CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” temalı mitinglerin 61’incisini gerçekleştirmek üzere İspanya’nın başkenti Madrid’deki temaslarının ardından bugün Brüksel’e geçti. CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle düzenlenen mitingler, yarın saat 14.00’te yapılacak Brüksel mitingiyle yurt dışına taşınacak.
"HEM GAZZE İÇİN HEM TÜRKİYE'DE İÇİN OK ÖNEMLİ TEMASLAR YAPTIK"
CHP Lideri Özel, partisinin ilk yurt dışı mitingine ilişkin şunları söyledi:
“Madrid’de Sosyalist Enternasyonal’de iki gün çok önemli temaslarda bulunduk. Hem Gazze için hem Türkiye'de içinde bulunduğumuz süreç için hem dünya siyasetiyle ilgili olarak çok önemli temaslar yaptık. Sonra bugün Brüksel'e geldik. Yarın, 12 Ekim günü saat 14.00’te Brüksel Meydanı'nda ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin 61’incisini yapacağız. Türkiye'de 60 miting yaptık, 60 eylem yaptık. Avrupa'dan büyük bir talep vardı. Brüksel'de de çok önemli bir Türk nüfusu var. Ayrıca Brüksel'de, Avrupa'da kardeş partilerimizin, bizimle dayanışma içinde olan partilerin çok değerli temsilcileri hem yerel yönetimlerden hem kendi ülkelerinde milletvekili görevlerinde olan, yürütme görevlerinde olan çok değerli siyasetçilerin de katılımıyla yarın saat 14.00’te 61’inci eylemimizi gerçekleştireceğiz. Almanya'da, Hollanda'da, Fransa'da ve elbette Belçika’da bulunan tüm vatandaşlarımızı bu mitinge katılmaya davet ediyoruz.”
“İSTENEN SORUŞTURMA İZNİ RÜŞVETE KARIŞMADIĞININ İSPATI”
Özel, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni istemesine ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Aslında istenen soruşturma izni Mansur Yavaş’ın rüşvete, irtikaba karışmadığının, ihaleye fesat karıştırmadığının bir ispatı. Çünkü ortaya konulan iddianame bunlarla ilgili. Ne Mansur Yavaş ile ilgili ne özel kalemiyle ilgili herhangi bir iddia yok. Devlet memurlarına uygulanan bir prosedür. Etkili soruşturma yapıp yapmadığına bakacaklar. Zaten Mansur Bey bu konuda bir iç denetim mekanizmasını çalıştırmıştı. Orada da hiçbir şey ortaya çıkmadı. Sayıştay denetimi gelmiş, geçmişti. Her türlü denetimden geçmiş ve herhangi bir problemin olmadığı bir süreçti. Biz zaten Mansur Bey'in bu konuda bir sorumluluğu olmadığına, üstüne düşeni de fazlasıyla yaptığına inanıyorduk. O da ekip arkadaşlarına inanıyordu. Ve ortaya çıkan durum aslında bunun tescili. Ama algıyla olguyu yer değiştirmeye çalışan birileri, Mansur Bey'in normalde devlet memurlarına uygulanan bir prosedüre dahil edilmesini sanki suçluymuş gibi.. Eğer öyle olsaydı rüşvetten, irtikaptan ya da ihaleye fesat karıştırmadan zaten öyle bir imkanları olsa sabahın erken saatlerinde operasyonu gerçekleştirirlerdi.
“TÜM SORULARA CEVAP VEREBİLECEK ÖZ GÜVENE SAHİP”
Mansur Bey'in yaklaşımı son derece yerinde. Diyor ki ‘Hiç izin almaya gerek yok. Çağırsınlar. Geleyim, ifademi vereyim’ diyor. Kendisine güveniyor. Biz ona güveniyoruz. Hiçbir sıkıntı olmadığını da biliyoruz. Bu konuda ortaya çıkarılmaya çalışılan, bir fırtına koparılmaya çalışılıyor. ‘Acaba operasyon sırası Mansur Yavaş'a mı geliyor’ diye heveslenenlerin, özellikle kendisinden önceki Ankara'yı parsel parsel satan birilerinin Mansur Yavaş'ı yıpratma kampanyasına hazırlığındaki heveslerinin boşa düşmüş olmasındandır. Mansur Bey ile ilgili herhangi bir sorunumuz yok. Kendisine güveniyoruz. Ama kendisinin dediği gibi merak ettikleri bir şey varsa çağırsınlar, Mansur Bey izne gerek olmadan tüm sorulara cevap verebilecek bir öz güvene sahip.”
“67 BİN İNSAN ÖLDÜRÜLDÜ, ERDOĞAN PARMAĞINI KIPIRDATMADI”
Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’de İsrail-Filistin ateşkesinden söz ederken söylediği “Özgür Özel’in bir özür borcu yok mu” ifadelerini ise şöyle değerlendirdi:
“Şimdi geçmiş sefer bir sürü haksızlık yaptı bize. Euro Fighter'ları alamıyordu, sonra almasını kendine mal edince biz dedik ki ‘Bu Euro Fighter'lar ile ilgili bizim emeğimiz var. Ekrem Başkan’ın emeği var. Bu konuda hiç olmazsa bir küçük teşekkür etseydi’ dedik. Sonra onlar bu konuda, ‘Yok öyle bir şey’ derken Almanya hükümet sözcüsü açıklamayı yaptı, tartışmayı bitirdi: ‘Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu istedi diye verdim’ dedi. Ben de bunun üzerine, ‘Bir özür borcu yok mu’ demiştim. Ne kadar dokunduysa kendisine beklemiş beklemiş. Şimdi bir özür borcundan bahsediyor. Ne için özür dileyecekmişim? Gazze planından dolayı. 67 bin tane, yarısı çocuk ve kadın insan, Filistinli öldürüldü, parmağını kıpırdatmadı; bunun için mi özür dileyecekmişim? Ya da Trump Netanyahu'ya, bir savaş suçlusuna’; Sen bir kahramansın’ dedi, sesini çıkarmadı. Bunun için mi özür dileyeceğim kendisinden? Amerika'ya giderken Filistin'le ilgili sorulara bir öz güvenle değil, bir sessizlikle cevap verdi. Bunun için mi özür dileyeceğiz? Bu plandan önce Trump'ın kendi ilan ettiği plan: ‘Gazze'yi boşaltacağız. Oraya kumarhane kuracağım. Oraya biz yerleşeceğiz. Filistinliler de beş ülkeye gidecek’ demişti. Buna sustu. Bunun için mi özür dileyeceğiz Erdoğan'dan? Şimdi Gazze planı ortaya çıktı. Burada da İsrail bir yerden sonra duracak ama Gazze'den çıkmıyor. Filistinlilerle ilgili durum sanki ek hizmetleri yapacakmış, birileri oranın sahibi olacakmış da Filistin orada, yan hizmetlerde Filistinliler bulunacakmış gibi bir durum. Yani öz vatanlarında parya olacaklar. Bunun için mi Erdoğan'dan özür dileyeceğim?
“ERDOĞAN’IN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR”
En sonunda da ortaya çıktı ki bu sürecin sonunda Gazze belki İsrail'in işgaline uğramayacak ama Trump'ın ilhakına uğrayacak. Orayı sahiplenecek, hidrokarbon yataklarını sahiplenecek, o coğrafyaya sahip olacak. Bunun için mi özür dileyeceğim? Erdoğan dursun, düşünsün ve bu kadar hatayı yaptığı halde, halen daha ülkemiz uluslararası alanda küçük düşmesin diye ona karşı en nazik dili kullanıyoruz. Gittiğimiz her platformda da hem Filistin'i savunuyoruz, Gazze'yi savunuyoruz, Türkiye'nin çıkarlarını savunuyoruz. Halen daha bundan nasibini almıyor. Utanmadan polemik geliştirmeye çalışıyor. Özür dileyecek biri varsa bu kadar nezaketsiz, bu kadar kıymet bilmez bir siyaset yapan Erdoğan’ın bizden değilse de tüm Türkiye’den özür dilemesi gerekiyor.”