

'SUBAY ANDI 28 ŞUBAT DÖNEMİNE Mİ AİT?'

Bu beyanların ardından Mahkeme Başkanı, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) avukatlarının talebini sordu. Avukatlar, davanın reddine karar verilmesini isteyince Başkan, 'Bu cezadan başka ceza alması yükselmesine, Paşa olmasına engel oluyor mu' diye sordu. Avukatların, 'Hayır.' cevabından sonra da şunlar konuşuldu:

Başkan: Nasıl bir önlem almalıydı ki, olayı engelleyebilsin?

MSB Avukatları: Dilekçemizde belirttik.

Başkan: Meslekten ihraç kararı oy birliğiyle mi oy çokluğuyla mı alındı?

MSB Avukatları bu soruya cevap vermekte zorlanınca araya giren Alper Komutan ve avukatı Cengiz Demirtaş, Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun bu kararı oy birliğiyle verdiğini, teğmenlerin dosyasına ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun baktığını ve orada oy çokluğuyla karar alındığını anlattı. Alper Komutan, ayrıca ihraçtan önce beş alt ceza olduğunu vurguladı. Mahkeme Başkanı da, 'Devlet Memurları Kanunu’na göre; maaş kesimi cezası, yükselmeye engel mesela' dedi.

Alper Komutanın avukatı Cengiz Demirtaş’ın, savunmasına, 'Teğmenlerin doğrudan Alper Komutana müracaatı yok. 7 tanesi ayrı ayrı makamlara yapılmış ve kimsenin kimseden haberi yok. Alper Komutan geleli de henüz 15 gün olmuş. Tören sonrasına yönelik planlama da yok; çünkü yıllardır olan şey' sözleriyle başlaması üzerine bu defa da şu diyalog yaşandı:

Başkan: Bu Subay Andı ne zaman konmuş, ne zaman kaldırılmış? 28 Şubat dönemi deniyor – biz dosyada göremedik de…

Av. Demirtaş: 1995-2023 döneminde okunmuş.

Başkan: 28 Şubat öncesi, değil mi?

Av. Demirtaş: Evet.

Başkan: Peki niye kaldırılmış?

MSB Avukatları: İdarenin takdiri.

Av. Demirtaş: MSB Rektörü Erhan Afyoncu siyasi iradeden aldığı talimatla kaldırdı. Geçmişi çağrıştırdığı için kaldırılmasına karar verilmiş. Ama buna ilişkin yönerge yayımlanmadı.

Başkan: Hayatın olağan akışına aykırı değil mi? Okunmaması talimatı var, ama yine de okuyorlar.

Alper Komutan: Törenden sonra.

'MUSTAFA KEMAL’E BAĞLILIK İTİBARI SARSIYORSA'

Üye Hakim ve Başkan: (MSB Avukatlarına) 'TSK’nın, devletin itibarı sarsıldı’ diyorsunuz. Nasıl sarsıldı?

MSB Avukatları: Gerekçeleri dilekçemizde yazdık.

Başkan: O zaman davacıya, ‘TSK’nın itibarını nasıl sarsmadın?’ diye soralım.

Alper Komutan: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine ve Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık eğer itibarı sarsıyorsa; ben atılayım, çocuklar dönsün… Görüntüler sosyal medyada yayımlandığı için ‘itibar sarsıldı’ dediler.

Av. Demirtaş: Alper Komutan ‘Teğmenlerin talebini niye üstlerine iletmedin?’ diye suçlanıyor. Zaten mevzuata aykırı ve reddedilmiş. Şimdi burada bir avukat, ‘Ben sigara içmeden savunmaya yapamayacağım.’ dese, bunu Başkana, hatta mübaşire sormaya gerek var mı? Kapalı mekânda sigara içmek yasak; ama buna rağmen siz üstünüze sorar mısınız?

Başkan: Hayır, ben bağımsız hakimim, kimseye sormam. Alper Topsakal için değil, Türk Milleti adına karar vereceğiz. Mesele şu, Alper Topsakal öğrendi veya öğrenmedi; önlem alması gerekir mi gerekmez mi?

Av. Demirtaş: Irak kuzeyinde, mağarada şehit olan 12 askerimizle ilgili MSB, ‘ihmal yok, öngörülemez bir durum’ şeklinde açıklama yaptı. Bu da öngörülebilir bir durum değil.

Başkan: Kaç yılda Albay olunuyor?

Av. Demirtaş: 23 yılda.

Başkan: 23 yıllık asker öngörebilir mi öngöremez mi, bunu tartışacağız.

Duruşma bitiminde Alper Komutanın son sözü şunlar oldu:

İşte Alper Komuta'nın TSK’dan ihraç kararına ilişkin yapılan yargılamada bunlar yaşandı. Ve 19. İdare Mahkemesi, Türk Milleti’nin de beklentisi olan o iptal kararını verdi.