Belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden alınan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın sağlık durumuyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı.
Buna göre Çalık'ın ameliyat edilmesine karar verildi. Tutuklu bulunduğu cezaevinden hastaneye yatırılan Çalık'a çeşitli tetkikler yapıldığı kaydedildi. Son yapılan kemik iliği patolojisi sonuçlarında anormal bulgular tespit edildi.
AVUKATLARI AÇIKLAMA YAPTI
Avukatlarından alınan bilgiye göre Çalık, boynundaki kitle için ameliyat edilecek. Avukatları, bir süre önce sağlık sorunları nedeniyle Çalık için tahliye talebinde bulunmuştu. Başvurudan bir süre sonra yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırılan Çalık, daha önce lenfoma ve lösemi tedavisi görmüştü.
Mehmet Murat Çalık’ın son durumuna ilişkin yapılan açıklama şöyle:
“Mehmet Murat Çalık hakkında yürütülen güncel tıbbi incelemeler neticesinde sağlık kurulu tarafından hazırlanan rapor, hayati tehlike taşıyan ciddi bir onkolojik hastalık riskiyle karşı karşıya olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymuştur.
Hastaneye yatışı sonrası yapılan tetkiklerde; geçmişte Akut Myeloid Lösemi (AML M4) ve Mukoepidermoid Karsinom tanıları bulunan Mehmet Murat Çalık ın yeniden lösemi nüksü riski taşıdığı ve aynı zamanda boyun bölgesindeki lenf bezlerinde (lenfoma) şüphesi bulunduğu ifade edilmiştir.
Kemik iliği biyopsisinde blast oranı %4–5 olarak belirlenmiş, hastada lökopeni (beyaz kan hücresi düşüklüğü) saptanmıştır. Bu tablo, bağışıklık sisteminin ciddi şekilde baskılandığını, enfeksiyonlara ve hastalığın yeniden aktifleşmesine açık hâle geldiğini göstermektedir.
Ayrıca boyun bölgesinde tespit edilen şüpheli lenf nodu nedeniyle 4 Temmuz sabahı saat 09.00’da cerrahi operasyonla eksizyonel biyopsiye alınmasına karar verilmiştir. Bu operasyon tanısal bir işlemden öte, malignite riski taşıyan bir kitleye yönelik cerrahi müdahale niteliği taşımaktadır.
Tüm bu bulgular ve kurulun ortak kanaati doğrultusunda, Mehmet Murat Çalık’ın kanser öyküsüne sahip, nüks riski taşıyan, hematolojik parametreleri bozulan, ve cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulan yüksek riskli bir hasta profiline sahip olduğu tartışmasızdır.
Bu koşullarda cezaevi ortamında tutulması, yalnızca sağlığını değil, doğrudan yaşam hakkını tehdit etmektedir.”