CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'ta yapılan şafak operasyonu ile gözaltına alınmış, gizli tanık ifadelerine dayandırılan İBB soruşturması kapsamında, cumhurbaşkanı adaylığı için 15.5 milyon halk oyunu aldığı 23 Mart günü, tutuklanarak Silivri'ye gönderilmişti.
Yaklaşık 8 ay sonra 11 Kasım'da iddianamesi hazırlanan dava için 9 Mart'a gün verildi. Duruşmanın, yetiştirilmesi halinde, Avrupa'nın en büyüğü olacağı söylenen Silivri'deki duruşma salonunda yapılması bekleniyor. Söz konusu salon, İBB soruşturmasından yola çıkılarak, çok sanıklı davaların görülmesi için inşa edilecek.

DİLEK İMAMOĞLU 15 HESABI ETİKETLEYİP ÇAĞRIDA BULUNDU!
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, yargılama sürecindeki sürelerin uzun aralıklarına dikkat çekerken eşinin yargılanacağı duruşma salonunun büyüklüğüne vurgu yapılarak duyurulmasına tepki gösterdi.
"Bunlarla mı övüneceğiz" diyerek adalet çağrısı yapan Dilek İmamoğlu, önceki paylaşımlarının aksine, bu kez Adalet Bakanlığı'nın haricinde Beştepe ve MHP'li Feti Yıldız dahil olmak üzere 14 hesabı daha etiketledi.
İktidar ve muhalefeti birlikte harekete geçmeye çağıran Dilek İmamoğlu, "106 kişinin tümü adeta matbu bir gerekçeyle tutsak edilmeye devam edilecek. Duruşma ise tam 3 ay sonraya verildi. Tüm bunlar ne demek biliyor musunuz? Bu masum insanların sadece savunma hakkını kullanabilmesi, mahkemede kendini savunabilmesi için 1 yıl içeride tutsak edileceği anlamına geliyor." dedi.
"ARTIK BU HUKUK GARABETİ SON BULSUN"
Dilek Kaya İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"11 Kasım 2025’te iddianame açıklandı. Tam 1 ay sonra, bugün tensip zaptı düzenlendi ve duruşma günü 9 Mart 2026 tarihine verildi. Sevdiklerimiz içeride aylardır haksızca, hukuksuzca, tamamen siyasi saiklerle delilsiz ve somut dayanaktan yoksun şekilde tutsak edilirken tensip zaptında 1 tek kişi dahi tahliye edilmedi. 106 kişinin tümü adeta matbu bir gerekçeyle tutsak edilmeye devam edilecek. Duruşma ise tam 3 ay sonraya verildi. Tüm bunlar ne demek biliyor musunuz? Bu masum insanların sadece savunma hakkını kullanabilmesi, mahkemede kendini savunabilmesi için 1 yıl içeride tutsak edileceği anlamına geliyor.
Şimdi öğreniyoruz ki; Silivri'de Avrupa'nın en büyük duruşma salonu yapılacakmış(!) Ülkemiz bunları hak ediyor mu? Bunlarla mı övüneceğiz? Savunma hakkımız yok sayılıyor, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal ediliyor ve sürecin tamamı en başından itibaren tüm Anayasal haklarımız ihlal edilerek ilerletiliyor. Artık bu hukuk garabeti son bulsun. Anayasamızın 2. maddesinde yazıldığı gibi hukuk devleti olmanın gereği ihya edilsin. Sadece biz tutuklu ailelerin değil, ülkemizin bir nefes almaya ihtiyacı var. Bu kötülüğü bize de, ülkemize de daha fazla yapmayın."





