Güncel

Fransa, Türkiye'nin AB'ye girme şartlarını açıkladı

Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, "AB'nin Türkiye'nin adaylığı konusundaki tutumunda muğlaklık yok. Süreç hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları gibi kriterlere uyulmasına bağlı." dedi.

Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, Fransa'nın Filistin Devleti'ni tanıma kararı, ikili ilişkiler ve Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yazılı olarak yanıtladı. Fransa'nın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Filistin Devleti'ni tanıma kararı ve Fransa'yı bu konuma getiren hususların sorulması üzerine Dumont, şu değerlendirmede bulundu:

"Fransa, bu kararı almaya hazır olduğunu her zaman ifade etti, ancak bunu 'yararlı' olacağı zaman yapacağını söylemişti. Biz her zaman, iki halkın yan yana barış içinde yaşamasına olanak sağlayacak tek çözüm olan iki devletli çözümü savunduk. Ne yazık ki, son aylarda, tanınmış iki devlet olasılığının ölümcül bir tehlikeye girdiği yadsınamaz bir şekilde ortaya çıktı. Bu, Hamas'ın 7 Ekim'deki terör saldırılarının yanı sıra, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının süresiz olarak uzatılması ve Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetlerinin hızlanmasından da kaynaklanıyor. Bu nedenle, iki devletli çözümü yeniden canlandırmak ve siyasi bir dinamizm başlatmak için yalnızca sembolik olarak değil, somut olarak da harekete geçmek aciliyet arz ediyordu. Filistin Yönetimi Başkanı da 9 Haziran 2025'te Fransa Cumhurbaşkanı ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne gönderdiği mektupta, 7 Ekim terör saldırısını kınayarak ve Hamas'ın silahsızlandırılması çağrısında bulunarak cesur taahhütlerde bulundu. Cumhurbaşkanı'nın bu kararı almasında bu taahhütlerin de etkisi oldu."

İsrail'in Gazze'yi tam kapsamlı işgal planı anımsatılan ve Filistin Devleti'ni tanıma kararı için geç kalınıp kalınmadığı sorulan Dumont, bugün Fransa'nın Temmuz ayında Suudi Arabistan ile başlattığı girişim sayesinde iki devletli çözümü yeniden canlandırmak için kolektif bir teşebbüsün başlatıldığını gördüklerini belirtti. 142 devletin 12 Eylül 2024 tarihinde BM'de iki devletli çözümü Orta Doğu'ya barışı ve istikrarı getirebilecek tek çözüm olarak kabul eden bir karar lehine oy kullandığını söyleyen Dumont, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu önemli bir gelişmedir: Bir taraftan Fransa'nın ardından, gelecek hafta Filistin Devleti'ni tanımaya karar veren birçok Batılı ülke var. Diğer taraftan, özellikle bu noktayı vurgulamak istiyorum, tüm Arap ülkeleri, Hamas'ı ve işlemiş olduğu suçları kınayan ve rehinelerin koşulsuz serbest bırakılmasını talep eden bu kararı kabul ettiler ve zamanı geldiğinde İsrail ile normal ilişkiler kurma niyetlerini beyan ettiler. Hatta Türkiye de İki Devletli Çözümün Uygulanması Konferansı'nın bir çalışma grubuna eş başkanlık ederek bu çalışmaya katkıda bulundu ve bu karar lehinde oy verdi.

Dolayısıyla, barış ve bir arada yaşamaya dayalı kalıcı bir siyasi çözümün temellerini atan 142 ülke var. Bu eşi benzeri görülmemiş bir durum. Bu ivme, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Filistin'i tanıma yönündeki çok önemli kararı olmasaydı mümkün olmazdı."

"SÜREKLİ İSTİŞARE HALİNDEYİZ"

Büyükelçi Dumont, Fransa'nın Filistin'i tanıma kararının Türkiye-Fransa ilişkilerinde bir yakınlaşmaya yol açıp açmayacağı sorusu üzerine, "Fransa ve Türkiye bu konuda güçlü bir söylem ortaya koydular. Bu konuda Türk yetkililerle, üst düzeydekiler de dahil olmak üzere, sürekli istişare halindeyiz. Bu gergin bölgesel bağlamda ve önümüzdeki hafta BM Genel Kurulu gibi yaklaşan uluslararası etkinlikler çerçevesinde, bu diyaloğun önümüzdeki haftalarda devam edeceği ve yoğunlaşacağı açıktır" ifadelerini kullandı.

"İLİŞKİLER OLDUKÇA YOĞUN"

İkili ilişkilerin olması gerektiği seviyede mi olduğu sorulan Dumont, şu yanıtı verdi:

"Her gün göremeyebilirsiniz, ancak Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkiler oldukça yoğun. Liderlerimiz, G20 ve NATO gibi zirvelerde düzenli olarak bir araya gelip görüşüyorlar. Cumhurbaşkanlarımız en son 21 Ağustos'ta Ukrayna ve Gazze'deki gelişmeler hakkında görüştüler. Özellikle Fransa ve Türkiye'nin yakın ve doğrudan çevresinde yaşanan küresel çalkantılar karşısında, ortak noktalarımızı güçlendirmenin ve farklılıklarımızı anlamanın en iyi yolu olduğuna inanarak bu düzenli diyaloğu sürdürüyoruz."

"TÜRKİYE'YE BAĞLI"

Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, Türkiye-AB ilişkileri bağlamında" Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi değerler üzerine kurulu olan Avrupa Birliği’nin de kimi konularda ikircikli davrandığını görüyoruz. Yakın gelecekte Türkiye AB üyesi olabilir mi? Avrupa kamuoyunun Türkiye'nin üyeliğine desteğini nasıl buluyorsunuz" soruları üzerine şu değerlendirmede bulundu:

"AB'nin Türkiye'nin adaylığı konusundaki tutumunda herhangi bir muğlaklık olduğunu düşünmüyorum. Katılım süreci, özellikle hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları, yani AB'nin temel değerleri gibi somut ve net kriterlere uyulmasına bağlıdır. 2005 yılında katılım müzakerelerinin başlangıcından bu yana Türkiye'ye söylenen budur ve bu yolu izlemeye hazır olduğunu somut bir şekilde göstermek yalnızca Türkiye'ye bağlıdır.

Avrupa kamuoyunun her genişlemeyi sorgulaması normaldir. AB, farklılıklarıyla olduğu kadar ortak değerleriyle de güçlüdür. Avrupalı vatandaşların, genişlemenin ekonomi, güvenlik ve hatta temel özgürlüklerine saygı da dahil olmak üzere, Avrupalıların günlük yaşamları üzerindeki etkisi konusunda çok somut endişeleri vardır. Katılım sürecinin zorlayıcı yapısı, tam da bu endişelere yanıt vermeyi amaçlamaktadır ve çoğu zaman meşru olan bu sorulara yanıt vermek, gerek AB gerekse aday ülkeler olmak üzere, herkesin sorumluluğudur."