Erdoğan, “Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi”nde konuştu. Yapay zekânın oluşturabileceği tehditler ve sosyal medyada maruz kalınan dijital zorbalık hakkında konuşan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'nin yarınlarını şekillendirecek evlatlarımızın kıymetli ailelerine, 81 ilimizin tamamında fedakarca görev yapan tüm öğretmenlerimize, maarif ordumuzun tüm üyelerine şükranlarımızı sunuyorum.
Cumartesi ve pazar günü YKS sınavına girecek tüm öğrencilerimize Rabbim zihin açıklığı versin diyorum.
Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolaylaşırken, Türkiye olarak bu değişeme en hızlı uyum sağlayan ülkelerden biriyiz. Müfredatından eğitimci kadrosuna çağa ayak uyduramayan eğitim sistemleri tarih olmaya mahkumdur. Göreve geldiğimiz günden beri, fiziki ve teknik imkanlarından sınıf mevcutlarına eğitim kurumlarımızı çağın ihtiyaçlarını karşılayan güçlü kurumlara çevirdik. 21 bin 575 okulun ağ alt yapı kurumunu tamamladık. 13 bin 800 okulumuza yüksek hızlı fiber internet erişimi sağladık.4382 okulumuzu mobil internet ile buluşturduk. Öğrencilerimizin modern katılımcı ve zengin bir öğrenme ortamından istifade edebilmesi için toplam 626 bin 440 etkileşimli tahtayı sınıflarımıza yerleştirdik.
Öğrencilerimizin bilişim teknolojileri okuryazarlık yetkinlikleri geliştirmek için sınıflar teşkil ettik. Son teknoloji ürünü tam donanımlı sınıflar kurarak dijital eğitim alt yapımızı güçlendireceğiz.
Çalışmaları süren EBA Akademi ile öğrencilerimizin kişisel gelişimlerini destekleyen eğitimler sunduk. Her öğrencinin gelişimini bireysel düzeyde takip ediyoruz.
BÖLGEMİZDEKİ SON HADİSELER VERİ GÜVENLİĞİNİ BİZE BİR KEZ DAHA HATIRLATTI
Bölgemizdeki son hadiseler veri güvenliğini bize bir kez daha hatırlattı. Yabancı menşeli mesajlaşma uygulamalarının yol açtığı güvenlik zafiyetlerin okuyoruz. Veri güvenliğimizin güçlendirilmesi amacıyla BİP ile bakanlığımız arasındaki iletişimi arttırıyoruz.
Sosyal medyanın geleneği tahrip etmeden var olması ve hayatımıza değer katması en büyük arzumuzdur. Dijitalleşmenin ışık hızıyla yayılmasıyla kendimizi bir kuşatma ile karşı karşıya hissediyoruz. Organik ilişkilerin yerini dijitalleşmenin araçları alıyor. Dijital zorbalığın engellenmesi de önceliklerimiz arasında olmalıdır.
Dijital platformların gençlerimizi, çocuklarımızı birer pazar malzemesi olarak görmesine müsaade edemeyiz. Bu şirketler ve platformlar da sorumlu davranmak zorundadır. "
