Çanakkale’de yurttaşlar, su kaynaklarına yönelik artan tehditlere karşı kamuoyunu harekete geçmeye çağırdı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma süreciyle sokaklarda büyüyen “hak, hukuk, adalet” arayışına ekoloji mücadelesiyle katıldıklarını belirten Kazdağları Ekoloji Platformu, “Su, Yaşam, Adalet” başlığı altında kentte geniş çaplı direniş süreci başlattı.
BirGün'e konuşan Platform üyesi Füsun Kayra, maden projeleri nedeniyle içme ve sulama suyu kaynaklarının tehdit altında olduğunu söyledi. Kayra, “Bu çağrı aslında Çanakkale halkına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor, Çanakkale’nin suyuna sahip çıkmasını, madenlere verecek suyunun olmadığını yeniden Çanakkale’nin gündemine taşımayı amaçlıyor. Önümüzdeki günlerde su hakkımız için mahallelerde bilgilendirme çalışmaları yapılacak, yürüyüşler düzenlenecek” dedi.
Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın önemine vurgu yapan Kayra, şöyle devam etti:
“Atikhisar Barajı’na 1,4 km uzaklıkta, barajın orta ve uzun mesafe koruma alanları içerisinde ısrarla çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci yürütülen Koza Madencilik’e ait altın ve gümüş madeni açık ocak işletmesi, köylerin ortasında maden çıkarmaya hazırlanıyor.”
KOZA’NIN SAHİBİ İKTİDARŞirketin bölgedeki faaliyetlerini de değerlendiren Kayra, “Koza İpek Holding’in kayyum sürecine dahil edilmesiyle önce kayyum yönetimine, daha sonra da Varlık Fonu’na devrediliyor. Böylelikle siyasi iktidar Koza’nın direkt sahibi durumuna geçti. Ülkenin dört bir yanında madencilik faaliyetleri için ÇED süreçlerini hızlandırıyor. Çanakkale’deki projesi için de üçüncü kez ÇED süreci işletiliyor ve ne yazık ki son İDK toplantısında bakanlık yetkilileri ile kamu kuruluşları şirket lehine tutum sergiliyor” diye konuştu.
Maden projesinin çevreye vereceği zararlara dikkat çeken Kayra, “Maden sahasında oluşacak cehennem çukurları, ağır metaller içeren pasa yığınları ve asit maden drenajları, yeraltı ve yer üstü suları, Değirmen Deresi, Sarıçay ve Atikhisar Barajı’nı tehdit edecek. Terziler, Serçiler köyü çevresinde gerçekleşecek ormansızlaştırma, tarım ve mera arazilerinin yok edilmesi, şahıs arazilerine yönelik kamulaştırma kararları ile yöre halkının yaşam alanlarına yoğun saldırı gerçekleşecek. Yaşam hakkı ve geçim kaynakları ellerinden alınacak” dedi.
YOL HARİTASI BELİRLENDİBaşlatacakları mücadeleye ilişkin yol haritalarıyla ilgili bilgi veren Kayra, “Öncelikle imza standları, mahalle kahveleri, pazar yerlerinde broşürler dağıtacağız, bilgilendirme yapacağız. Sürecin büyütülmesi ve tüm Çanakkale halkının haberdar edilmesi için sokak eylemlerine ağırlık vereceğiz. Ayrıca Koza’nın projesi hakkında bilgi sahibi olmayan kurumları ziyaret edeceğiz. Su kıtlığının kapımızda olduğu bir dönemde herkesin bu yaşamsal kaynağa sahip çıkması gerekiyor. Su için adil bir paylaşım, suyun kaynağındaki halkın kullanımının öncellenmesi şart” dedi.
Ekoloji mücadelesinin yerelde kalmaması gerektiğini söyleyen Kayra, şöyle devam etti: “Her ekokırım sahası yeryüzüne ve insanlığa karşı işlenmiş suç sahasıdır. Bu suçu işleyenlerin ifşasını ve yargılanmasını takip etmek zorundayız. Kamuoyu bu direniş inadıyla ancak oluşabilir.”