Rojin Elveren'in doktoru yenidoğan çetesinden çıktı!
Rojin Elveren'in doktoru yenidoğan çetesinden çıktı!
İçeriği Görüntüle

Balıkesir TZD İl Başkanı Burak Uğur, Şap hastalığının yalnızca bir hayvan sağlığı sorunu olmadığını, aynı zamanda büyük bir ekonomik krize dönüştüğünü ifade etti. Uğur, dün yaptığı açıklamada, "2025 yılı hayvancılık için adeta felaket yılı oldu. Verim kayıpları, hayvan hareketine getirilen kısıtlamalar ve ölümler üreticiyi tükenme noktasına getirdi. Aşı maliyetleri arttı, yem fiyatları kontrolsüz yükseldi. Üretici borç sarmalında nefes almaya çalışıyor" dedi. CHP PM Üyesi Erhan Adem, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:

"Balıkesir’de TZD İl Başkanı Sayın Burak Uğur’un dile getirdiği uyarılar, sahadan yükselen çığlığın net bir yansımasıdır. Üretici alarm veriyor; fakat Tarım ve Orman Bakanlığı bu çağrılara karşı hâlâ gerekli aciliyette adım atmıyor.Türkiye’de yaşanan şap krizinin geldiği nokta, artık veterinerlik meselesi olmaktan çıkmış, bir devlet ciddiyeti sorunu hâline dönüşmüştür. Üreticinin hayvanı telef olurken Tarım Bakanlığı hâlâ masa başı açıklamalarla günü kurtarmaya çalışıyor. Aylardır sahadan yükselen uyarıları duymazdan gelen bir bakanlık, bugün yaşanan tablonun sorumluluğunu taşıyamaz.

Bu ülkeyi yönetenler, hastalığın bulaşıcılığından söz ediyor ama asıl bulaşıcı olan şeyin ihmal, kayıtsızlık ve ciddiyetsizlik olduğunu görmek istemiyor. Bir yanda hayvanları kapı önünde can çekişen üretici, diğer yanda sorun ‘yokmuş gibi’ davranan bir Bakanlık… Bu çelişki, Türkiye’de tarımın neden çöktüğünü açıkça anlatmaya yetiyor.

"BU KRİZ, VİRÜSÜN DEĞİL, TARIM POLİTİKALARININ ÇÖKÜŞÜNÜN RÖNTGENİDİR"

Bugün yaşananlar sürpriz değildir. Yıllardır uyarıyoruz: Sahadan kopuk yönetim, kifayetsiz kadrolar, göstermelik denetimler ve içi boş planlarla bir ülkenin hayvancılığı ayakta kalmaz. Bu kriz, virüsün değil, tarım politikalarının çöküşünün röntgenidir. Şap hastalığı bahane edilerek üreticinin sırtına yeni yasaklar, yeni külfetler yükleniyor ama kendi hatalarının yükünü taşımaya gelince bir tek devlet yetkilisi ortada yok. Üretici evladını okutamıyor, borcunu çeviremiyor, hayvanını yaşatamıyor; ama Bakanlık hâlâ makyajlanmış başarı hikâyeleri anlatma peşinde. Bu aymazlık artık sürdürülemez.

"HAYVANCILIĞI VİRÜS DEĞİL, LİYAKATSİZ TARIM YÖNETİMİ BATIRIYOR"

Buradan açıkça söylüyorum: Bu ülkenin hayvancılığını batıran virüs değil, liyakatsizliğin diz boyu olduğu tarım yönetimidir. Sorunun adı şap değildir; sorunun adı kötü yönetimdir. Üreticinin sabrı kalmamıştır. Bilimin, ciddiyetin ve planlamanın olmadığı hiçbir ülkede hayvancılık ayakta durmaz. Eğer bu ülkenin tarımını ve hayvancılığını ayağa kaldıracak bir irade olacaksa, bu irade; sahaya inen, üreticiyi dinleyen, sorumluluk alan, hesap veren bir yönetimden doğar. Biz bu iradeyi temsil ediyoruz. Bugün yaşanan krizin hesabını kim verecek? Kimin ihmaliyle bu tablo oluştu? Üreticinin kaybını kim karşılayacak? Bu soruların cevabını vermeden kimse bu milletin karşısına çıkmasın. Bu ülkenin çiftçisi susmuyor, susmayacağız. Türkiye’nin tarımı bu zihniyete mahkûm değildir."