Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunda ceza alt sınırının bir yıldan az olamayacağına ilişkin düzenlemenin iptali istemini 11 Aralık Perşembe günü esastan görüşecek. Düzenlemenin iptal edilmesi halinde, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında daha önce verilen iki mahkeme kararının seyrinin değişebileceği değerlendiriliyor.
MAHKEME, TCK’NIN İKİ MADDESİNİ GÜNDEMİNE ALDI
Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin başvurusu üzerine AYM, Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a maddesindeki “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakarette ceza alt sınırı bir yıl” hükmünü ve 131. maddede kamu görevlilerine yönelik hakaretin şikâyete bağlı olmaksızın soruşturulmasını öngören istisnayı gündemine aldı.
Başvuruda, düzenlemelerin ifade özgürlüğünü orantısız şekilde sınırladığı, kamu görevlileri için öngörülen ağır cezanın Anayasa’ya aykırı olduğu savunuldu.
İPTAL GELİRSE İMAMOĞLU’NUN İKİ DAVASI DEĞİŞEBİLİR
AYM’nin muhtemel iptal kararı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında sonuçlanmış ya da devam eden iki dosyada etkili olabilir:
Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle verilen 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası, “kamu görevlisine hakaret” kapsamında verildi.
Kamuoyunda “ahmak davası” olarak bilinen, YSK üyelerine yönelik ifadeleri nedeniyle verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası da “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine hakaret” suçlamasına dayanıyor.
Her iki dosya da kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret kapsamında değerlendirildiği için, ceza alt sınırının iptali ve şikâyete bağlılık kuralının geri gelmesi halinde yargılamaların akıbetinin değişebileceği ifade ediliyor.
“AĞIR CEZA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜYLE BAĞDAŞMIYOR”
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tolga Şirin, düzenlemenin uluslararası standartlarla çeliştiğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünya genelinde hakareti suç olmaktan çıkarma yönünde açık bir eğilim var. Türkiye’de ise hakaret hâlâ bir suç. Ancak sorun, kamu görevlilerine yönelik ifadelerin neden daha ağır cezalandırıldığıdır. TCK 125/3 hükmü, ifade ve basın özgürlüğünü düzenleyen Anayasa maddelerine aykırıdır.”
“KAMU GÜCÜ KULLANANLAR ELEŞTİRİYE DAHA FAZLA KATLANMALI”
Prof. Dr. Şirin, AYM ve AİHM içtihatlarının ortak noktasının, “yetkisi artan kamu görevlilerinin daha geniş eleştiri sınırlarına katlanmak zorunda olduğu” prensibi olduğunu belirterek şunları ekledi:
“Ceza hukukunda kamu görevlilerine yönelik ifadeye daha ağır yaptırım getirilmesi, ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yaratıyor. Kamuoyunun denetim hakkı zayıflıyor. Bu nedenle söz konusu hükmün iptali gerekir.”
Prof. Dr. Şirin, “Ahmak davası” kapsamında hazırladıkları akademik görüşte de aynı gerekçeleri sunduklarını, birçok ülke Anayasa Mahkemesi’nin benzer hükümleri iptal ettiğini hatırlattı.
KARAR 11 ARALIK’TA
AYM Genel Kurulu, tartışmalı düzenlemeye ilişkin nihai kararını 11 Aralık Perşembe günü açıklayacak. Karar, hem siyaset hem de hukuk dünyasında yakından takip ediliyor.




