Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, kentte yaşayan sığınmacılara belediye tarafından yapılan ayni ve nakdi yardımı kesmiş, su ücretlerine 10 kat zam yapmış ve nikah ücretlerini 100 bin TL'ye çıkarmıştı.

Özcan’ın sığınmacılara yönelik aldığı bu kararlar nedeniyle bazı sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar tarafından hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Özcan hakkında son olarak Bolu 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 'Nefret ve ayrımcılık' suçundan dava açıldı.

Duruşmaya bir hafta kala 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi Özcan’a adli kontrol tedbiri olarak yurt dışına çıkış yasağı kararı verdi.

HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Tanju Özcan, 'Nefret ve ayrımcılık' suçlamasıyla yargılandığı davada bugün hakim karşısına çıktı. Mahkemede eksiklikler nedeniyle Özcan, savunmasını yapamazken, duruşma 26 Nisan tarihine ertelendi. Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı’nın da 26 Nisan’daki mahkemede hazır bulunmasına karar verildi.

Duruşma sonrası adliye önünde açıklamalarda bulunan Özcan, mahkemedeki eksikliklere dikkat çekerek şunları söyledi:

Vallahi keşke hukukçu olmasaydım dedim. Keşke hukuk tahsili almamış olsaydım. Ve burada yaşanan trajikomik olayları anlayamamış olsaydım diye temenni ederdim. Müşteki diye birilerini dosyaya koymuşlar, taramamışlar bunu. Avukatlar görmüyor, biz görmüyoruz. Bundan dolayı ben savunmamı bugün yapamadım. Usul eksikleri tamamlanamadığı için. Zaten garip olan da bir şey var. Ben niye yargılanıyorum? İşte iddia o ki sığınmacıların iş yeri açma ruhsatlarını iptal etmişim. İş yerini açmalarına izin vermemişim. Sularına ve nikah ücretlerine zam yapmışım. Zaten bunlardan dolayı ben daha önce burada soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Savcılık makamı davayı açarken hiç müşteki bulamamış getirmiş bir tane bir öğrenci kardeşimiz vardı. Geçici sığınmacı ayrı bir şey, ülkeye tahsil için gelmiş yabancı olarak gelmiş olmaları ayrı bir şey. Hukuk durumları bile farklı. Yani böyle bir dava olmaz. Ama savunmamızı yapamadık. Çünkü usul eksikliği o kadar çok ki. Bir de olmayacak bir şey oldu. Yargılamaya 10 gün kala, yani bu soruşturma 5 Ocak'ta başladı. 4 Haziran'da dava açıldı. Ekim 7'sine yani bugüne bırakıldı. Ben duruşmaya başladığı gibi geldim. Ama bir hafta önce hakim bey dosyayı resen ele aldı bana yurt dışı yasağı koydu. Bana yurt dışından çıkış yasağı getirildi. Savcının talebine aykırı olarak. Bugün de şimdi duruşmayı 24 Nisan'a erteledi ama yurt hedefinin çıkış yasağım devam ediyor. Niye benim yurt dışı yasağımı sürdürüyor? Bunu anlayabilmek mümkün değil

"SIĞINMACILARLA İLGİLİ KARARLARIMDAN DOLAYI PİŞMAN DEĞİLİM"

İzmir'deki elektrik faciasında  karar
İzmir'deki elektrik faciasında karar
İçeriği Görüntüle

Özcan, sığınmacılarla ilgili aldığı kararlardan dolayı hukuken rahat olduğunu ifade ederek şöyle davam etti:

Aldığım kararlardan dolayı hukuken de rahatım dolayısıyla ben şehrimin daha güvenli bir şehir olması, kadınlarımızın daha özgür hareket edebilmesi, esnafımızın haraç korkusuyla yaşamaması için elimden geleni yaptım. Bundan sonra yapmaya devam edeceğim. Sığınmacılarla ilgili politika emperyal bir politikadır. Yetki saham içinde yetkimi kullanarak sığınmacılarla ilgili kararlarımdan dolayı pişman değilim. Bugün olsa yine aynı kararlar alırım. Yarın gerekirse benzer kararlar almaktan da çekinmem. Dolayısıyla bu sığınmacısever yöneticilerinin bunu artık akıllarına sokması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı’nın da 26 Nisan’daki duruşmada hazır olması yönünde karar alındığını belirten Özcan, “Vallahi enteresan zaten. Geçen hafta Fatih Altaylı’nın dinlenmesine karar verdi. Hakim, Silivri Cezaevi'ne müzekkere yazdı. Orada hazır olması için. Fatih Altaylı'nın cuma günü duruşması vardı, tahliye olabilirdi. Siz nereden biliyorsunuz bugün Fatih Altaylı'nın tutukluluk halinin devam edeceğini? Bugün de 26 Nisan'da hazır olunmasına karar verdi. Demek ki bu Fatih Bey için güzel haber. En azından 26 Nisan’a kadar tahliye olacağı bugün ortaya çıktı bugün verilen kararla.