Güncel

Fahrettin Altun'un İmamoğlu 'itirafı' belgeli düelloya dönüştü: Avukatın itirazına CHP'den sert yanıt!

Görevden alınan Fahrettin Altun, İBB soruşturmasında 'kilit isim' olrak lanse edilen Serdar Haydanlı'nın Saray'dan ihale aldığını avukatı aracılığıyla doğruladı. Altun’un avukatı önce kamu kurumlarına yazılmış resmi belgeleri gazeteci Ertuğrul Özkök’e iletti, daha sonraki açıklamalarında ise iddialara itiraz etti. Bunun üzerine CHP'li Murat Emir'den sert yanıt geldi.

Görevden alınan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sessizliğini İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığı İBB soruşturması için bozdu.

İktidar medyasının İBB soruşturmasında 'kilit isim' diyerek haberini yaptığı Serdar Haydanlı'nın Saray'dan ihale aldığını, Fahrettin Altun belgelerle doğruladı. Altun, Serdar Haydanlı hakkındaki bilgileri avukatı Sezgin Tunç aracılığı ile kabul etti.

İBB soruşturmasında Haydanlı'nın 'naylon fatura' kestiği iddia edilmiş, iktidar medyası ihaleler ortaya çıkınca da haberlerini silmişti.

ALTUN'UN AVUKATI BEGELERİ GÖNDERDİ

Tunç, Saray'ın resmi belgelerini Gazeteci Ertuğrul Özkök ile paylaştı

Özkök ise 10haber'deki yazısında, "Fahrettin Altun’un doğruladığı belge şunu ortaya koyuyor: Devlet ilk defa İmamoğlu hakkında itirafçı olan iş insanlarının şirketlerine geçmişte bir çok resmi kurumun da çok sayıda ihale verdiği itiraf ediyor" ifadelerini kullandı.

ÖNCE PAYLAŞTI SONRA İTİRAZ ETTİ

Tunç'un Özkök'ün bu görüşüne X hesabından itiraz etti. Bunun üzerine de Altun'un avukatına CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'den yanıt geldi.

Emir, belgeleri Altun'un avukatı Tunç'un paylaştığını hatırlatıp, "Şimdi çıkıp 'yargıyla ilgisi yok' diyemezsiniz!" dedi.

Emir, paylaşılan belgelerin Haydanlı ve diğer isimlere, "Kolaylık sağlanmasının" talimatı olduğunu iddia etti.

BELGELERDE ÇOK SAYIDA İSİM KAPTILMIŞ

Özkök, kendisine gönderilen resmi Cumhurbaşkanlığı belgelerinin üzerinde birçok ismin kapatıldığını belirtip, "Bence onların da açıklanmasında yarar var. Belki aralarından başka bazıları da şu an “İtirafçıya” dönmüş durumdadır." demişti.

Emir, Altun'un avukatı Tunç'a X'ten şu yanıtı verdi:

Sezgin Tunç, o belgeleri siz paylaştınız, şimdi çıkıp “yargıyla ilgisi yok” diyemezsiniz!

Ortada iddia değil, belgelenmiş bir kumpas var!

19 Mart darbesiyle Ekrem İmamoğlu'na ve yol arkadaşlarımıza operasyon çeken iktidarın, şimdi "itirafçı" diye sahaya sürdüğü isimler, yıllardır AKP'den ihale alan işbirlikçiler!

Cumhurbaşkanlığı antetli, Fahrettin Altun imzalı o yazılar kamu kurumlarına “bu firmalara kolaylık sağlayın” talimatıdır.

Ve ihale dağıttığınız isimler bugün “itirafçı” diye Ekrem İmamoğlu’na, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere kumpas kurmak için kullanılıyor.

Şimdi çıkıp “yargı süreciyle ilgisi yok” diyorsunuz.

Öyleyse neden 125 gün susup izlediniz?

388 ihalenin 300’ünü AKP’li belediyelerden alanlar sadece CHP’li başkanlara karşı konuşuyorsa, ortada hukuk değil siyasi tetikçilik vardır!

Serdar Haydanlı’nın bir telefonla nasıl serbest bırakıldığını Genel Başkanımız Özgür Özel anlattı ve siz susarak onayladınız!

Asıl soruşturulması gerekenler ödüllendirilirken, halkın seçtiği belediye başkanları tutsak ediliyorsa; bu düzene yargı değil, çürüme denir!

Milletimiz, iradesine yapılan kumpası da, bu çürümüş iktidarı da tarihe gömecek!

Altun'un avukat Sezgin Tunç haberlere ve CHP'li Emir'e şu yanıtı verdi:

Ne benim ne müvekkilim Fahrettin Altun’un söz konusu şahıs için tek bir kelime açıklaması olmamıştır.

Haber adı altında apaçık bir yalan ve psikolojik harp faaliyeti yürütülmektedir.

CHP’nin grup başkan vekilinin de mal bulmuş mağribi gibi bu faaliyete destek vermesi ve katılması hakikati perdeleme ve devam eden yolsuzluk soruşturmalarını sulandırma çabasıdır.

Kamuoyuna duyurulur.

NELER OLMUŞTU?
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındığı 19 Mart operasyonunda gözaltına alınan Serdar Haydanlı, Türkiye'nin gündemine oturmuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Haydanlı'nın gözaltına alındığı gün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın Koruma Müdürü Ali Erdoğan'ın aradığını söylemiş ve 'şubeden' serbest bırakıldığı iddia etmişti.

Özel, kamuoyuna Haydanlı'nın serbest bırakıldığına dair belge de sunmuştu fakat resmi makamlar CHP liderinin iddiasının yalanlamıştı.

İBB operasyonunda ve Saraçhane eylemlerini başlandığı dönemde ismi çokça geçen Haydanlı yine gündeme geldi fakat bu sefer görevden alınan Fahrettin Altun ile.

Haydanlı'ya yönelik usulsüzlük iddialarına sıralanırken iktidar medyası devletten alınan dev ihalelere sessiz kalmıştı. Haydanlı'nın şirketi 4.5G Grup'un aldığı dev ihaleler tek tek sıralanmıştı.

Haydanlı'nın aldığı ihalelerden biri de Cumhurbaşkanlığı'nın 100'üncü Yıl Kutlamaları ile ilgili reklam filmiydi.

Dönemin İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un imzası ile kamuoyuna paylaşılan belge ne doğrulanmış ne yalanlanmıştı.

Altun, sessizliğini avukatı Sezgin Tunç aracılığı ile Saray'ın Haydanlı'ya ihale verdiğini kabul etti.

10haber'den Ertuğrul Özkök, köşesinde Tunç'un ifadelerini şöyle aktardı:

Evet o yazı yazıldı. Ama sanki sadece Serdar Haymanlı’ya böyle bir yazı yazılmış gibi bir izlenim yaratıldı. Sayın Başkan 100’ncü Yıl kutlamaları dolayısıyla çok sayıda şirket için aynı türde “Görevlendirme” yazısı yazdı. İsterseniz bu yazıların örneklerini size gönderebilirim. Yani o özel bir işbirliği için değil, Devlet kurumlarının 100’cü Yıl çalışmalarında kimlerle işbirliği yapılacağını gösteren genel bir yazıydı.


Özkök, "Niye bunu açıklamak için 125 gün beklediniz?" sorusuna Tunç'un şöyle yanıt verdiğini yazdı:

Yürümekte olan bir soruşturma söz konusuydu o nedenle bir açıklama yapmamayı uygun gördük.

Özkök, Altun'un avukatı aracılığı ile yaptığı bu açıklamayı 'resmi itiraf' olarak niteledi. Bunu üzerine de Altun'un avukatın X paylaşımı yaptı. Emir de yukarıdaki yanıtı Tunç'un şu paylaşımına verdi:


Ertuğrul Özkök, yine bir manipülasyona imza atmışsınız. Bu, gazetecilik değildir.

Daha önce bir iddia ortaya attınız. Hiçbir teyit mekanizmasını işletmediniz. Kulaktan dolma söylentilerle müvekkilim Fahrettin Altun’u itham ettiniz.

İddia neydi? Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlamaları dolayısıyla tek bir firmaya etkinliklerde izin ve kolaylık sağlanması için kamu kurumlarına yazı yazıldığı iddia edilmişti.

Oysa o dönemde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 100. Yıl kutlamaları için proje üreten pek çok firma için kamu kurumlarına aynı içerik ve mahiyette yazılar yazmıştır.

Ertuğrul Bey, ben sizinle o belgeleri bu hakikati ortaya çıkarmak için paylaştım.

Siz ne yaptınız? Sözlerimi çarpıtıp konuyla hiç alakası olmayan bambaşka bir noktaya çektiniz.

O zaman bu iddianızı da yanıtlamak durumundayım.

Bahse konu hiçbir belge sureti halihazırda bağımsız Türk yargısı tarafından yürütülen hiçbir soruşturmaya referansta bulunmamakta, herhangi bir kanaat ortaya koymamaktadır.

Müvekkilim Sayın Fahrettin Altun’un bağımsız Türk yargısı eliyle yürütülen herhangi bir soruşturmaya müdahil olması asla ve kata söz konusu değildir. Hele ki devam eden bir yolsuzluk soruşturması bağlamında “devlet müdahil oldu” gibi bir iddiayı dile getirmek abesle iştigaldir.

Belli ki partizanlık gözünüzü kör etmiş!

Ertuğrul Özkök’ün akla ziyan açıklamaları dolayısıyla kamuoyunu bilgilendirmeyi görev addederim.

Saygılarımla.

Özkök de Altun'un avukatının sosyal medya açıklamasına şöyle yanıt verdi:


Yazım dün gece yayınlandıktan sonra Sezgin Tunç X üzerinden tepkili bir açıklama yazdı.

Beni manipülasyon yapmakla suçladı.

Oysa yazımda çok net bir ayırım yaptım.

Kendisinin sözlerini tırnak içinde aynen aktardım.

Bana Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı antetli, 12 şirkete yazdığı yazıları gönderdi.

Bunları aynen aktardım.

Sonra “ Buraya kadar onun söylediklerini aktardım. Bundan sonra yazacaklarım benim yorumum”dedim.

Tekrar edeyim sizin söylediklerinizle kendi yorumum arasına çok net bir duvar çektim.

Hatta “ Savcılık bunları nasıl yorumlar bilemem” diye de ekledim.

Kısaca o yorum size ait değil bana ait.Böyle telaşla üzerinize almanıza hiç gerek yok.

Benim yorumumla ilgili söyleyebileceğimiz şey “ Bu yazılar öyle yorumlanamaz” veya “Bu yoruma katılmıyorum” demek olabilir.

Artık gazetecilerin yorum hakkına da mı müdahale edeceksiniz?

Siz bana söylediklerinizi saptırmış mıyım onu söyleyin.

Bırakın şirketlere yazılan o yazıları avukatlar, savcılar ve hakimler değerlendirsin.

Ama asıl manipülasyonu siz yapmaya devam ediyorsunuz. Haymanlı’ya iş verilmesi için yazılan mektubu yine benim iddiam diye sunuyorsunuz.

Geçen sefer söyledim yine söyleyeyim.

O yazıyı 19 Mart günü CHP Genel Başkanı Özgür Özel televizyonlarda canlı yayınlanan konuşmasında açıkladı. Yani iddia onun. Ben de milyonlarca insan gibi o açıklamadan öğrendim. Siz de benzer yazıların başka bir çok şirkete de yazıldığını söyleyerek doğruladınız.

Yani benim değil, Özgür Özel’in açıkladığı yazıyı doğruladınız.

Yorumuma katılmayabilir hatta tepki gösterebilirsiniz ama manipülasyondan bahsedip hakaret etmeyin.

Fahrettin Altun’un kendi imzası ve İletişim Başkanlığı antetli kağıtla gönderdiği bir yazı kamusal alana çıkmıştır ve onun üzerine isteyen istediği yorumu yapabilir.