CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasından bu yana 12. kez Silivri Cezaevi'ni ziyaret etti. Saat 12.40 civarında Silivri'deki Marmara Cezaevi’ne giriş yapan Özgür Özel, İmamoğlu'nun yanı sıra gazeteci Fatih Altaylı ve tutuklu belediye başkanlarını da ziyaret etti.
Görüşmelerin ardından CHP lideri, basına açıklamalarda bulundu.
Bürüksel ve Berlin seyehati ve bu akşamki Büyükçekmece mitingi öncesi Silivri Cezaevi'nde Ekrem İmamoğlu, Hasan Akgün, Aykut Erdoğdu, Rıza Akpolat, Emrah Şahan ve Gazeteci Fatih Altaylı'yı ziyaret ettiğini söyleyen Özel'in açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
"Ekrem başkanımızın özellikle kendisinden ilgili değil ama çocuklarından ayrı annelerle ilgili, rehin alınan evlatlarla ilgili ya da yalnız bırakılıp tehdit ve şantaj unsuruna dönüştürülen evlatlarla ilgili çok ciddi bir rahatsızlığı var.
Diyor ki: Ben bütün yükü tek başıma sırtıma almaya da razıyım. Beni birkaç ay sonra bırakacaklarına şimdi hemen anneleri, evlatları bıraksınlar. Biz yatarız. Nasılsa masumiyetimiz ispatlanınca çıkarız. Ama bu kadar haksızlığın, hukuksuzluğun yapılmasına ciddi itirazları var. Benim Ekrem Başkan'ın babasına yapılanlara gösterdiğim reaksiyonu Sayın Ekrem Başkan hatırlatarak babayla uğraşanın, evlatla uğraşanın, eşle uğraşanın aslında ne kadar çaresiz olduğu konusunda bir görüş birliğine vardık"
CHP YÜZDE 40'I GÖRDÜ
Özel, son anket sonuçlarına göre CHP'nin oy oranının rekor kırdığını açıkladı:
Gün itibariyle, an itibariyle 12 Haziran'da sahadan dönen ilk haziran ayının anketi gelmiştir. Kararsızlar dağıtılmadan Cumhuriyet Halk Partisi AK Parti'nin 5,5 puan önündedir. İlk kez ilk kez yüzde, kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 40'ın üzerinde bir oranla Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde diyeceğim, 1977'de 41.4 var ama o zaman anket yok. Tarihte ilk kez ankette yüzde 40'ı görüyoruz. AK Parti ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz kararsızlar dağıtıldıktan sonra. Dağıtılmadan öncesini söyledim. Ve milletimiz haklıyı haksızı ayırmış durumda. Bunu görmek lazım.
KILIÇDAROĞLU'NA ÜSTÜ KAPALI YANIT
Özel, mutlak butlan tartışmasında eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili gelen soruya şöyle yanıt verdi:
"30 Haziran tarihi Genel Başkan'ın yurda dönüşünün ertesi günü olarak anlamlı bir tarih olabilir. Yurt dışı temaslarımızdan döneceğiz. Onun dışında 30 Haziran tarihinin benim nazar-ı itibarımda bir anlamı yok. Sonuç değil, süreç odaklı bir davayla karşı karşıyayız. CHP'yi tartıştırmaya uğraşıyorlar. Ben, CHP'nin tartışılacak değil, şu anda CHP'lilerin dayanışmayla, kol kola mücadele edecekleri bir süreçteyiz. Ve buna da toplum olumlu reaksiyon veriyor, sahipleniyor, haksızlığa karşı sahipleniyor. Meseleye oradan bakıyorum. Butlan kelimesi bütün Türkiye'ye öğrettiler. Bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması, butlan olması.
Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partililerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye.
Sonuçta milletin gönlünde olmak önemli, orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz."
"KAZANINCA İKTİDAR, KAYBEDİNCE DARBECİ"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın seçim sonuçlarını kabullenmek istemediğini savunan Özel, muhalefetin bu duruma karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi:
“Kazanınca iktidar olup, kaybedince darbeci olmak çok fena bir şey... Biz muhalefeti birlikte tutarak... tüm eşitler içinde bir parça da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu gözle bakıyoruz. Birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Vatandaşın canına okumuş bu iktidarın keyfini kaçırmak ve onları bir an önce iktidardan uzaklaştırmak lazım ki açların da, işsizlerin de, yoksulların da, adalete susamışların da bütün ihtiyaçlarını hızla giderebilelim.”
“ŞİİR OKUMA ADALET BAKANI, GEREĞİNİ YAP”
Adalet Bakanı’nın denetimli serbestlik uygulaması hakkındaki açıklamalarını değerlendiren Özel, şu yorumu yaptı:
“Benim kıymetli asker arkadaşım duygusal. Ama o duygusal mesajı okuyup da gerçekten duygulanabilmek için o duygunun gereğini yapmak lazım. Burada çoluklarıyla tehdit edilenler var.
Adalet Bakanı aynı zamanda Hakimler, Savcılar Kurulu’nun Başkanı. Doğru değil, biz geldiğimizde öyle olmayacak ama Başkanı. Adalet Bakanı’na söylüyorum: Sayın Tunç, ‘Benim istediğim gibi ifade vermiyorsun’ diyen savcı, ‘Dediğim gibi ifade ver, çocuğuna kavuş. Yoksa Silivri’ye dönüyorsun’ diyen savcı. ‘Avukatım niye yok?’ diyene, ‘Onun yanında rahat konuşamıyorsun’ diyen savcı. Kandıra‘dan kişiyi getirip bir başsavcı, üç savcı, dört kişi bir odaya koyup ‘Burası mahkeme değil, sohbet odası’ diyen savcıya HSK bir şey yapmayacak mı?
Şiir mi yazacağım böyle? Duygusal duygusal konuşmakla oluyor mu? Onun vicdanı olsa, senin bu şiirinden etkilenecek olsa bu kadar zulmü yapar mı? Bana laf yapma, poz yapma. Bana icraat yap.
HSK’da aç soruşturmayı; de ki ‘Ya Özgür Özel bir şey söylüyor. Kim bu kadınlar, kim bu çocuklar? Kim bu çocuğuyla tehdit edilenler?"