Güncel

Gazeteci Tolga Şardan, ‘BTK’ haberi nedeniyle gözaltına alınıp serbest bırakılmış!

Gazeteci Tolga Şardan, BTK'deki e-imza kullanıcılarının şifrelerinin sızdırıldığına dair yazısı nedeniyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını duyurdu.

Geçtiğimiz cuma günü, T24 yazarı Tolga Şardan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nda (BTK) tüm e-imza kullanıcılarının şifrelerinin saklandığı veri havuzunun sızdırıldığına dair bir yazı yayımlamıştı. Bu iddialar, BTK tarafından hızla yalanlandı.

Bugün, Şardan köşe yazısında, cuma akşamı mesai bitiminde BTK hakkındaki haber nedeniyle gözaltına alındığını açıkladı. Şardan, "İki yıl önce yaşadığım benzer bir durumu hatırlayarak hareket ettim. Sivil polis ekibiyle T24'ün ofisinden, önce sağlık kontrolü için hastaneye, ardından savcılığa götürüldüm" dedi.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI

Savcılıkta avukatları eşliğinde ifadesi alınan Şardan, "Avukatlar, görüşlerini tutanağa geçirdi. BTK'nın yalanlamasına rağmen, yazımda yer alan bilgilerin doğruluğuna inancım tam. Savcılık, dosyayı 'yurt dışına çıkış yasağı' talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme, savcılığın kararını onayladı ve ben de 'yurt dışına çıkış yasağı' ile adliyeden ayrıldım" ifadelerini kullandı.

Gazeteci Şardan'ın gözaltına alınmasına neden olan yazısı şöyle:

"BTK’daki e-imza şifrelerinin havuzunu patlattılar!

BTK’da ülke genelinde tüm e-imza kullanıcılarının şifrelerinin saklandığı veri havuzu patlatıldı. Kim ya da kimlerin yaptığı henüz belirlenemedi, idari incelemenin başladığı ifade ediliyor. Kurumda ciddi bir panik havası oluştuğu haberleri geliyor birkaç gündür. Veri havuzundaki bilgilerin başkaları tarafından ele geçilmesinin anlamı, tüm ülkede e-imza kullanarak işlem yapan elektronik imza sahiplerine ait şifrelerin çalınmış olması!

Yine, “yok artık, bu kadarı da olmaz, olamaz” denilebilecek bir meseleyle karşı karşıyayız.

Her ne kadar siyaset-yargı-devlet düzleminde gündem ilerliyor olsa da anlayanlar için vahim bir iddia çevresinde önemli gelişmeler yaşanıyor birkaç gündür Ankara’da.

Yaşananların merkezi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu. Bilinen adıyla BTK.

Hatırlayacaksınız, kısa süre önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü elektronik imza (e-imza) skandalıyla ilgili soruşturmanın bilgileri kamuoyuna yansıdı.

Soruşturma kapsamında, bazı suç örgütlerinin ülke genelinde e-imza kullanılarak para karşılığı sahte üniversite diploması ve sürücü belgesi başta olmak üzere kıymetli evrak ürettikleri ortaya çıktı.

Savcılık soruşturmasında, e-imzası kullanılan kişiler arasında BTK Başkanı’nın da bulunduğu anlaşıldı.

Skandalın perde arkasında yaşananları Büyüteç’te aktarmıştım.

Yazının özeti, BTK’daki eksik veri güvenliğinin sürece önemli katkısının olduğuydu.

Şimdi BTK’da yeni bir olay geçen hafta patlak verdi.

İster skandal deyin ister beceriksizlik, isterseniz vahamet şeklinde tanımlayın, size kalmış.

BTK’da ülke genelinde tüm e-imza kullanıcılarının şifrelerinin saklandığı veri havuzu patlatıldı.

Kim ya da kimlerin yaptığı henüz belirlenemedi. Yaşanan olayla ilgili BTK’da idari incelemenin başlatıldığı ifade ediliyor. Kurumda ciddi bir panik havası oluştuğu haberleri geliyor birkaç gündür.

Veri havuzundaki bilgilerin başkaları tarafından ele geçilmesinin anlamı, tüm ülkede e-imza kullanarak işlem yapan elektronik imza sahiplerine ait şifrelerin çalınmış olması!

Okuduğunuz gelişme, savcılığın yürüttüğü soruşturmadaki tespitlerin epeyce ötesinde bir durum maalesef.

Her kim veya kimler e-imza şifrelerini ele geçirdiyse, elektronik imza kullanıcılarını çok sıkıntılı günlerin beklediğini belirteyim.

Artık, bilgisayarına aparat takarak elektronik imzasıyla işlem yapan hiçbir kullanıcı güvende değil.

Bu arada e-imzanın nasıl çalıştığını da küçük bir dip notla anlatayım; e-imzanın üzerinde kullanıcılar için BTK tarafından üretilen, epeyce uzun rakam ve harflerden oluşan kişiye özel dijital kod bulunuyor. Bu kod, aynı zamanda e-imzanın da şifresi.

E-imza sahibi kullanıcı, işlem yapmak istediği zaman bilgisayarına taktığı USB’deki şifre yardımıyla elektronik imzasını kullanabilmekte.

BTK’nın veri havuzunun patlatılmasını engellemek elbette mümkündü. Sisteme “savunma ve dışarıdan müdahaleleri engelleyici” yatırım yapılması gerektiğini söylemek lazım. Yatırım yapılmayınca skandalla yüzleşildi.

BTK yönetimi, savcılıktaki adli soruşturma ve yargılamaya konu olan tabloyu savuşturmayı başarmıştı ama şimdi yaşanan problemin üstesinden nasıl gelinecek, göreceğiz.

* * *

Emniyet’te işler karışık

Emniyet teşkilatında hemen her gün ilginç gelişmeler oluyor.

Büyük Taarruz’un başlatıldığı 26 Ağustos 1922’yi anmak amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kurumsal sosyal medya hesabından yapılan Atatürk’süz fotoğraf skandalı sonrasında Medya, Halkla İlişkiler ve Protokol Dairesi Başkanı Güngör Selçuk, hafta başında görevden alındı.

Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın “kişisel tasarrufu” ile Adana’dan getirilip daire başkanı atanan Selçuk’un liyakatinin göreve yeterli olmadığı böylelikle ortaya çıktı.

Demirtaş’ın üzülerek görevden aldığı lise müdürü Selçuk, yeniden Milli Eğitim’deki kadrosuna döndü.

Tayin nedeniyle Demirtaş’ın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya kırgın olduğu öne sürülüyor. Hatta Yerlikaya’nın son dönemdeki yurt gezilerinde Demirtaş’ın yer almaması dikkati çekti.

Koskoca Emniyet Genel Müdürü’nün tasarrufunun ne kadar yeterli olduğunun acı örneği, emniyet teşkilatının tarihine girdi.

Şimdi yakın zamanda il emniyet müdürlerinin yer alacağı kararnamenin çıkarılacağı kulisi seslendiriliyor bir süredir.

Kulis dönüyor ama her şeyden önce Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun çalışmaya başlaması gerekiyor. Emekli edilecekler var, bir üst rütbeye yükselmeyi bekleyenler var, birinci sınıfa yükselip kararnameye girmeyi hedefleyenler var.

İçişleri Bakanlığı hem kaymakamlar kararnamesini hem de jandarma ile sahil güvenlik teşkilatlarının kadrosunda rütbe alanları ve tayinleri açıkladı. Buna karşın emniyette henüz ses yok!

Bakan Yerlikaya’nın emniyetteki atamaları gerçekleştirmeden önce yaz başında hayata geçirmeye çalıştığı ancak yükselen tepkiler sonrasında beklemeye aldığı emniyet teşkilatını yeniden şekillendirecek yasa değişikliğini TBMM’den geçirmeye kararlı olduğu biliniyor.

Emekli olması gerekenler, halen maaş almaya devam ediyor. Terfi bekleyenler yerinde sayıyor. Polis intiharları gündemde. Suça karışan personel sayısı artıyor. Müfettişler sürekli dosya yapmakla meşgul.

Buna karşın, sorunların çözümü için herhangi bir adım atıldığı, adım atılması için çaba gösterildiği de yok.

Kim kime, dum duma misali."