CHP'nin üç gün sürecek 39'uncu Olağan Kurultayı, Ankara Arena Spor Salonu’nda çalışmalarına devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, delegelere CHP'nin yeni parti programının kültür ve turizm alanına ilişkin bilgi verdi. Atalar, şöyle konuştu:
"Turizmi sadece ekonomik gelir getiren bir sektör değil, kamusal bir hak ve toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir alan olarak görüyoruz. Bizim için turizm, sadece döviz getiren turistlerin değil, vatandaşlarımızın da kendi ülkelerini gezebildiği, doğayla ve kültürel mirasla bağ kurabildiği bir dayanışma alanıdır. Bu nedenle insanı, doğayı ve geleceği önceleyen bir yaklaşımla politikalar geliştiriyor, turizmi 12 aya ve tüm ülkeye yaymayı amaçlıyoruz.
Kıyı kentleri dışında, Anadolu ve Trakya’nın her yerinde kültür, doğa, spor, inanç ve gastronomi gibi alanlarda turizmi geliştirerek ülkenin her noktasında hem ekonomik hem de toplumsal kalkınma sağlamayı hedefliyoruz. Bu bütüncül yaklaşım turizmi yalnızca kâr üreten bir sektör olarak görmekten öteye taşır; yatırımcıyı, çalışanı ve vatandaşı kapsayan çok paydaşlı bir kamusal alan olarak ele alır. Bu anlayış doğrultusunda turizm emekçilerinin sektörde güvenceli ve insan onuruna yakışır koşullarda çalışmasını sağlayacağız. Aynı zamanda tatilin herkes için temel bir hak olarak tanımlanmasını, dar gelirli vatandaşlarını sosyal tatil fonları arayıcılığıyla bu hakka erişmesini ve kıyıların kamusal kullanıma açılmasını sağlayacağız. Kıyılar halkın, tatil herkesin hakkı olacak.
Turizm sektörünün krizlere dayanıklılığını da artıracağız. Pandemi, iklim, güvenlik ve ekonomiye kadar uzanan tüm küresel krizlere karşı yerel üretimi, çeşitliliği ve toplumsal dayanışmayı temel alan bir turizm modeli inşa edeceğiz. Bu modelde sektörün başarısı sadece büyüklüğüyle değil; kalite, sürdürülebilirlik ve yerel kalkınmaya katkısıyla da ölçülecek. Bu anlayış doğrultusunda planlama, denetim ve mesleki gelişim kapasitesini güçlendiren; kamu, yerel yönetimler ve meslek örgütleri arasında işbirliğini esas alan bütüncül ve kurumsal bir yapı oluşturacağız. Turizm, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olacak.
"TEMEL HEDEFİMİZ..."
Kültür politikalarımızı ise çoğulculuk, kamusallık, özgürlük ve bilimsellik ilkeleri üzerine inşa ediyoruz. Toplumsal belleği koruyan, ideolojik baskılardan uzak, herkesin kendini ifade edebildiği demokratik bir kültür iklimi oluşturmak en temel hedefimiz. Anadolu’nun çok katmanlı yapısını ulusal bir güç olarak değerlendiriyor, Atatürk devrimlerini çağdaş cumhuriyet belleğinin kurucu unsuru olarak kabul ediyoruz.
Sanatsal faaliyetlerin niteliğini belirleyen ölçüt, siyasi tercih ve baskılar değil, mesleki standartlardır. Bu nedenle sanat kurumlarının siyasal müdahaleden korunması ve özerk işleyişinin güvence altına alınması temel hedefimizdir çünkü sanat, özgür düşüncenin, eleştirinin ve demokrasinin alanıdır. Sanatçının özgürce üretebildiği, emeğin güvencede olduğu ve eleştirinin değer gördüğü bir kültür ortamı yaratacağız. Aynı zamanda açık kaynak kültürünü, bilgiye erişimin bir aracı olarak görüyoruz. Bilgiye erişim bir ayrıcalık değil, demokrasinin temelidir. Dijital çağın sunduğu imkanları, doğru bilgiye erişimi ve toplumsal katılımcılığı artıran politikalarla hayata geçireceğiz.
Bu vizyonun ekonomik boyutu da en az kültürel boyutu kadar güçlüdür. Yaratıcı endüstriler yalnızca kültürel çeşitliliği değil, ekonomik dönüşümü de temsil eder. Sinema, müzik, tasarım, edebiyat, yayıncılık, dijital sanatlar, oyun sektörü, artırılmış gerçeklik ve büyük veri gibi alanlarda üretimi destekleyeceğiz. Bu kapsamda yaratıcı girişimcilik ekosistemlerini, sosyal inovasyonu teşvik edecek, sanatçılardan teknoloji geliştiricilere kadar geniş bir alanda adil ve güvenceli çalışma koşullarını güçlendireceğiz. Kültür dijitalleşirken fikri mülkiyet haklarını koruyacak, emeği görünür, bilgiyi paylaşır kılacağız. Türkiye’nin geleceğini yaratıcılığın, özgürlüğün ve bilginin gücüyle inşa edeceğiz."