DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, CHP'li belediyelere yönelik operasyonların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyaret eti.
Görüşmenin ardından Hatimoğulları ve Özel kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.
"DAYANIŞMA DUYGULARIMIZI BELİRTMEK İÇİN BURADAYIZ"
Hatimoğulları'nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Bugün bizler CHP'yi ziyaretimizi gerçekleştirmemizin amacı dün sabah ne yazık ki yine bir şafak operasyonuyla halkın iradesine bir darbe vuruldu ve bununla ilgili geçmiş olsun dileklerimizi, dayanışma duygularımızı belirtmek için buradayız.
Ümit ediyoruz ki yargı bu yanlıştan bu birkaç saat içinde geri döner ve gözaltına alınan belediye başkanları serbest bırakılır.
"OPERASYONLAR KAYYIM ANLAYIŞININ BİR DEVAMIDIR"
Bizler bu operasyonları kayyım anlayışının bir devamı olarak görüyoruz.
Bugün bu operasyonların bir siyasi operasyon olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Şayet bir yolsuzluk iddiası varsa buna benzer ellerinde delil varsa elbette ki bazı soruşturmalara başlatılabilir. Hiç kimse dokunulmaz değildir. Fakat bunu bir kılıf haline getirerek bu şekilde bir siyasi operasyona dönüştürülmesini kabul etmiyoruz.
'KOMİSYON KURULSUN' ÇAĞIRISI
Buradan bizim teklifimiz bir komisyon oluşturulsun. Bağımsız yargı bu şekilde devreye girsin ve sadece muhalefet partilerinin belediyelerinin değil iktidar partilerinin belediyelerinin de soruşturulacağı araştırılacağı bir çalışma yürütülsün.
"KAYYIM YÖNETİMLER DE ARAŞTIRILSIN"
Şunu da eklemek isterim... Ve ayrıca kayyım atanmış belediyelerin kayyım yönetiminin de araştırılmasını ısrarla öneriyoruz. Kayyım atanan belediyelerin, kayyım yönetiminin de araştırılmasını öneriyoruz. Sayıştay raporlarına baktığınızda, geçmiş dönemdeki kayyımların yolsuzlarının ne kadar aşikar yapıldığını görebiliyorsunuz.
ÖZEL: "DEMEK ÖNCEKİ KAYYUM ATAMALARI SİYASİYMİŞ"
Özgür Özel ise şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Başkan’ın ifade ettiği gibi artık Türkiye’de bu operasyonların siyasi bir operasyon olduğuna inanmayan kimse kalmadı. Anketlerde yüzde 25 gibi inandığını söyleyen seçmen var. Ama o inandığını söyleyen seçmen Cumhur İttifakının kategorik seçmeni. ‘İki kere iki beş eder’ dese Tayyip Bey, ‘Evet, iki kere iki beş eder’ diyen kategorik kemik seçmen.
Sayın Başkan hatırlattı, kayyımlardan çok çektiler. Geçtiğimiz dönem yanılmıyorsam kazandıkları hemen bütün belediyelere, dördü hariç hepsine kayyım atandı. O zamanlar Tayyip Bey bugünkü özgüveniyle çıkıp televizyonların, kameraların, sizlerin karşısına çıkıp şunu söylüyordu: ‘Bunlar terör örgütüne para yolladıkları için gözaltına alınıyorlar. Bunlar teröre finansman sağladıkları için gözaltına alınıyorlar. Emin olun buradaki mesele Kürt vatandaşların, yerel yönetici seçme hakkına siyasi bir şey değil. Böyle olduğu için oluyor.’
Şimdi bu süreç başladı, Tayyip Bey ne dedi? ‘Süreç ilerleyecek ve kayyım uygulaması istisna olarak kalacak’ dedi. Ne demek istisna? Çok nadir, binde bir. Demek ki o istisna hal dışındaki bütün haller siyasiymiş değil mi?
"BÜYÜK İHTİMALLE TUTUKLAMAYA SEVK EDİLECEKLER"
"Bugün de şu anda arkadaşlarımız ifade veriyor ve sonra büyük ihtimalle tutuklamaya sevk edilecekler. İstanbul’daki bu işe rıza üretemediler, kendi seçmenlerini bile ikna edemediler. Şimdi bunu Anadolu’ya yayarak yapmaya ve bunun büyük bir organizasyon olduğunu, diğer şehirlerde de kolunun, bacağının olduğunu inandırmaya çalışıyorlar."
"PARALEL EVREN YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Özgür Özel, gazeteci Timur Soykan’ın tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmesi hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Timur Soykan’ı tutuklamaya sevk ediyorlar. Ve madde ne? Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu. Geçen sene bu yasa görüşülürken bütün muhalefet olarak biz şunu söyledik: ‘Bu çok tehlikeli ve bu gazetecileri içeri attırır.’
Ne demiş Timur Soykan? ‘Seçimde AKP’yi yenmek suç olsun, herkes rahat olsun’ demiş. Boşu boşuna belediye operasyonu yapmazsınız.
Yalan mı? Bunu ilk kez Timur Soykan mı söylüyor? Bunun yalan olduğunu ispat etmek için 108 gündür bir kanıt koydunuz mu önümüze? Biz Ekrem İmamoğlu’nun suçunun Erdoğan’ı yenmek dışında bir şey olduğunu görseydik, herkes bugün evinde oturuyor olurdu.
Şuna inanmamızı bekleyecekler: ‘Timur Soykan gazetecilik faaliyetinden dolayı değil, başka suçlardan içeride’ diyecekler. Böyle bir paralel evren yarattılar. Böyle bir paralel evren yaratmaya çalışıyorlar. Bu vasata, bu gerizekalılığa hepimizin teslim olmasını istiyorlar. Ve devamlı şunu yapmaya çalışıyorlar: Biz her şeyi yaparız, birileri de rıza gösterir."
"SİZ BU HAKSIZLIĞI YAPAR MISINIZ?"
"Geçtiğimiz dönemde yaşanan birkaç olayda bunu çok yakından hissettim. Buradan AK Parti ve MHP’nin çok değerli seçmenlerine şu hikayeyi anlatmak isterim.
Hz. Ali bir tarafta, Küfe’de. Muaviye de Şam’da. Küfe’den birisi elinde erkek devesi Şam’a giriyor. Şamlı’nın biri de bunu fırsat biliyor, ‘Deve benimdir, ver’ diyor, elinden alıyor. Kavgaya tutuşuyorlar. Halk toplanıyor iş Muaviye’ye kadar intikal ediyor. Bakıyor o da, ‘Herkesi çağırın’ diyor. 10 bin kişi toplanıyorlar. ‘Ey Şamlılar. Bu Şamlı kardeşimiz bu devenin dişi olduğunu ve kendine ait olduğunu söylüyor. Küfe’den gelen bu kardeşimiz de devenin erkek olduğunu ve kendine ait olduğunu söylüyor. Bu deve erkek midir, dişi midir?’ diyor herkesin gözünün önünde. Bağırıyor Şamlılar ‘Dişidir.’ ‘Deve Küfeli’nin midir, Şamlı’nın mıdır?’ ‘Şamlının’dır.’ Veriyor deveyi, evine gidiyor. Muaviye gidiyor Küfeli’nin kulağına eğiliyor diyor ki ‘Şimdi git o Ali’ye söyle, Muaviye’nin elinde o söylüyor diye erkek deveye dişi diyecek 10 bin adam var, ayağını denk alsın’ diyor.
Şimdi AK Parti ve MHP seçmenine sesleniyorum: ‘Siz bu haksızlığı yapar mısınız?’ Siz dişi erkek deveye sırf Tayyip Bey diyor diye dişi mi diyeceksiniz? Sırf Tayyip Bey diyor diye birinin malını, mülkünü, namusunu bir başkasının siyasi geleceğine heder mi edeceksin? Size Muaviye dedi diye haksızlık yapan ve arkasında durup bize kaygı verecek topluluk gözüyle bakıyorlar. Biz size öyle bakmıyoruz. Ben bu kötülükten AK Parti ve MHP’nin, Anadolu’nun pırıl pırıl insanları olan seçmenlerinin vicdanına sığınırım. Sözüm budur."