Güncel

Profesörden engelli çalışana şiddet ve mobbing!

Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde hasta bakıcı olarak çalışan yüzde 50 engelli olan C.T, aynı hastanede görev yapan Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu tarafından darp edildi. Darp etmekle de kalmayan profesör, C.T’ye mobbing uygulamaya devam etti. Şiddete ve mobbinge maruz kalan hasta bakıcı, profesör hakkında suç duyurusunda bulundu.

Gürkan Demirtaş / Baba Ocağı

Gazi Üniversitesi Hastanesi’nden hasta bakıcı olarak çalışan yüzde 50 engelli C.T aynı hastanede görev yapan Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu tarafından darp edildiğini ve mobbinge uğradığını iddia etti. Olaydan sonra maruz kaldığı şiddete ilişkin darp raporu alan ve suç duyurusunda bulunan C.T, savcılığa yaptığı suç duyurusunda yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

“Ben, Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde hasta bakıcı olarak görev yapmaktayım. Yüzde 50 engelli raporu olan bir çalışan olarak, 10 Ağustos 2025 tarihinde, görevli olduğum esnada, Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu tarafından sözlü ( s..tir git , sen kim oluyorsun lan , alın bu pe..venki elimden kaza çıkacak ve servis koridorunda sana neler yapacam aklın duracak, senle daha yeni başlıyoruz) ve fiziki (sol el bileğime elindeki telefon ile vurdu) saldırıya uğradım.(Darp raporu ve resimler ekte mevcuttur).Bu olaylara gelen güvenlik görevlisi ve hemşire odasında bulunan kişilerde şahittir. Tanık listemde de belirttim. Şahit olarak dinlenmelerini talep ediyorum. Bu olayın ardından bana uygulanan görev değişiklikleri,(sana neler yapacam aklın duracak, senle daha yeni başlıyoruz. Cümlesi nüfusunu ve gücünü kullanarak hayata geçirdiğinin kanıtıdır ) sağlık durumum ve çalışma haklarım gözetilmeksizin yapıldı ve ciddi mağduriyet yaşadım. Yaşanan olayları ve gelişmeleri aşağıda bilgilerinize sunuyor, gerekli cezai ve idari işlemlerin başlatılmasını arz ederim.

“ÜZERİNE VAZİFE OLMAYAN İŞLERE KARIŞMA”

8 Ağustos 2025 günü daha önce görev yaptığım birimde çalışan hemşire arkadaşım, Yoğun Bakım'da yatan ve Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu tarafından ameliyat edilmiş bir hastanın daha uygun bir özel odaya alınması için, hocaya rica etmemi istedi. Ben sadece iletici konumundaydım. 10 Ağustos 2025 günü Genel Cerrahi Servisi’nde 07:00–19:00 saatleri arasında görevliydim. Saat 12:00’den sonra, söz konusu ricayı iletmek üzere Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu’nu aradım. Telefonu açmadığı için WhatsApp üzerinden mesaj gönderdim. Hocadan ‘Üzerine vazife olmayan işe karışma’ şeklinde sert bir yanıt aldım. Ben de kendi adıma değil, bir hemşire arkadaşın ricasını ilettiğimi ve kişisel bir çıkarım olmadığını belirttim. Kısa süre sonra hocadan telefon geldi. Konuşma esnasında ağır hakaretlerde bulunarak, tehditkâr şekilde telefonu kapattı. Daha sonra bizzat servise gelerek beni hemşire odasına çağırdı. Burada bağırarak hakaret etti ve sol el bileğime fiziki olarak vurdu. Olay koridora taştı ve hakaret ile tehditleri orada da devam etti.

SERVİSTEN UZAKLAŞTIRMA

Olay esnasında, hastane güvenliği beraber nöbet tutuğum mesai arkadaşım tarafından çağrıldı. Hemşire odasında hemşire Sayın Hanife Karagöz ve hemşire Sayın Ramazan Çelik bey vardı. Ancak söz konusu öğretim üyesinin etkisinden dolayı ifade vermekten çekinebileceklerini değerlendiriyorum. Aynı gün içerisinde, Prof. Dr. Mehmet Akif Türkoğlu’nun, Servis Sorumlu Hemşiresi Sayın Cahide Altın ile yaptığı telefon görüşmesinde, beni servisten uzaklaştırmak yönünde talepte bulunduğu bilgisi tarafıma iletildi. Bu konuşmanın incelenmesi olayın bütünlüğü açısından önemlidir.

SÖZLÜ OLARAK MESAİ SONLANDIRILMASI KARARI

Olay sonrası, hastanenin nöbetçi hemşire süpervizörü Sayın Ayşegül hemşire hanım tarafından durum değerlendirilerek, tarafıma mesai sonlandırılması kararı iletildi. Bu karar herhangi bir tutanak olmadan sözlü olarak bildirildi.
Ardından kendi imkânlarımla hastane acil servisine giderek darp raporu aldım, ardından hastane güvenliğine durumu bildirdim ve Yenimahalle Çiftlik Polis Karakolu’na giderek şahsen ifade verdim. Darp raporum karakolda bulunmaktadır.

SAĞLIK DURUMUNA AYKIRI GÖREVLENDİRME

Ayşegül Hanım bizzat yüzüme ‘Hoca sana bir şey yapmaması için ve seni korumak amacıyla’ diyerek mesaiye alınmadım. Pazartesi seni arayacağız demelerine karşı aramadılar. Mesai gittim ancak herhangi bir birimde çalışmadım.11 Ağustos 2025 günü karakolda verdiğim ifadeyi ve darp olayını resmi yazıyla hastane yönetimine
bildirdim.12 Ağustos 2025 günü Hemşire Hizmetleri Müdürlüğü, beni Hematoloji Servisi’ne görevlendirdi. KOAH, hipertansiyon ve şeker hastası olduğum için bu görevlendirme sağlık durumuma aykırıydı. Reddettiğimi ve sağlık durumumu bildirdim. Aynı gün, beni Psikiyatri Servisi’ne yönlendirdiler. Bunu da kabul etmeyerek tekrar Acil Servis’te görev yapmak istediğimi Hemşire Hizmetleri Müdür Yardımcısı’na yazılı olarak bildirdim.

14 Ağustos 2025 günü, Başhekim sekreterine KOAH, şeker, tansiyon hastasını başhekim hoca iletilmesi not bıraktırdım. Hemşire hizmetler müdürlüğüne yer değişliği talep form doldurdum. O olaydan sonra hastane müdür yardımcısı Esin Hanımın odasına çağrıldım. Esin Hanımın odasında hemşire hizmetleri müdürü Begüm Hanım ve Faruk Bey vardı.
Önce rektörlük kampüsündeki Mediko bölümüne görevlendirildiğim tebliğ edildi. Kabul ettiğimi bildirdim. Ancak kısa bir süre sonra sekreter aracılığıyla yeniden çağrıldım ve bu defa Gazi Üniversitesi Çayyolu Semt Polikliniği'ne görevlendirildiğim belirtildi. Bu görev yeri ikametimden oldukça uzak olup sağlık sorunlarım nedeniyle uygun değildir. Bu nedenle görevlendirmeyi resmi olarak kabul etmediğimi yazılı şekilde imza altına aldım.

15 Ağustos 2025 günü öğleden sonra, Çalışan Özgürlük Birimi sayın Leman hanım tarafından aranarak "izin verileceği" bildirildi. Ancak düzenlenen izin formunda hâlâ görev yerim olarak Çayyolu Polikliniği yazmaktaydı. İtirazım üzerine, Sayın Leman hanım telefon arayarak Hastane Müdür Yardımcısı Sayın Gülistan Hanım, yeni bir izin kağıdı düzenleyerek görev yerimi “mevcut çalıştığım Acil Servis” olarak değiştirdi.”