Selvi Boylum Al Yazmalım’ın zamansız hikâyesi

Sinema dediğin, sadece perdeye yansıtılan bir görüntü değil; her sahnesi, her notasındaki duygusuyla yaşamın ta kendisidir. Selvi Boylum Al Yazmalım denince akıllara gelen ilk unsurlardan biri de o unutulmaz melodidir. Cahit Berkay’ın eserleri, yalnızca filmlere değil, Türk sinemasının ruhuna işleyen kalıcı bir müzik mirasıdır.

Dila Hanım’daki o unutulmaz sahnede, Kadir İnanır ile Türkan Şoray’ın karşılıklı bakışlarında saklı hüzne bizi adım adım hazırlayan, aslında Cahit Berkay’ın notalarıdır. İstemediğimiz finale doğru ilerlerken, fonda çalan o ezgi seyircinin kalbine ince ince dokunur.

Devlerin Aşkı’nda da başroller yine Yeşilçam’ın iki efsanesi, Türkan Şoray ve Kadir İnanır’dadır. Bu kez de eski sevgiliye yakılan ağıt, Cahit Berkay’ın imzasıyla perdeye taşınır.

Ya da Kemal Sunal ve Ayşen Gruda’nın başrollerini paylaştığı Çöpçüler Kralı’nda; Kapıcı Abdi’nin Hacer’e duyduğu karşılıksız aşkın iç sesi olan müzik ve ardından gelen “Parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği” repliği… İşte tüm bu unutulmaz anların arkasında yine Cahit Berkay vardır, çünkü o Türk sinemasının iki gözünün çiçeğidir.

8 Ağustos akşamı Kadıköy’ün Kalamış Atatürk Parkı, sadece gökyüzündeki yıldızlarla değil; Yeşilçam’ın Sultanı Türkan Şoray’la, Cahit Berkay’la ve 1977’den bu yana kalbimizde yaşayan o efsane filmle aydınlandı. Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Kalamış Yaz Festivali’nin beşinci yılında Selvi Boylum Al Yazmalım yeniden yıldızlar altında gösterildi.

O gece, Türkan Şoray ile Cahit Berkay, yıllar sonra aynı etkinlikte yan yana filmi izleyerek sinema tarihine geçen özel bir ana imza attılar. Şoray’ın güçlü duruşu ile Berkay’ın müziğinin etkisi bir araya geldiğinde, sadece film değil, o filmin ruhu da yeniden canlandı. Bu buluşma, emekle, tutku ve sanatla örülmüş bir dostluğun ve sinemanın kalıcı gücünün en canlı kanıtıydı.

Türkan Şoray, sadece oyunculuğuyla değil, güçlü duruşu ve Türk sinemasına verdiği emekle sinema seyircisinin ve Yeşilçam’ın sultanı... Kadir İnanır ve Ahmet Mekin ile omuz omuza verdiği, aşkı, fedakârlığı ve yaşamı anlatan bu filmde sadece rol değil, hayat vardı. Kadir İnanır ile Türkan Şoray arasındaki yıllar süren küslük medyada sıkça konuşuldu; ancak bu durum, filmin ve aralarındaki sanat uyumunun değerini asla azaltmadı. Tam tersine, samimiyetleri ve insanlıkları hikâyeyi daha da derinleştirdi.

Yönetmenliğini Hüseyin Karabey’in yaptığı, Kadir İnanır’ın hayatını anlattığı Kuzeyden Gelen Adam adlı belgeselde, İnanır Selvi Boylum Al Yazmalım filmiyle ilgili bazı eleştirilerde bulunuyor:

“Bazı sahneler vardı, kestiler. Montajda kayboldu. Selvi Boylum Al Yazmalım’ın final sahnesi mesela… Kadın karaktere yürüyüşümün planı yarı yarıya kesildi. O sahne tam kalsaydı, her şey daha farklı olurdu. Anlatmak istediğim buydu. Sevgi neydi? Sevgi emekti. Filme emek koymazsan, ondan sevgi de çıkmaz, değer de çıkmaz. ‘Sevgi emektir’ dediğimizde sadece bir replik değil, bu hayat felsefemizdi.”
Kadir İnanır, emekten, saygıdan, nezaketten bahsediyordu. Sanatın, üretimin, paylaşımın gerçek yüzünü dile getiriyordu. Kesilen sahneler, yok sayılan emekler, gizlenen duygular… Bunlar sadece film için değil, yaşam için de bir uyarıydı aslında.

Türkan Şoray’ın ise başka bir final hayal ediyordu. Asya ile İlyas’ın yeniden kavuşmasını istiyordu. Ancak yönetmen Atıf Yılmaz tercihini farklı kullandı. O, aşkın sadece kavuşma olmadığını, fedakârlık ve gerçeklik içinde anlam kazandığını gösterdi bize. Bu yüzden Selvi Boylum Al Yazmalım bir klasik oldu; çünkü aşkı ve hayatı tüm çıplaklığıyla anlattı. Bir aşk üzerinden, emeğin değerini, adalet arayışını ve insan onurunu savunan evrensel bir söz söyledi.

Eserin yazarı Cengiz Aytmatov’un da hakkını vermek gerek. Romanın sinemaya dönüşmüş haliyle yaşattığı özgünlük ve gerçekçilik, Türk sinemasının önemli isimlerini bir araya getirdi: Türkan Şoray, Kadir İnanır, Ahmet Mekin, Cahit Berkay, yönetmen Atıf Yılmaz ve görüntü yönetmeni Çetin Tunca. Hepsi, büyük emekle ortaya çıkan bu sanat eserinin mimarlarıydı, geride unutulmaz bir klasik bıraktılar.

Kalamış Yaz Festivali’nde film yeniden gösterildi ve geçmişle günümüz arasında anlamlı bir köprü kuruldu. O gece sadece bir film değil; emek, aşk, mücadele ve sinemanın gücü bir arada kutlandı.

Selvi Boylum Al Yazmalım, sadece bir film değil; emekle dokunan, aşkla yoğrulan, zamansız bir efsane...

Açık havadaki gösterimin ardından Cahit Berkay ile Türkan Şoray aynı sahnede gördüğümüzde, uzun süredir kaybolan bir umut içimizde yeniden doğdu. Günümüzün vasatlığına rağmen, sanatın gücü hâlâ kalplere dokunuyor; yaşamın özündeki samimiyeti ve direnci hatırlatıyor. Böyle anlarda anlıyoruz ki, gerçek sanat zamana yenilmez ve karanlıkta bile yol gösterir.

Kaçıranlar üzülmesin! Türkan Şoray, Cahit Berkay Film Müzikleri Orkestrası ile birlikte 5 Eylül’de Kadıköy Belediyesi Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro sahnesinde sizlerle olacak.

Umarız Kadir İnanır en kısa sürede sağlığına kavuşur ve Selvi Boylum Al Yazmalım’ın yaşayan efsaneleri; Kadir İnanır, Ahmet Mekin, Türkan Şoray ve Cahit Berkay tekrar bir araya gelir.