Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Marmara'da 7.0 ve üzeri depremin mutlaka yaşanacağını söyledi. Uluslararası yayınlarda da riskin vurgulandığını belirten Tüysüz, geçmişte yıkıcı depremlerin görüldüğü bölgelerde benzer büyüklükte depremlerin yeniden olmasının beklenen bir durum olduğunu ifade etti.
Tüysüz, İzmit Körfezi çıkışından Adalar önü ve Büyükçekmece açıklarına uzanan bölümün kırılmamış olduğuna dikkat çekerek, "Bu kırıldığı zaman da tahminen 7.2 büyüklüğünde deprem üretir" dedi. Depremin büyüklüğünün yanında, etkileyeceği nüfus ve yapı yoğunluğunun belirleyici olduğuna işaret eden Tüysüz, İstanbul'daki yoğunlaşmanın riski artırdığını söyledi.
"O SOKAĞA GİRMENİZ BİR DAHA MÜMKÜN OLMAZ"
Nefes'in aktardığına göre, İstanbul'daki kentsel dönüşümün yeterliliğine ilişkin değerlendirmesinde Tüysüz, "Şehirleşmemiz çok çarpık. Esenler'e, Bakırköy'e, Bahçelievler'e gidin. Depremde bir bina yıkıldığı zaman o sokağa bir daha girmeniz mümkün olmaz" dedi. 'Gebze'de çöken bina' örneğini hatırlatan Tüysüz, "Çevre illerden destek gelmesine rağmen enkazı 1 hafta kaldırılamadı" ifadelerini kullandı.
Olası bir Marmara depreminde 80 bin civarında binanın yıkılacağı tahminini paylaşan Tüysüz, "İstanbul içinden çıkılmaz bir hale gelir" dedi. Tüysüz, kentsel dönüşümden beklenenin "çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmak" olduğunu vurgulayarak, "Sokakları açacaksınız, yeşil alan yaratacaksınız. Nüfusu artırmamak gerekiyor. Çok katlı bina yapmak da nüfusu artırır" diye konuştu. Tüysüz, "Kentsel dönüşüm bugüne kadar yapılmadı, binasal dönüşüm yapıldı. Kenti nüfus açısından sadeleştirmenin aksine biz dolduruyoruz" ifadelerini kullandı.
"ELİNİZLE İNSANLARI AFETE DOĞRU SÜRÜKLÜYORSUNUZ"
İstanbul'da yeni yerleşim alanlarının açılmasına da değinen Tüysüz, Kanal İstanbul üzerinden örnek vererek, "Kanal İstanbul'u yaparsanız 1 milyon kişi daha İstanbul'a gelecek demektir. Nüfusun üzerine 1 milyon kişi daha ekleyeceksiniz. Yani siz elinizle insanları afete doğru sürüklüyorsunuz" dedi.
Tüysüz, deprem hazırlığının yalnızca bina yenilemekle sınırlı kalmaması gerektiğini, eğitimin ve denetimin de kritik olduğunu vurgularken, depremin ne zaman olacağına ilişkin kesin tarih verilemeyeceğini belirtti. "Marmara'da deprem biraz sonra olsa hiç şaşırtıcı olmaz" diyen Tüysüz, riskin sürdüğünü vurguladı.





