CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı girişimi, Türkiye siyasi tarihinde muhalefet liderlerine ve toplumsal muhalefeti temsil eden figürlere yönelik şiddet geleneğini bir kez daha gündeme taşıdı. Kimi zaman planlı suikastlar, kimi zaman linç girişimleriyle şekillenen bu karanlık geçmiş, demokratik siyasetin kırılganlığını gözler önüne seriyor.

İstanbul'da Sırrı Süreyya Önder'in cenaze töreni sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik gerçekleştirilen saldırı girişimi, siyasi atmosferin giderek gerildiği Türkiye’de yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bu girişim sadece Özel’in şahsına değil, muhalefet temsilcilerine yöneltilen sistematik baskı ve tehdit zincirinin devamı niteliğinde.

CHP lideri Özgür Özel on binlerle Bursa mitinginde: Posta değil Barış güvercini
CHP lideri Özgür Özel on binlerle Bursa mitinginde: Posta değil Barış güvercini
İçeriği Görüntüle

Saldırının ardından çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş, olaya tepki gösterdi. Ancak bu olay, Türkiye’de siyasetçilerin hedef alındığı ilk örnek değil.

TARİHTEN GÜNÜMÜZE, SALDIRILARIN KARANLIK ZİNCİRİ

Türkiye siyasi tarihi, farklı dönemlerde liderlere yönelik çok sayıda saldırı ve suikast girişimiyle dolu. İşte bunlardan bazıları:

• Uğur Mumcu (1993): Gazeteci-yazar ve aydın kimliğiyle bilinen Mumcu, evinin önünde arabasına konulan bombayla katledildi. Cinayet hâlâ tam anlamıyla aydınlatılamadı

• Ahmet Taner Kışlalı (1999): Eski Kültür Bakanı ve Cumhuriyet yazarı Kışlalı da bombalı suikast sonucu hayatını kaybetti.

• Kemal Kılıçdaroğlu (2016 & 2019): CHP eski Genel Başkanı, hem Artvin’de PKK saldırısına hedef oldu, hem de 2019’da bir şehit cenazesinde linç edilmek istendi.

• Meral Akşener (2021): İYİ Parti Genel Başkanı, Rize ziyareti sırasında organize bir grubun saldırısına maruz kaldı.

• Ekrem İmamoğlu: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, sık sık hedef gösterildi, Karadeniz turu sırasında fiziksel provokasyonlara uğradı.

• Selahattin Demirtaş: HDP eski Eş Genel Başkanı, siyasi baskılarla hapsedildi, özgürlüğü hâlâ elinden alınmış durumda. Ailesi ve avukatları defalarca tehdit edildi.

Bu liste, sadece suikast ve fiziksel saldırı girişimlerinden ibaret değil. Siyasi liderlerin hedef gösterildiği, haklarında linç kampanyalarının yürütüldüğü, kamu gücünün baskı aracı olarak kullanıldığı birçok örnek mevcut.

ÖZGÜR ÖZEL NEDEN HEDEFTE?

CHP’nin başına geçtiği günden bu yana hem parti içinde dönüşüm arayışı, hem de toplumsal muhalefetle kurduğu doğrudan bağ nedeniyle dikkat çeken Özgür Özel, kısa sürede iktidar cephesinin sert eleştirilerine ve açık hedef göstermelerine maruz kaldı. Meclis’teki konuşmaları, grup toplantılarındaki sert çıkışları ve sahadaki yoğun çalışmaları, özellikle kutuplaştırıcı dilin yükseldiği bir dönemde onu hedef haline getirdi.

Saldırı girişimi sonrası yaptığı açıklamada Özel, “Bu sadece şahsıma değil, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır. Bu ülkede muhalefet yapma hakkını savunan herkes tehdit altında” dedi.

UZMANLAR NE DİYOR?

Siyasi iletişim uzmanlarına göre, Türkiye’de muhalefet liderlerine yönelik saldırılar doğrudan iktidarın söylemleriyle ilişkilendiriliyor. “Hain”, “terörist”, “şer odağı” gibi tanımların sistematik olarak kullanılmasının, belli kesimleri harekete geçirdiği ve şiddeti meşrulaştırdığı ifade ediliyor.

DEMOKRASİYE ÇAĞRI

Son olay, toplumda geniş yankı uyandırdı. Pek çok yurttaş, sosyal medyada “#ÖzgürÖzelYalnızDeğildir” etiketiyle dayanışma mesajları paylaştı. CHP ve diğer muhalefet partileri, saldırıların sorumlularının sadece fail kişiler olmadığını, siyasal iklimin tümüyle bu süreci mümkün kıldığını vurguladı.

Türkiye, siyasi liderlerin özgürce dolaşamadığı, tehdit altında yaşadığı bir ülke olmaktan kurtulmadıkça, gerçek bir demokrasiden söz etmek mümkün görünmüyor.