Daha önce kantar denetiminden muaf olan 3 bin 500 kilogram ve altındaki bazı araçlar da 1 Kasım'dan itibaren kantar zorunluluğuna tabi olacak.
Düzenleme, kamyon ve nakliye firması sahiplerince protesto edildi. Yapılan açıklamada, uygulamayla kamyonet sahiplerinin araçlarını ticari amaçla kullanmalarının imkansız hale geleceği ve binlerce esnafın mağdur olacağı ifade edildi.
Eyleme destek veren CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının hiçbir gerekçe olmadan uygulamayı devreye soktuğunu belirtti.
Tanrıkulu, şunları kaydetti:
"Kamyonetlerin ağırlığı 3 bin kilo civarında. Bundan daha düşük olan da var, daha yüksek olan da var. Yani ortalama bu kamyonetçilere diyorlar ki, 'Siz ancak 500 kilo yük taşıyabilirsiniz. 500 kilodan fazla yük taşıyamazsınız.' Bunların kapasitesi 2 ton, 2,5 ton, 3 ton. Dolayısıyla 500 kiloya düşerse herhangi bir yük taşıyamayacaklar.
"BU BİR ZULÜMDÜR AYNI ZAMANDA"
Mesela bir yoksul yurttaşımız evini taşıyacak. Sadece buzdolabı mı taşıyacak? Sadece makine mi taşıyacak? Hayır evini taşıyacak. O da 2-3 ton yüktür. Dolayısıyla bu uygulamayla kamyonetçi esnafının herhangi bir biçimde geçimini yapması mümkün olmayacaktır. 500 kilo yükle hangi geçimi sağlayacaktır? Dolayısıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu esnafa getirdiği, şoför esnafına getirdiği bu kantar zulmüne son vermesi lazım. Bu, bir zulümdür aynı zamanda”
"BU ESNAFTAN HÜKÜMET NE İSTİYOR?"
Sadece Diyarbakır'da 5 bine yakın kamyonetçi esnaf olduğunu dile getiren Tanrıkulu, uygulamanın yürürlüğe girmesi halinde bu kişilerin geçinemeyeceklerini anlattı.
Tanrıkulu, “Bütün bu kamyonetler boşa çıkacak. Bunların kredi borcu var. Her gün vergi yüküyle karşı karşıyalar. Sigorta masrafları her gün yükseliyor. Mazot zaten önü alınmaz bir biçimde yükseliyor. Dolayısıyla kıt kanaat geçimlerini sağlayan bu esnaftan hükümet ne istiyor? Bakanlık ne istiyor? Cezayla, kantar zulmüyle, fişle falan ekmeklerine mani oluyor. Buna son verilmesi lazım” dedi.
"HİÇBİR KAMU YARARI OLMAYAN BU KANTAR ZULMÜNE SON VERİN"
Uygulamanın hiçbir kamu yararı olmadığını söyleyen Tanrıkulu, “Yol güvenliğiyle, can güvenliğiyle bir alakası yok. Eğer onunla ilgili bir sorun varsa zaten bireysel suç işleyenler varsa, trafiğe aykırı davrananlar varsa zaten cezayı kesiyorlar, esirgemiyorlar. Ama kollektif bir biçimde bütün esnaflara bu şekilde zulüm yapılması, böyle bir zorunluluk getirilmesi kabul edilemez. Diyarbakır'dan esnafımızla beraber bakanlığa sesleniyorum: Hiçbir kamu yararı olmayan bu kantar zulmüne son verin. Bu insanları açlığa mahkum etmeyin” dedi.