Birgün'de yer alan habere göre; Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde iktidarın masaya sunduğu sefalet zammına yönelik eylemler devam ediyor. Dün, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesi hastanelerinde sağlık çalışanları iş bırakarak basın açıklaması gerçekleştirdi, Pamukkale Üniversitesi hastanesinde çalışan sağlık işçileri ise hastane bahçesinde yürüyüş düzenledi. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) üyesi sağlık işçileri, insanca yaşanacak ücret ve vergide adalet taleplerini yineledi.
Sağlık-İş İzmir Şube Başkanı Özgür Arslan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi önündeki eylemde konuşma yaptı. Arslan, “Buradan asgari ücretle geçinen emekçi, 16 bin TL ile geçinen emekliye de herkese sesleniyorum, bu mücadele sürecidir. İşçiler 80 bin TL maaş alıyor diyorlar. Bu ay işçilerin cebine giren 37-38 bin TL. Bugün yoksulluk sınırı 84, açlık sınırı 26 bin TL. Ama hükümet bizi açlıkla yoksullukla karşı karşıya bırakmaya çalışıyor. Bu hepimizin sorunu. Mücadele eden kazanır. O yüzden birleşmekten başka çaremiz yok” ifadeleri kullandı.
HER SABAH 2 SAAT İŞ BIRAKILACAK
Yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: “Hükümetin kamu çerçeve protokolünde teklif ettiği sefalet zammını kabul etmiyoruz. Enflasyon karşısında her geçen gün eriyen maaşlarımızla geçinemiyoruz. Hakkımız olan insanca yaşamayı istiyoruz. Emeğimize, geleceğimize ve onurumuza sahip çıkmak için sahadayız.”
Yapılan eylemde sendikanın eylem planı da açıklandı. Buna göre sağlık çalışanları, her sabah işe giriş kartı bastıktan sonra kurum önünde iki saat iş bırakacak ve iş bırakmanın ardından basın açıklaması gerçekleştirecek. Öte yandan sağlık işçileri, bugün tam gün iş bırakacak.
ÜRETİMİN ÇARKLARINI BİZ DÖNDÜRÜYORUZ
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde de işçiler basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından işçiler yemekhaneye yürüdü. Açıklama Sağlık-İş İzmir Şube Başkan Yardımcısı Erhan Er tarafından okundu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Verdiğiniz rakamları burada dile bile getirmeyeceğiz, ne siz o teklifi vermiş olun ne de biz duymuş olalım. Maaşlarımızla bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Defalarca uyardık. Biz bu ülkenin üretim gücüyüz. Her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir.”
