Güncel

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden 'Aile arabuluculuğu' açıklaması...

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, boşanma davalarında zorunlu “aile arabuluculuğu” uygulamasının, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıracağını, kadınların eşitlik ve adil yargılanma hakkını zayıflatacağını belirtti.

Merkezden yapılan açıklamada, Türkiye’de boşanma davalarının önemli bir kısmının kadına yönelik şiddet, ekonomik bağımlılık ve toplumsal baskı koşullarında yürütüldüğüne dikkat çekilerek, böyle bir ortamda zorunlu arabuluculuğun kadınların haklarından feragat etmeye zorlanmasına yol açacağı vurgulandı.

Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi uyarınca taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokollerinin zaten avukatlar tarafından hukuki güvence altında düzenlendiği hatırlatılan açıklamada, “aile arabuluculuğu” adı altında bu sürecin yeni ve zorunlu bir aşamaya dönüştürülmesinin, mesleğin yetkilerini daraltan ve yargı denetimini ortadan kaldıran bir adım olacağı ifade edildi.

“Yargısal denetimi zayıflatır”

Açıklamada nafaka, mal paylaşımı, velayet, tazminat gibi kadınların yaşamlarını doğrudan etkileyen hakların, mahkemelerce tam olarak incelenmeden tasfiye edilmesine yol açacak düzenlemenin, yargısal denetimi zayıflatacağı belirtilerek, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun şiddet içeren ilişkilerde arabuluculuğu açıkça yasakladığı da hatırlatıldı.

“Yapılması gereken, arabuluculuk değil İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıdır”

Kadınların haklarını koruma iddiasıyla getirilecek bir düzenlemenin, İstanbul Sözleşmesi’ni kayıtsız şartsız uygulamakla mümkün olduğu vurgulanan açıklamada, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinin; kadının hukuk güvenliğini, ekonomik ve sosyal haklarını zayıflatacak, laik hukuk sistemini hedef alan her türlü düzenlemenin karşısında olduğu açıklandı.