Kadıköy'de alışveriş yapmak için gittiği bit pazarında bıçaklı saldırıya uğrayan İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar Minguzzi'nin oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'nin (15) ölümüyle ilgili görülen davada, 4 sanık yeniden hakim karşısına çıktı.
Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinde 2 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıl hapis cezası verildi. Haksız tahrik indirimi yapılmadı. Diğer 2 sanık için ise beraat ve tahliye kararı verildi. Savcılık karara itiraz etti.
SEDAT PEKER DE İSYAN ETTİ
Avukatı Ersan Barkın’ı davada görevlendiren Sedat Peker, 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasında iki sanığa verilen 24 yıl hapis cezası ve iki sanığın beraat etmesiyle ilgili mahkeme kararına sert tepki gösterdi. Peker, “Toplumun vicdanı derinden yaralandı” diyerek, İstanbul Başsavcılığı’nın karara yaptığı itirazın yerinde olduğunu savundu. Peker, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“TOPLUMUN VİCDANINI YARALADI”
“Halkın tamamından gelen tepkiler, mahkemenin iki kişiye ceza verirken diğer iki kişiye beraat kararı vermesinin toplumun vicdanını derinden yaraladığını gösteriyor. Bu tür durumlar, halkın kendi adaletini sağlama içgüdüsünü tetikleyebilir.”
Peker, İstanbul Başsavcılığı’nın karara itirazını da desteklediğini belirterek, “Başsavcılığın karara itirazı halkın tamamının söylediği gibi değerlidir ve yerindedir. Değerli hukukçu avukatım Ersan Barkın’ın da belirttiği gibi, üst mahkemenin bu kararı bozacağından hiçbir şüphemiz yoktur.” ifadelerini kullandı.
ERSAN BARKIN: BU KARAR HUKUKEN KABUL EDİLEMEZ
Minguzzi ailesinin avukatı Ersan Barkın ise duruşma sonrası yaptığı açıklamada, davada iki ayrı suçlamanın birleştirildiğini hatırlattı:
“Bu davanın içinde iki ayrı dava vardı. İlki kasten çocuğun öldürülmesi, ikincisi ise geçtiğimiz duruşmada birleştirilen dosyaydı. Savcılık, tüm sanıkların eyleme iştirak ettiğini kabul ederek cezalandırılmalarını talep etti. Ancak mahkeme iki sanığa 24 yıl ceza verirken, diğer iki sanığı delil yetersizliğinden beraat ettirdi.”
Barkın, adliye çevresinde alınan yoğun güvenlik önlemlerine dikkat çekerek, kararı “vicdanlara sığmayan” bir hüküm olarak nitelendirdi:
“Bu karar kabul edilebilir değildir. Üst mahkemeye göndereceğiz. Çünkü bu sadece bir dava değil, hepimizin evlatları için emsal bir karardır. Hukuken izah edilemez.”