Filistin’e destek yürüyüşünde bir kişi gözaltına alındı
Filistin’e destek yürüyüşünde bir kişi gözaltına alındı
İçeriği Görüntüle
13 Mayıs yalnızca bir takvim yaprağı değil; göçük altında kalan bir ülke vicdanıydı.
2014’te Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciası, yalnızca bir iş kazası değil, açık bir iş cinayetiydi. 301 madenci, göz göre göre ölüme gönderildi. Uyarılar görmezden gelindi, denetimler yapılmadı, kâr hırsı her şeyin önüne geçti.
Türkiye’nin yer altı kaynaklarıyla birlikte toprağa gömülen bir başka gerçek var: işçilerin hayatı.
ZONGULDAK’TAN SOMA’YA, MADENCİNİN KADERİ: CİNAYET
Türkiye’nin maden faciaları sicili, onlarca yıla ve yüzlerce cana dayanıyor. İşte bazıları:
•1965 – Kozlu (Zonguldak): Gaz sıkışması nedeniyle 199 madenci yaşamını yitirdi.
•1983 – Armutçuk (Ereğli): Metan gazı patlamasında 103 işçi öldü.
•1992 – Kozlu: 263 madencinin yaşamını yitirdiği bu patlama, kurtarma eksikliği ve devletin duyarsızlığıyla hatırlandı.
•2009 – Mustafakemalpaşa (Bursa): 19 madenci grizu patlamasında öldü.
•2010 – Dursunbey (Balıkesir): 13 işçi karbonmonoksit zehirlenmesiyle yaşamını yitirdi.
Her olayın ardından benzer açıklamalar yapıldı: “İhmaller zinciri”, “kader değil”, “sorumlular yargılanacak.”
Ancak ne koşullar değişti ne de ölümler durdu.
SOMA: 301 CAN, 11 YILDIR UNUTULMAYAN YÜK
13 Mayıs 2014’te yaşanan facia, yalnızca Cumhuriyet tarihinin değil, dünyanın da en büyük iş cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
301 madenci, ihmallerin, göz yumulan tehlikelerin ve denetimsizliğin kurbanı oldu. Facianın ardından başlayan yargı süreci ise ayrı bir utanç hikâyesine dönüştü:
•Soma Holding CEO’su Can Gürkan, yalnızca 5 yıl sonra serbest bırakıldı.
•Ailelerin talepleri görmezden gelindi, cezalar bozuldu, adalet sisteminin çürümüşlüğü bir kez daha ortaya çıktı.
Madenci yakını Naciye Yıldız, bu yalnızlığı tek cümlede özetliyor:
“Biz çocuklarımızı madene değil, mezara göndermişiz. Bir gün bile adaleti yaşamadık.”
RAKAMLAR DEĞİL, İNSANLAR ÖLÜYOR
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, son 20 yılda binden fazla maden işçisi yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin büyük kısmı taşeron sistem, düşük ücret baskısı, üretim zorlaması ve denetim eksikliği nedeniyle yaşandı.
Türkiye, Avrupa’da maden kaynaklı işçi ölümlerinde birinci sırada.
Her bir sayı, bir baba, bir evlat, bir kardeş… Yani bir hayat demekti.
SOMA UNUTULMADI. AMA HÂLÂ HESAP SORULMADI
Soma bir milat olmadı. Sonrasında da Ermenek’te, Şirvan’da, Amasra’da, İliç’te canlar gitti. Her seferinde aynı sözler, aynı sessizlik.
Aileler yalnızca çocuklarının mezarlarına değil, adaletin de toprağın altına gömüldüğüne inanıyor.
13 Mayıs’ta yapılacak anmalar, yalnızca birer yas töreni değil. Aynı zamanda bir mücadele çağrısı:
“Adalet yerin altına gömülmesin!”