Güncel

Saray ve AKP arasında Rezan Epözdemir krizi büyüyor… Epözdemir, kendisini şikayet eden ismi duyurdu!

Rezan Epözdemir'in gözaltına alınması ve yapılan suçlamalar Saray ile AKP arasında büyük bir kavganın çıkmasına neden oldu. AKP'li Şamil Tayyar'ın tepkisine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum avukatı aracılıyla cevap verirken, Epözdemir de kendisini şikayet eden ismi duyurdu.

Gözaltına alınan Avukat Rezan Epözdemir hakkında başsavcılık “İki ayrı soruşturma dosyası kapsamında Rüşvet, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Yardım ve Siyasal ve Askeri Casusluk suçlamaları ile bir süredir hakkında soruşturma yürütülen Rezan EPÖZDEMİR, iş yerinde ve ikametinde yapılan eş zamanlı arama işlemleri akabinde 10/08/2025 tarihi saat: 05:45 itibariyle gözaltına alınmış olup, söz konusu soruşturmalar devam etmektedir.” açıklaması yaparak hakkındaki suçlamaları duyurmuştu.

GÖZALTI SÜRESİ UZATILDI

Öte yandan Rezan Epözdemir'in gözaltına alındıktan sonra hakkında işlem yapılması beklenirken gözaltı süresinin uzatıldığı bilgisi geldi. Epözdemir'in cep telefonu şifresini bildirmediği kaydedildi.

AKP'Lİ ŞAMİL TAYYAR DEVREYE GİRDİ: EPÖZDEMİR SORGUSU CİDDİ BİR KRİZE DÖNÜŞMEK ÜZERE
Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, geçtiğimiz gün X hesabından paylaştığı mesajda "Rezan Epözdemir sorgusu ciddi bir krize dönüşmek üzere. Şüpheli, ısrarla cep telefonunun şifresini vermek istemiyor. Şifre krizi aşılamadığı için sorgu süresi uzatıldı. Mehmet Uçum başta olmak üzere 'hatırlı' çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek'i kuşatma altına aldılar.

"CUMHURBAŞKANIM BAŞSAVCIYI YALNIZ BIRAKMAYIN"
Gürlek, İmamoğlu dosyasında bile görmediği yoğun baskı karşısında bunalmış vaziyette, şahsına yönelik iftira kampanyası başlatılmasından endişe duyuyor. Devrede olanlar cep telefonu şifresinin verilmesine karşı çıkarak soruşturmanın mevcut delillerle tamamlanmasını, serbest bırakılmasını istiyorlar. Peki neden? Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti? Bu noktada Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a çağrım var: Başsavcıyı yalnız bırakmayın" ifadelerini kullandı.

BİRİNCİ VE KÜLÜNK'TEN DESTEK

Sosyal medyada Tayyar'a Mücahit Birinci, eski AKP Milletvekili Metin Külünk de destek verdi. Metin Külünk paylaşımında "Neden bu panik, Ankara’daki bazı çevrelerde neden bu telaş?" ifadelerini kullanması dikkat çekmişti.

MEHMET UÇUM SESSİZ KALDI AVUKATI CEVAP VERDİ

Tayyar'ın bu açıklamalarına Mehmet Uçum'un avukatı Zeynep Yıldırım'dan yanıt geldi. Zeynep Yıldırım'ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "10 Ağustos 2025 tarihinde başlatılan bir savcılık soruşturması kapsamında yapılan adli işlemler üzerine çıkan haberlerden sonra konuyla hiçbir ilgisi olmayan Müvekkilim Mehmet Uçum hakkında asılsız isnat ve iddialar ileri sürülerek paylaşımlar yapıldığı tespit edilmiştir. Müvekkilin kamu görevine zarar verme kastıyla yapılan, hukuken ve vicdanen izah edilebilecek hiçbir yönü olmayan, haksız ve gerçeğe aykırı paylaşım ve haberlerle müvekkile saldırıda bulunulması asla kabul edilemez.

"TAMAMI ASILSIZDIR"
Müvekkilin kişilik haklarını hedef alan, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs niteliğindeki paylaşımların tamamı asılsızdır. Müvekkilin herhangi bir soruşturma sürecine hiçbir müdahalesi söz konusu değildir. Müvekkilin isminin kim tarafından ve hangi amaçla olursa olsun hukuka aykırı kullanılması halinde tüm sorumlulara ilişkin her türlü yasal girişimde bulunulacağını kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız."

TAYYAR: ERDOĞAN'IN BİLMESİNİ İSTEDİM

Uçum'un avukatının sözlerine ise eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar'dan karşılık gecikmedi. Tayyar "Niyetim, kimseyle polemiğe girmek değil. Gerekirse bundan çekinmeyeceğimi tanıyan bilir. Mesajım açıktı, olup bitenleri Cumhurbaşkanımız'ın bilmesini istedim.

Mesajım adresine ulaştı, Cumhurbaşkanımızın ferasetinden asla endişe duymadım. Bu arada dava açan olursa yargıda hesaplaşırız. Son cümlem, ne zaman bu konuda bir tartışma olsa araya giren şaklabana: 'Hiç mi şerefin yok? Üç kuruşa oraya buraya havlamaya değer mi?' Benim için mevzu kapanmıştır" ifadelerini kullandı.

EPÖZDEMİR KENDİSİNİ ŞİKAYET EDEN İSMİ DUYURDU

Gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, şu açıklamayı yaptı:

" Zihni Çakır isimli şahıs 06.08.2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına giderek hakkımda FETÖ Terör Örgütüne yardım-casusluk isnadıyla suç duyurusunda bulunmuş olup huzurdaki soruşturmalardan birinin dayanağı bu ahlaksız müfterinin beyanlarıdır. Zihni Çakır, açık kaynaklardan herkesin görebileceği şekilde Ergenekon-Balyoz gibi FETÖ’nün sahte delillerle yaptığı kumpas davalarında gizli tanık sıfatıyla FETÖ lehine tanıklık yapmış ve birçok insanın haksız yere cezaevine girmesine, bir kısmının ise cezaevinde yaşamını yitirmesine sebebiyet vermiştir. Normal bir toplumda gizli yalan tanıklıkla insanlara zulüm yapılmasını sağlayan Zihni Çakır isimli utanmaz, müfteri şahsın toplumda dolaşamaması gerekir. Ben 2010 yılında FETÖ’nün terörist başı olan liderinin “MEZARDAKİLERİ KALDIRIP EVET OYU KULLANDIRMAK LAZIM” dediği referandumda 200 tane avukat arkadaşımla gazeteye ilan vererek “HAYIR” dedim. FETÖ’nün en güçlü olduğu ve insanların geleceğini karartabildiği tarihlerde bunu söyleyebilmek yürek isterdi. Bu açıklamamız açık kaynaklarda mevcuttur. FETÖ’cülerin yaptığı usulsüz dinlemelerle mağdur olan isimlerin bu dosyalarda şikayetçi olarak vekilliğini yaptım. FETÖ’nün sahte delillerle yaptığı birçok kumpas davasında müvekkillerim oldu. Bizzat FETÖ’cüler tarafından 2013 yılında hakkımda tutanak tutularak soruşturma yapıldı. Bunları dosyaya sunacağım. Bir kısım insanların ekranlara çıkmaya imtina ettiği hain darbe girişiminin hemen akabinde canlı yayına çıkarak 15 Temmuz’un hain bir darbe girişimiolduğunu ve bunun FETÖ mensupları tarafından yapıldığını saatlerce canlı yayınlarda anlattım. Velhasıl kelam Zihni Çakır gibi kumpas davalarının FETÖ lehine gizli tanığı olan tiplerin FETÖ liderinin sümüklü mendilini yaladığı zamanlarda bizörgüte karşı mücadele veriyorduk ve bu örgütün F tipi terör örgütü olduğunu söylüyorduk. Yani anlayacağınız sevgili dostlar bütün Türkiye biliyor ki benden FETÖ’cü çıkmaz. Bu vesileyle FETÖ Terör Örgütünün aparatı olan, hayatımda sadece 15 dakika o davet masasında gördüğüm şahsın, seçilmiş, meşruiyetini halktan alan ve halkın teveccühüne mazhar olan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve iktidara karşı atmış olduğu hadsiz, ahlaksız ve alçakça paylaşımını lanetliyorum. Türkiye’de bu şahsın söylediği gibi “Gülen’in Çocukları” yoktur, 15 Temmuz hain darbe girişimini hayata geçirmek isteyen FETÖ Terör Örgütünün üyeleri vardır. Hakkında dolandırıcılıktan mahkumiyet hükmü bulunan ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/33 E. sayılı dosyasında rüşvet, nüfuz ticareti gibi suçlardan dosyası olan bir şahsın ve adı geçenlerin Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin dosyasında yer alan müfettiş, soruşturma-kovuşturma aşamalarındaki beyanlarında taban tabana zıt olacak şekilde mantık hatalarının bulunduğu, çelişkilerin olduğu, yer ve tarihlerin dahi tutmadığı; kurgu-kumpas mahiyetindeki bir beyanla yürüyen rüşvet dosyası ise zaten ifade içeriği, kurgu tarihi ve mantık hataları nedeniyle açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsizdir. Hakeza bu soruşturmanın mercisi 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun m.86 uyarınca Adalet/HSK Müfettişleridir. İnceleme ve soruşturma işlemlerini ancak hukuken onlar yapabilir. Bu konuda da Sayın Başsavcılığın maddi gerçeği ortaya çıkaracağına inancımız tamdır. Bu ülkede 20 yıldır Münevver Karabulut, Pınar Gültekin, Nazlı Sinem Erköseoğlugibi kadın cinayetleri; Mattia Ahmet Minguzzi gibi çocuklarımızın hunharca katledilmesine ilişkin dosyalarda ve Ezgi, Rönesans, Rende, Ilgın Apartmanı gibi deprem dosyalarında sosyal sorumluk projesi olarak mağdur aile vekilliği yapıyorum. Bütün Türkiye kamuoyu bu 20 yılda yürüttüğüm hak mücadelelerini biliyor. Bu vicdani sorumluluk nedeniyle bu basın açıklamasını yapıyorum. Adalete güveniyorum. Dua ve iyiniyetlerini ileten tüm herkese kalbişükranlarımı sunuyorum. Bu tweet konuyla alakalı yaptığım son paylaşım olup bundan sonra bu konuda ve başkaca konularda herhangi bir açıklama yapmayıp sessiz kalacağımıbilgilerinize sunarım.”