CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ziyaret ettiği CHP Besni İlçe Başkanlığı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Eti Maden’de 1 Ağustos’ta başlaması planlanan grevin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ''milli güvenliği bozucu nitelikte'' görülmesi nedeniyle 60 gün ertelenmesine tepki gösteren Ağbaba, şunları söyledi:

"Saray iktidarı grevleri sözde erteleme adı altında yasaklayarak bir kez daha emek düşmanlığını ilan etmiş oldu. Bu ülkede milli güvenliği tehdit eden işçiler değil, ülkeyi ucuz işgücü pazarına dönüştürenlerdir. Bu yasaklamalar ile birlikte AKP iktidarı döneminde yasaklanan grev sayısı 22’yi bulmuş oldu. AKP iktidarında bugüne kadar yaklaşık iki yüz bine yakın işçinin grev hakkı gasp edilmiş oldu. AKP demek grev düşmanlığı demektir.

"Birinci parti olmayı da sürdüreceğiz"

Artık alışılagelmiş bir biçimde her grev yasağının sebebi 'milli güvenliği bozucu nitelik' olarak gösterildi. Milli güvenliği, huzuru bozuyorsan sen bozuyorsun. Kamu işçileri hala zam alabilmiş değil. Güvenliği sen bozuyorsun, bu, Türkiye’deki 22. grev yasağı. Bir işçinin, sendikanın grev hakkı yoksa sendika da sözleşme de hikaye. Anayasa hakkı olan grev hakkını Tayyip Erdoğan, Eti Maden işçilerinin elinden alıyor. Bu Anayasa'ya, demokrasiye, hukuka aykırı. Herkesi topyekun mücadeleye çağırıyorum. Sloganımız, ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyor. Bu mücadelede hep beraber kavgayı, eylemleri büyütmediğimiz sürece bu iş devam eder. Her gittiğimiz yerde görüyoruz ki kalabalık artıyor, eylemimiz artıyor. Inşallah bu işi sizlerin de güçlü desteğiyle ve birliğimizi, beraberliğimizi bozmadan, dedikodulara inanmadan sürdürdüğümüzde cumhurbaşkanlığını Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı kazanacak ve birinci parti olmayı da sürdüreceğiz.

Cezaevi’nde koğuş arkadaşı tarafından bıçaklı saldırı…
Cezaevi’nde koğuş arkadaşı tarafından bıçaklı saldırı…
İçeriği Görüntüle

Sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev hakkı anayasal bir haktır. Bu hakkı 'milli güvenliği bozucu nitelik olarak göstermek', işçilerin anayasal haklarına el koymak demektir. Milli güvenliği tehdit eden işçiler değil, ülkeyi ucuz işgücü pazarına dönüştürenlerdir! Sayın Çalışma Bakanı her defasında sendikal hak ve özgürlüklerden bahsetmekte, sendikalaşmanın düşük olmasından dem vurmaktadır. Ülkede sendikalaşmanın işçiler açısından ne yazık ki iki sonucu oluyor; işçiler ya topluca işten ayılıyor ya da yasal hakları olan grevler, yasaklanıyor. Sayın bakana söylediği sözlerinin arkasında durmaya, işçilerin sendika ve grev hakkına sahip çıkmaya davet ediyoruz."

"Terörden daha fazla şehit veriyoruz bu dönemde"

Orman yangınlarına ilişkin ise Veli Ağbaba, şunları kaydetti:

"Türkiye yanıyor. Bakanlar liyakatsizler ordusu. ‘Gece görüşlü helikopterleri kullanmak için ortam yok’ demiş. Sen bunu çeyiz, süs için mi aldın? Uçaklar hangarda, beyler özel uçaklara biniyor, gencecik çocukları yangına sürüyorlar. 12 şehit verdik. İstifa da etmiyorlar. Geçtiğimiz gün, aşırı sıvı kaybından 2 asker öldü. Ondan bir hafta önce 12 askerimiz mağarada şehit düştü. Terörden daha fazla şehit veriyoruz bu dönemde. Ne milli Savunma Bakanı’nda ne Tarım Orman Bakanı’nda utanma var. Memlekette tavuk, 2 kedi öldürülsün millet ayağa kalkıyor; 14 asker şehit oluyor çıt çıkmıyor. Nerede bu milliyetçiler? Hollanda’da bir asker ölüyor Hollanda Savunma Bakanı istifa ediyor. Bizim askerimizin kanı daha mı ucuz daha mı değersiz? Bir kez daha buradan istifaya davet ediyorum."