Son dönemde iş dünyasına yönelik operasyonlara dikkat çeken gazeteci İsmail Saymaz, 31 Mart seçimleri öncesi ve sonrası operasyonların odağında öncelikle CHP’li belediye başkanları, bürokratlar ve dokunulmazlığı olmayan siyasetçilerin olduğunu ancak işin artık AKP çevresine de uzandığını belirtti
"POLİS GELECEK Mİ DİYE BEKLİYORLAR"
Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Emrah Şener, Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü, enerji şirketi sahipleri gibi isimlerin gözaltına alındığını ve tutuklandığını aktaran Saymaz, “Kimisi müstakbel şüpheli olarak polis gelecek mi diye bekliyor” dedi.
İBB soruşturması kapsamında AKP'ye yakın bilinen Hamdi Akın, Vedat Aşçı ve Murat Özyeğin gibi insanlarının da ifadeye çağrıldığını anımsatan Saymaz, Can-Ciner Grubu'na yapılan operasyona da dikkat çekerek AKP iktidarının artık basında 'denge yok' mesajı verdiğini ifade etti:
“HaberTürk yandaş değildi ama muhalif de değildi. Kendince bir denge tutturuyordu. Ve artık ‘denge menge yok kardeşim’ dediler. ‘Ya bizde olacaksın ya öbür tarafta’.”
"BİR DEVLET BÜYÜĞÜ BANA AL DEDİ"
Saymaz, Can Grubu’nun “AKP'ye yakın muhafazakâr” bir aile olduğunu dile getirdi. Saymaz, Can Grubu'nun satın alımlarının da 'bir devlet büyüğü' ile yaptığını söyledi:
“Kemal Can ifadesinde Bilgi Üniversitesi’ni ve Ciner Grubu'nu satın almalarının bir devlet büyüğünün tavsiyesiyle olduğunu söyledi. O devlet büyüğü herhalde Ekrem İmamoğlu değil.”
"ERDOĞAN'IN ONAYI OLMADAN YAPILAMAZ"
Saymaz, "Alo Fatih" olarak bilinen Mehmet Fatih Saraç’ın da ifadesinin alındığını vurguladı. Saraç'ın AKP ilişkisini “Oğlu AK Parti MKYK üyesi, abisi eski YÖK Başkanı, babası Erdoğan’ın hocası” sözleriyle açıkladı.
Saymaz, Saraç'ın gözaltına alınmasını Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın bilgisi dışında mümkün görmediğinin altını çizdi.
"ERDOĞAN SONRASINA YÖNELİK YATIRIM YAPTILAR"
Operasyonların arkasında Erdoğan sonrasına dair hesapların da etkili olabileceğini savunan Saymaz “Bu iş adamları Erdoğan sayesinde büyüdüler ama çok çaktırmadan Erdoğan sonrasına dair de hesaplar içine girdiler. Ne yaptılar? İmamoğlu ile iş yaptılar. Kendilerince başka bir yatırım daha yaptılar” dedi.
Saymaz’a göre 2016-2023 arasında Türkiye’ye giren kaynağı belirsiz para, ekonominin ve iktidarın ayakta kalmasını sağladı, ancak bu düzen, Mehmet Şimşek’in yeniden Batı’ya entegrasyon politikasına engel oldu.
“Bu sistem şimdi ayağa pranga olmuş durumda.” diyen Saymaz, Can Grubu’nun arkasında sigara kaçakçılığı iddialarına dikkat çekip şunları ifade etti:
"Operasyonların bir nedeni de kayıt dışı görünen unsurları kayıt altına alıp o sermayeyi de onların elinde bulunan sermayeyi de, kayıtlara geçirmek... Çünkü burada da, bu para bir biçimde, bu para bir biçimde yurt dışına da çıkabilir. Çıkarıldı da bazı iş adamlarınca"
"EN REİSÇİLER BİLE..."
Saymaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı eliyle yürütülen operasyonlarda “herhangi bir kısıtlayıcı tutum” olmadığını vurguladı:
“Onlar buyurun yapın diye önleri açılmış durumda ve onlar da bu soruşturmaların hepsini tak tak yapıyor.”
Saymaz, AKP çevresinde en “reisçi” bilinen iş insanlarının bile bir sabah polisle ifadeye götürülebileceğini söyledi:
"Bu bakımdan şimdiden sonrası için herkes birdenbire aralarında en reisçi diye bilinen iş adamları da birdenbire kendisini iki elinde iki kolunda polisle savcılığa götürülürken bulabilir. "