İzmir Buca Cezaevi’nde tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yazdığı mesajında, "Tüm siyasi görüşlerden, tüm yurttaşlara sesleniyorum: Gelin, farklılıklarımızı çatışma nedeni değil, zenginliğimizin temeli yapalım. Çünkü bizi birleştiren şey, ayrıldıklarımızdan çok daha büyüktür. Cumhuriyet; öfkenin değil, umudun adıdır. Gelin, bu umudu birlikte büyütelim. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın özgürlük, adalet ve kardeşlik! Yaşasın Büyük Türk Milleti" ifadesini kullandı.

Beylikdüzü’nün seçilmiş Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı, tutuklu bulunduğu İzmir Buca Cezaevi’nde kaleme aldığı mektupla kutladı.

Çalık, avukatları aracılığıyla paylaştığı mektupta, şunları kaydetti:

CHP lideri Özgür Özel’den 'Cumhuriyet' ve 'demokrasi' vurgusu
CHP lideri Özgür Özel’den 'Cumhuriyet' ve 'demokrasi' vurgusu
İçeriği Görüntüle

“Aziz milletim, kıymetli komşularım. Bu satırları, demir kapıların ardında, ama yüreği hâlâ sokaklarda, meydanlarda, insanların arasında atan bir evladınız olarak yazıyorum. Çünkü insan, özgürlüğünden mahrum bırakılabilir ama vatan sevgisinden, inancından ve umudundan asla koparılamaz. Bugün 29 Ekim. Bu tarih, zincirlerini kıran bir milletin yeniden doğduğu gündür. 29 Ekim, karanlığa başkaldırının, yokluktan var olmanın, 'Ben varım' diyen bir halkın en büyük zaferidir. Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir yaşam iradesidir. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişsin diye kurulmuştur. Cumhuriyet, hiçbir kimsenin ötekileştirilmediği, herkesin eşit yurttaş sayıldığı büyük bir vicdan sözleşmesidir. O yüzden Cumhuriyet sadece geçmişin emaneti değil, geleceğin teminatıdır."

"CUMHURİYET, BİR PARTİYE, BİR KİŞİYE, BİR ZÜMREYE AİT DEĞİLDİR"

Biliyorum. Zaman zaman adaletin geciktiği, vicdanın suskunlaştığı günlerden geçiyoruz. Ama inanıyorum: adalet, bazen sessiz yürür; fakat vardığı yer daima doğrudur. Çünkü bu topraklarda hakikatin sesi asla susturulamaz. Bugün burada, hangi siyasi görüşten olursak olalım, hangi kimliğe, inanca ya da düşünceye sahip olursak olalım; hepimizin kalbinde aynı bayrak dalgalanıyor. Bu bayrak, sadece bir renk, bir kumaş değildir. Bu bayrak, bir annenin duasıdır, bir gencin hayalidir, bir askerin son nefesidir. O yüzden diyorum ki Cumhuriyet, bir partiye, bir kişiye, bir zümreye ait değildir. Cumhuriyet, bu milletin alın teridir, iradesidir, onurudur. Bugün bu inançla; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Anadolu’nun dört bir yanında canını ortaya koyan isimsiz kahramanları minnetle, rahmetle anıyorum. Onların bıraktığı bu emanete sahip çıkmak; özgürlükten, eşitlikten, adaletten yana durmakla mümkündür. Ben bugün, parmaklıkların ardında olsam da, Cumhuriyet’in ışığını her gün yeniden hissediyorum. Çünkü biliyorum ki Cumhuriyet, yalnız dışarıda değil, insanın içinde yaşar. Bazen bir çocuğun 'Adalet' diye bağıran sesinde, bazen bir öğretmenin köy okulundaki tebeşirinde, bazen bir kadının dimdik yürüyüşünde, bazen de bir işçinin alnındaki terde hayat bulur Cumhuriyet. O yüzden bu duvarlar, bu soğuk taşlar, bu dört duvar bana vatanımdan bir şey eksiltmez. Çünkü ben bu ülkeye, onun insanlarına, onun çocuklarına inanıyorum. Ben inanıyorum ki, bu ülke yeniden barışın, adaletin ve vicdanın diliyle buluşacak. Birbirini düşman gören değil, birbirini anlayan bir ülke olacağız. O gün geldiğinde, kimse düşüncesinden dolayı suçlanmayacak, kimse inancından dolayı ötekileştirilmeyecek, kimse susmayacak. Çünkü Cumhuriyet, insanın konuşabildiği, düşünebildiği, eleştirebildiği bir ülkedir. İşte o gün, Atatürk’ün 'muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak' hedefi yeniden anlam kazanacak. Ve biz, o hedefe sadece teknolojiyle değil, vicdanla, adaletle, kardeşlikle ulaşacağız.

"BİZİ BİRLEŞTİREN ŞEY, AYRILDIKLARIMIZDAN ÇOK DAHA BÜYÜKTÜR"

Aziz milletim, bugün, Cumhuriyetimizin 102. yılında, ben buradan, duvarların ardında bile olsa, umudu, adaleti, birliği haykırıyorum. Çünkü biliyorum ki bu ülke, nice zorluklar gördü ama asla boyun eğmedi. Bu topraklarda hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez. Cumhuriyet, bedel ödeyenlerin mirasıdır. O bedelin içinde alın teri de var, gözyaşı da, ama en çok da inanç var. Ve ben, o inancı her gün yeniden büyütüyorum. Tüm siyasi görüşlerden, tüm yurttaşlara sesleniyorum: Gelin, farklılıklarımızı çatışma nedeni değil, zenginliğimizin temeli yapalım. Çünkü bizi birleştiren şey, ayrıldıklarımızdan çok daha büyüktür. Cumhuriyet; öfkenin değil, umudun adıdır. Gelin, bu umudu birlikte büyütelim. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın özgürlük, adalet ve kardeşlik! Yaşasın Büyük Türk Milleti!"