23 Mart'tan buyan Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, T24'ten Murat Sabuncu'ya resepsiyon fotoğrafı, Demirtaş ve Yüksekdağ'ın tahliyesine itiraz, ve Nobel Barış Ödüllü Maria Corina Machado'yu tebrik etmesine dair uzun süre gündemden düşmeyecek bir röportaj verdi.
"TÜRKİYE’Yİ DEMOKRASİ DEĞİL, DEMOKRASİ KARŞITLARI YÖNETİYOR"
Sabuncu'nun TBMM resepiyonundaki fotoğraf hakkındaki sorusuna İmamoğlu, "Bu fotoğraf, kendini yalnız ve güçsüz hisseden bir iktidarın bugüne kadar hiç değer vermediği, yok saydığı, düşmanlaştırdığı, en kötü hakaretleri sarf ettiği muhalif siyasi partiler üzerinden meşruiyet arayışına mecbur kalma halidir" diyerek şu yanıtı verdi:
"Türkiye’yi demokrasi değil, demokrasi karşıtları yönetiyor. Muhalif liderlerle resim vermek için gösterilen bu büyük gayret, fotoğraf karelerini tek tek kayda geçirme gayretindeki saray fotoğrafçılarının istedikleri fotoğrafları yakalama çabası bize ortada bir mizansen olduğunu gösteriyor. İktidarın yıllar boyunca, daha düne kadar vatan haini, terörist gibi galiz ifadelerde bulunduğu; en üst perdeden öfke ve nefret diliyle hitap ettiği liderlere siyasette hiç rastlanmamış bir dille saldırdığını hatırlamak gerekir.
Bu 'iki yüzlü, çıkarcı ve her yol mübahtır' anlayışı ile yürütülen siyasetin, ihtiyaç duyulan noktada her türlü riya ve samimiyetsizliği uyguladığını tespit etmemiz gerekiyor."
"İKTİDARA KARŞI YAPILMIŞ BİR UYARI VE PROTESTO OLARAK GÖRÜYORUM"
Fotoğrafa gelen tepkilerin iktidara karşı bir uyarı olarak yorumlayan İmamoğlu şu sözleri sarf etti:
"Bir fotoğraf verilmesinin dahi toplumda oluşturduğu negatif bakışın, normal olması gereken medeni bir ortama dahi tepkili hale gelmenin tek sorumlusu, siyasette el sıkmayı, nezaketi, centilmenliği bir tarafa bırakmış olan cumhurbaşkanı ve iktidar anlayışıdır. Ben toplumun bu fotoğrafa verdiği tepkiyi, kendinden olmayana düşmanlığın, ülkenin yaşadığı kutuplaşmanın, devletin kurumları ve yargı üzerinden yapılan her türlü siyaset ve hukuk dışı saldırıların sorumlusu olan iktidara karşı yapılmış bir uyarı ve protesto olarak görüyorum."
"DEM PARTİ, 19 MART'TAN BERİ BİZLERE YAPILAN HUKUKSUZLUĞU DİLE GETİRİYOR"
CHP'li bazı isimlerin Erdoğan ile samimi pozlar veren DEM Partili siyasetçilere yönelik tepkileri hakkında sorulan soruya ise İmamoğlu şu yanıtı verdi:
DEM Parti, 19 Mart’ta başlayan demokrasiyi rafa kaldırma sürecinin başından beri bizlere yapılan hukuksuzluğu dile getiriyor
İktidarla yoğun bir müzakere süreci içinde oldukları bir dönemde bu tavırları oldukça değerlidir. Biz de yıllardır başta Sayın Demirtaş ve Sayın Yüksekdağ’ın tutukluluğu olmak üzere, onlara yapılan hukuksuzluklara karşı duruyoruz ve bu sebeple her seçim döneminde iktidar tarafından “terör destekçiliğiyle” suçlanıyoruz.
Biz yeni değil, yıllardır Sayın Demirtaş ve Sayın Yüksekdağ’ın özgür kalması gerektiğini ifade ediyoruz. Yanlış anlaşılmasın, biz hukuksuzluk kime yapıldı, diye bakmayız. Bizim savunduğumuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, millet iradesi ve hukukun üstünlüğüdür. Savunmaya da devam edeceğiz. Haksızlıklara karşı durmak yalnız CHP’nin değil, ülkemizdeki bütün demokratların görevidir.
"BU FOTOĞRAF, İKTİDARIN ÇARESİZLİĞİNİN KARESİDİR"
Resepsiyona katıldıkları için muhalif liderlerin eleştirilmesini yanlış bulduğunu ifade eden İmamoğlu, "Bazı vatandaşların bu fotoğrafta bulunan muhalif parti liderlerine kızdığını da duyuyorum. Kızacak bir şey yok. Bu fotoğraf, iktidarın çaresizliğinin karesidir. Sayın Davutoğlu’nu genel başkanlık yaptığı partiden ihraç eden, Sayın Babacan’a parti kurdu diye “ümmeti bölüyor” gibi ne dinimize ne de siyasi ahlaka sığan ifadeler sarf eden, DEM Partilileri yıllardır terörle suçlayan kişi bugün meşruiyet arama yolunda böyle bir fotoğrafa ihtiyaç duyuyorsa bu ancak iktidardakilerin çaresizliklerinin ifadesidir" dedi.
"MİLLET HERKESİ TERCİHLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRECEKTİR"
Fotoğrafa yönelik eleştiriler üzerinden CHP'ye tepki gösteren DEVA ve Gelecek Partili isimlere de seslenen İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Muhalefete muhalefet etme dönemi bitmiştir" ifadelerini hatırlattı.
"Görüyorum ki geçmişte ittifak içerisinde olduğumuz bazı dostlar, sosyal medyadaki münferit yorumları haddinden fazla ciddiye alarak bize yönelik hiç hak etmediğimiz ifadelerde bulunuyorlar" diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Kendilerine samimiyetle sesleniyorum: CHP’nin Genel Başkanı, MYK’sı, Parti Meclisi, Cumhurbaşkanı Adayı bellidir. Sosyal medyada gördüğünüz yorumlar üzerinden bizi hedef almak siyaseten çok kolay olabilir. İstediğiniz sözü söyleyebilir, istediğiniz siyaseti tercih edebilirsiniz. Biz, Türkiye’nin gördüğü en büyük siyasi kuşatmaya karşı mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi tercih ediyoruz. Bu mücadeleyle yaşıyoruz. Millet herkesi tercihlerine göre değerlendirecektir."
Özgür Özel CHP'nin oy oranını açıkladı! AKP'ye fark üzerine fark Özgür Özel CHP'nin oy oranını açıkladı! AKP'ye fark üzerine fark
"BİZİM DERDİMİZ “TEK BAŞINA İKTİDAR OLMAK” DEĞİL"
Gazeteci Murat Sabuncu'nun "1 Ekim sonrası çıkan yorumlarda parti içinde sizin partinizin genel merkezinden farklı olarak ‘CHP’nin tek başına da başarılı olabileceği, muhalefet bloğuna ihtiyaç duyulmayacağı yolunda yorum yaptığınız’ iddiaları yayıldı. Bu konuda ne söylemek istersiniz" şeklindeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Yalnız CHP’liler değil, Türkiye’nin bütün demokratları ülkemizin geleceği için endişeleniyor, hayaller kuruyor, ülkemiz artık huzur bulsun istiyor. İktidar yalnız CHP’yi değil, bütün milletimizin egemenliğini, demokrasimizi, hukuku ve vicdanı hedef alıyor.
Normal bir dönemi değil, ağır ve boğucu bir baskı dönemini yaşıyoruz. Hâl buyken, ülkemizi demokrasiye, adalete ve huzura kavuşturma yolunda milletçe ve birlik içinde mücadele etmek varken kabuğumuza çekilmeyiz. Yürüttüğümüz mücadele CHP’nin değil milletin mücadelesidir.
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sözünü inanarak ve samimiyetle söyledik. Hep millet odaklı siyaset yaptık. Tüm demokratları mücadeleye davet eden partimizin, şahsi veya tekçi bir siyaseti yoktur ve olmamıştır.
Bizim derdimiz “tek başına iktidar olmak” değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve canımızdan, özgürlüğümüzden çok sevdiğimiz güzel insanlarımızı kurtarmak, korumak ve yüceltmek. Şüphesi olanlar cezaevinde yattığımız günleri saysınlar.
"PAZARLIKLARDA KULLANMAK İÇİN İÇERİDE TUTUYORLAR DEMİRTAŞ’LA YÜKSEKDAĞ’I"
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüskekdağ'ın AİHM’e itiraz edilerek tahliye edilmemesine ilişkin ise İmamoğlu, "Niye bırakmadıklarını söyleyeyim. İktidar hem onları hem de içerideki diğer siyasileri koz olarak kullanmak istiyor. İktidar istiyor ki, yarın yürütülecek müzakerelerde elinde daha fazla koz olsun. Örgütle, DEM Parti’yle yürüteceği pazarlıklarda kullanmak için içeride tutuyorlar Demirtaş’la Yüksekdağ’ı. Çünkü samimi değiller, çünkü tutarlı değiller, daha da kötüsü ciddi değiller..." ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU'NDAN MACHADO TEBRİĞİNE GELEN ELEŞTİRİLERE YANIT
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump'a yakınlığıyla bilinen Venezuelalı muhalif siyasetçi Machado'yu Nobel Barış Ödülü'nden dolayı tebrik etmesinin ardından gelen eleştiriler hakkında da konuşan Ekrem İmamoğlu, "Ne yazık ki bu tebrik yapılırken ne kendisinin Filistin ile alakalı fikirlerinden ne de ödülü ABD Başkanı’na ithaf etmesinden haberdardım" diyerek şu sözleri sarf etti:
Benim Nobel Barış Ödülü’yle ilgili paylaşımım, bir kişiyi değil bir ilkeyi, demokrasiyi, özgürlüğü ve halk iradesini selamlayan bir dayanışma mesajıdır. Norveç Nobel Komitesi, 'diktatörlüklerin gölgesinde bile demokrasiye inananlara' ithaf etti bu ödülü. Ben de bu açıklamaya, bu evrensel demokrasi çağrısına yanıt verdim.
Ne yazık ki bu tebrik yapılırken ne kendisinin Filistin ile alakalı fikirlerinden ne de ödülü ABD Başkanı’na ithaf etmesinden haberdardım. Gördüğümde büyük bir hayal kırıklığına da uğradım. Niyetim çok açık olmakla birlikte bu konuda incittiğim, üzdüğüm bir kardeşimiz bile varsa, bundan büyük bir üzüntü duyduğumu bu vesileyle ifade etmek isterim
"BAŞKA ÜLKELERE KAPI ARKASINDAN VERDİKLERİ TAVİZLERİ AÇIKLASINLAR"
"Ancak bu durumu fırsat bilip bizi dış müdahalelerden medet ummakla suçlama cüreti gösterenlere de iki çift lafım var" diyen İmamoğlu, 'meşruiyet' tartışmalarını hatırlatarak yanıtını şöyle sürdürdü:
Bizim demokrasi ve adalet mücadelemizin dayandığı yegâne irade mercii ve beklentimizin olacağı makam aziz Türk milletidir. Milletten başka bir adresimiz olmaz, olamaz!
Dış müdahaleler yalnızca topla tüfekle ya da ultimatomlarla yapılmaz. Bir ülkenin bağımsız karar alamadığı her durum da dış müdahaledir. Bugün, okyanus ötesinden meşruiyet bekleyenlerin akıl almaz tavizler verdiği, daha pahalı doğalgaz anlaşmalarına imza attığı ve ülkemizin nadir elementlerini ham halde yok pahasına başka ülkelere pazarlamayı planladığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bir telefonla tutukluyu serbest bırakan, bir telefonla kendi ülkesinde katledilen gazetecinin dosyasını muhtemel faile teslim eden, dün söylediklerini bugün yutanların en azından biraz haya edip susmasını beklemek hakkımızdır.
Bizim dış müdahalelerden medet umduğumuzu iddia edenler, önce kendilerinin yurt dışından “meşruiyet” arayışlarını ve başka ülkelere kapı arkasından verdikleri tavizleri açıklasınlar.